Selçuk Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi

DSpace@Selçuk, Selçuk Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve için telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.




 

Güncel Gönderiler

Öğe
Elmas fiyat tahmini için makine öğrenmesi yöntemlerinin incelenmesi
(Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2025) Ünsal, Erkan; Kahramanlı, Örnek, Humar
Başta mücevherat olmak üzere birçok alanda çeşitli amaçlar için kullanılan elmasın, karmaşık bir fiyatlandırma sistemine sahip olması elmas ticaretinde sorunlara yol açmaktadır. Bu kapsamda, farklı kodlama ve normalizasyon tekniklerinin uygulandığı çeşitli veri ön işleme adımlarından geçirilerek elde edilen 4 değişik veri setiyle özgün makine öğrenmesi yöntemleri kullanılarak elmas fiyat tahmini yapılmaktadır. Elmas fiyat tahmininde kullanılan doğrusal (linear), k-en yakın komşu (k-nearest neighbors), destek vektör (support vector), karar ağacı (decision tree), rastgele orman (random forest), aşırı gradyan güçlendirme (extreme gradient boosting) ve çok katmanlı algılayıcı (multi-layer perceptron) yöntemlerinin performansları, yaygın olarak kullanılan MAE (Ortalama Mutlak Hata (Mean Absolute Error)), WMAE (Ağırlıklı Ortalama Mutlak Hata (Weighted Mean Absolute Error)), MSE (Ortalama Kare Hata (Mean Squared Error)), RMSE (Karekök Ortalama Kare Hata (Root Mean Squared Error)), R2 (R-Kare (R-Squared), Belirlilik Katsayısı (Coefficient of Determination)), MAPE (Ortalama Mutlak Yüzde Hata (Mean Absolute Percentage Error)) ve çalışmada geliştirilen yenilikçi metrikler QMAE (Kantil Ortalama Mutlak Hata (Quantile Mean Absolute Error)), AMAE (Asimetrik Ortalama Mutlak Hata (Asymmetric Mean Absolute Error)), QMAPE (Kantil Ortalama Mutlak Yüzde Hata (Quantile Mean Absolute Percentage Error)), AMAPE (Asimetrik Ortalama Mutlak Yüzde Hata (Asymmetric Mean Absolute Percentage Error)), MPAE (Ortalama Orantılı Mutlak Hata (Mean Proportion Absolute Error)), QMPAE (Kantil Ortalama Orantılı Mutlak Hata (Quantile Mean Proportion Absolute Error)), AMPAE (Asimetrik Ortalama Orantılı Mutlak Hata (Asymmetric Mean Proportion Absolute Error)) ile karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Bu incelemeler sonucunda, en uygun yöntemin belirlenmesi ve geliştirilen yenilikçi metriklerin geniş kullanım alanlarına sunulması hedeflenmektedir.
Öğe
Lise öğrencilerine uygulanan dinamik ve statik germelerin fiziksel ve fizyolojik parametreler üzerine etkisinin karşılaştırılması
(Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2025) Koşar, Süleyman; Tatlıcı, Ali
Bu çalışmanın amacı lise öğrencileri arasından seçilmiş yaşları 15-16 arasında değişen erkek bireylerden oluşan gruplarda statik ve dinamik germelerin fiziksel ve fizyolojik parametreler üzerinde etkisinin incelenmesidir. Bu çalışmaya, lisede öğrenim görmekte olan toplam 36 erkek öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Araştırma kapsamında katılımcılar rastgele olarak üç gruba ayrılmıştır: statik germe grubu (n = 12), dinamik germe grubu (n = 12) ve kontrol grubu (n = 12). Çalışmanın başlangıcında tüm katılımcılara ön test olarak şu değerlendirmeler uygulanmıştır: Otur-Uzan Esneklik Testi, T-Çeviklik (Agility) Testi, Flamingo Denge Testi, Dikey Sıçrama Testi ve 20 Metre Sürat Testi. Ön testlerin ardından deney gruplarındaki katılımcılar, sekiz hafta boyunca haftada iki gün gerçekleştirilen beden eğitimi derslerinde ilgili germe egzersizlerine (statik veya dinamik) dahil edilmiştir. Kontrol grubundaki katılımcılar ise herhangi bir germe protokolüne katılmamış, yalnızca rutin beden eğitimi derslerine devam etmiştir. Sekiz haftalık uygulama süreci sonunda, tüm katılımcılara aynı testler tekrar uygulanarak son test verileri elde edilmiştir. Verilerin istatistiki analizlerinde SPSS 25 paket programı kullanılmıştır. Araştırmaya ait verilerin normal dağılımları Shapiro-Wilk testi ile test edilmiştir. Normal dağılmayan veri setleri için çarpıklık ve basıklık değerleri kontrol edilmiş ve ± 2 içindekilerin normal dağıldığı kabul edilmiştir. Normal dağılım gösteren veriler için ikili değişkenlerde paired sample t testi, 2'den fazla değişken karşılaştırılmasında ise tek yönlü varyans analizi (Anova) kullanılmıştır. Farklılıkların hangi gruplardan kaynaklandığının tespitinde ise post hoc testlerden LSD testi kullanılmıştır. Statik grupta dikey sıçrama değerleri anlamlı düşerken, esneklik ve denge parametrelerinde anlamlı geliştiği görülmüştür farka rastlanmıştır (p<0,05). Dinamik grupta ise dikey sıçrama, esneklik, çeviklik ve denge parametrelerinde anlamlı değişim bulunmuştur (p<0,05). Kontrol grubunda istatistiksel fark bulunmamıştır (p>0,05). Sonuç olarak, dinamik germe egzersizlerinin, esneklik, çeviklik, denge ve dikey sıçrama gibi fiziksel performans parametreleri üzerinde statik germeye kıyasla daha belirgin ve olumlu etkiler sağladığı görülmüştür. Bu doğrultuda, özellikle ergen bireylerle yürütülen beden eğitimi ve antrenman programlarında dinamik germelere öncelik verilmesi, fiziksel performansın artırılmasında etkili bir yöntem olabilir.
Öğe
Sakroiliak-iliosakral disfonksiyonların vücut ağırlık merkezi üzerindeki etkilerinin incelenmesi
(Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2025) Parlak, Burak; Dayan, Mustafa Orhun; Taşgın, Erdal
Sakroiliak eklem (SİE), pelvis ve omurga arasında konumlanan, mekanik yük transferi, postür kontrolü ve dinamik stabilite sağlamada hayati bir rol üstlenen sinoviyal bir eklemdir. Bu eklem, yürüme, koşma ve statik duruş gibi aktiviteler sırasında vücut ağırlığının alt ekstremitelere dengeli dağılmasını sağlayarak biomekanik bütünlüğü korur. Ancak, travmalar, tekrarlayan mikrohasarlar, gebelik, obezite veya inflamatuar süreçler gibi faktörler, sakroiliak eklem disfonksiyonu (SİED) olarak tanımlanan fonksiyonel veya yapısal bozukluklara yol açabilmektedir. SİED, klinikte sıklıkla kronik bel ağrısı, postüral instabilite ve kas-iskelet sisteminde ikincil kompansasyonlar ile ilişkilendirilir. Vücut ağırlık merkezindeki (VAM) minimal sapmalar uzun vadede omurga eğrilikleri, pelvik rotasyon ve eklem dejenerasyonu gibi patolojilere zemin hazırlayabilir. Bu nedenle, SİED'nin erken tanısı ve VAM bozulmalarının önlenmesi bireysel yaşam kalitesinin korunması ve toplum sağlığı açısındanönem taşı maktadır. Bu çalışmanın temel amacı SİED ile VAM arasındaki ilişkiyi multidisipliner bir bakış açısıyla ele almak ve Çift Terazi Testi (ÇTT) gibi non-invaziv bir yöntemin erken tanıdaki etkinliğini ortaya koymaktır.
Öğe
Rekreatif futbol etkinliklerine katılan 10-13 yaş erkek çocukların farklı değişkenlere göre hayal etme düzeylerinin incelenmesi
(Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2025) Minver, Feyzullah Furkan; Ertüzün, Ezgi
Bu çalışma rekreatif futbol etkinliklerine katılan 10-13 yaş erkek çocukların farklı değişkenlere göre hayal etme düzeylerinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Literatürdeki çalışmalar incelendiğinde rekreatif futbol etkinliklere katılım sağlayan bireyler arasında birçok boyutta farklılıklar olduğu görülmektedir. Hayal etme düzeyi de bu farklılığın olduğu boyutlardan birisi olabilir. Bu çalışmaya Ankara ilinden 10-13 yaş arası çocuklar katılmıştır. Çalışmada Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılan Kafkas (2011)'in Çocuklar İçin Sporda Hayal Etme Ölçeği ve Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerden yararlanılmıştır. Katılımcıların hayal etme ölçeği aktivite türü t-testi sonuçlarına göre; özel bilişsel-motivasyon alt boyutunda iki gün katılan çocuklar ve dört gün etkinliklerine katılan çocuklar arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Futbol etkinliklerine katılan 10-13 yaş erkek çocukların farklı değişkenlere göre hayal etme düzeylerinin incelenmesi amacıyla yapılan bu çalışmada, özel bilişsel-motivasyon alt boyutu aktivite sıklığı değişkeninde anlamlı farklılıklara ulaşılırken genel bilişsel ve genel motivasyon üstünlük alt boyutlarında anlamlı bir farklılığa ulaşılmamıştır.
Öğe
KBRN tehditlerine karşı koruyucu maske filtrelerinin yerli üretimi ve uygulaması
(Selçuk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2025) Bilgiseven, İrem Mukaddes; Karakurt, Serdar
KBRN terimi, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer maddelerin insanlar ve çevre için neden olduğu tüm tehlikeli durumları ifade eden bir terim olarak kullanılmaktadır. Kimyasal savaş ajanları, canlıları etkisiz hale getirmek, insanları yaralamak ve öldürmek, gıda kaynaklarını kirletmek ve yok etmek, kaos ve paniğe neden olmak için kullanılan tüm kimyasalları kapsamaktadır. Kimyasal savaş ajanları, ekonomik ve stratejik açıdan önemli hedefleri bozmaktadır ve askeri ve sivil personeli koruyucu kıyafet giymeye ve koruyucu ekipman kullanmaya zorlamaktadır. KBRN ajanlarına karşı tüm vücut koruması gerekli olsa da solunum yolu son derece hassas olduğundan dolayı solunum koruması en önemli güvenlik önlemidir. Tez kapsamında KBRN nanofiber filtreler üç (3) farklı grupta toplam altı (6) adet olacak şekilde elektro-eğirme tekniği kullanılarak üretilmiştir. Selüloz asetat (CA) ve selüloz asetat + polivinil prolidon (CA + PVP) nanofiberler kaba filtre kağıdı, medikal krep kağıt ve melt-blown kumaş üzerine kaplama yapılarak üretilmiştir. Nanofiber yapılı KBRN filtrelerinin yüzey morfolojisi SEM ve yapıdaki fonksiyonel gruplar FTIR yöntemi ile araştırılmıştır. SEM görüntülerinde boncuksuz nanolif oluşumu ile yüzeyin homojen bir şekilde kaplandığı gözlenmiştir. CA filtrelerin ortalama fiber çapları 377 ± 196 nm ve CA + PVP filtrelerin ortalama fiber çapları 601 ± 209 nm bulunmuştur. FTIR spektrumunda CA ve CA + PVP'ye ait karakteristik pikler görülmüştür. Filtrelerin esneklik, mekanik kuvvet ve elastiklik gibi mekanik özellikleri EN ISO 134934–1: 2013 standartlarına uygun olacak şekilde çekme test cihazında (Shimadzu, AGS-X 10 kN) gerçekleştirilmiştir. Melt-blown kumaş nanofiberler üzerinde çekme dayanımını ve birim şekil değiştirme miktarını arttırmıştır. Geliştirilen KBRN filtrelerinde hava geçirgenliği özelliklerinin belirlenmesi TS 391 EN ISO 9237 standartlarına uygun olacak şekilde geçirgenlik test cihazı (Prowhite Airtest II) ile test edilmiştir. Meltblown kumaşla kaplanan filtreler nispeten daha yüksek hava geçirgenliği sergilemiştir (29 m3h-1). KBRN filtrelerinin filtrasyon verimliliği ve basınç düşüşü, otomatik bir hava filtresi test cihazı (8130A modeli, TSI Inc.) ile ölçülmüştür. Standart olarak kabul edilen yüksek verimli bir filtre, %90 − %100 PM2,5 (2,5 μm'den küçük veya eşit boyuttaki parçacıklar) giderme verimliliği sergilemesi gerekmektedir. Meltblown kumaş CA + PVP nanofiberlerle kaplandığında parçacık tutuş verimi (PM0.3) %93.19'a yükselmiştir. KBRN filtrelerinin formaldehit (HCHO) adsorpsiyon kapasitesi UV-Vis spektrofotometre (Shimadzu, UV-1900i) kullanılarak ölçülmüştür. En iyi adsorpsiyon, meltblown kumaş + CA + PVP nanofiber filtrelerde bulunmuştur. KBRN filtrelerinin sağlıklı bronş epitel hücreleri (BEAS-2B) üzerindeki toksik etkileri araştırılmıştır. KBRN nanofiber filtrelerinin BEAS-2B hücrelerinde toksik etkilerinin olmadığı bulunmuştur. Tüm gruplarda en yüksek doz olan 200 µg/mL göz önüne alındığında hücrelerin canlılığı %50'nin altına düşmemiştir. Ancak KBRN filtreleri formaldehit buharına maruz kaldığında toksik etkileri artmıştır. Filtreler formaldehit buharına maruz bırakıldığında formaldehitin kendi doğasından gelen toksikliği nedeniyle hücre canlılıkları azalmıştır. Diğer partikül tutma, adsorpsiyon deneyleri gibi çalışmaların sonuçlarına bakıldığında filtrelerin formaldehiti tuttuğunu söylemek mümkündür. KBRN filtrelerinin antimikrobiyal aktivitesini belirlemek için Staphylococcus aureus, Escherichia coli, Staphylococcus epidermis bakterileri kullanılmıştır. Filtrelerin anti-bakteriyel özellik sergilediği gözlenmiştir. Sonuç olarak, geliştirilen KBRN filtreleri ortam havası filtrelemenin yanı sıra kişisel koruyucu ekipman olan yüz maskelerinde de filtre olarak kullanılma potansiyeline sahiptir ve KBRN alanında potansiyel bir yerli ve milli filtre adayı olarak geliştirilmeye açıktır.