Yazar "Özkan, Sevil" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Comparing Traditional and Simulation-Based Experiences in Pediatrics with Undergraduate Nursing Students in Turkey(ELSEVIER SCIENCE INC, 2018) Arslan, Fatma Taş; Türkmen, Ayşe Sonay; Çelen, Raziye; Özkan, Sevil; Altıparmak, Deniz; Şahin, AsiyeBackground: Simulation-based nursing training helps students develop skills, such as critical thinking, decision making, and the ability to manage cases. Method: A two-group, nonrandomized, and quasi-experimental study examined the effect of using classical and simulation-based pediatric nursing training on students' perception of self-efficacy and anxiety levels as measured by the StateeTrait Anxiety Scale. Cognitive learning and social learning theories guided our study. Participants were third-year undergraduate nursing students taking a pediatric nursing course from the same instructor during two different academic years in Turkey. The control group included 115 students selected from the spring term of the 2013 to 2014 education year, and the experimental group included 112 students selected from the spring term of the 2014 to 2015 education year. Results: The simulation-based nursing training group's perception of self-efficacy was significantly higher in pediatric assessment, taking anthropometric measurements and vital signs, some medication administration, and care activities (p < .05). This study found no difference between the groups in the state anxiety mean scores of the students. The simulation-based nursing training group's trait anxiety mean scores were significantly lower (p < .05). Conclusion: Simulation-based nursing training enhances pediatric nursing students' perception of self-efficacy about their practice skills while reducing their anxiety level. (C) 2017 International Nursing Association for Clinical Simulation and Learning. Published by Elsevier Inc. All rights reserved.Öğe Duyusal bozuklukları olan çocuk ve hemşirelik bakımı işitme sorunu olan çocuğa yaklaşım(2018) Arslan, Fatma Taş; Özkan, SevilÇocukların normal büyüme ve gelişmesinde çevresel uyaranları alma, yorumlama ve uygun tepki vermesüreci son derece önemlidir ve bu süreçte işitme duyusu yadsınamaz. İşitme sorunları çocuğun konuşmasını,sosyal ilişkilerini, psikolojik gelişimini olumsuz etkiler. Ancak işitme sorunu olan çocuğun erken yaştatanılanması, tedavisi ve takibi, çocuğun en üst düzeyde büyüme ve gelişmesine olumlu yönde yansır. Çocukhemşireleri bu süreçlerin her birinde aktif rol almalıdır. İşitme sorunu olan çocuğun tanılanması, tedavi ve izlemsürecinde hemşire çocuk ve aileye rehberlik eder. Ayrıca işitme sorunu olan çocuk ve ailesine yönelik hemşirelikbakımı verirken bu çocukların bakımında yer alan özelliklerin farkında olması ve bu doğrultuda bakım vermesiönemlidir.Öğe Hastalıklarda Belirsizlik Teorisi Temelli Yapılan Hemşirelik Girişimlerinin Kanserli(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) Özkan, Sevil; Arslan, Fatma TaşBu çalışma Mishel’in Hastalıklarda Belirsizlik Teorisi temelli yapılan hemşirelik girişimlerinin kanserli çocuklara bakım verenlerin belirsizlik, umutsuzluk, baş etme ve uyumlarına etkisini incelemek amacıyla yapıldı. Tekrar ölçüm (ön test-son test-izlem), paralel grup (deney-kontrol), randomize kontrollü deneysel bir tasarımda yapılan çalışma, etik kurul ve kurum izinleri alındıktan sonra 29 Kasım 2017-15 Temmuz 2019 tarihleri arasında yapıldı. Çalışmanın veri toplama ve uygulama süreci ise iki Tıp Fakültesi Hastanesinin Çocuk Onkoloji ve Hematoloji Klinik ve polikliniklerinde 15 Ocak 2019-15 Temmuz 2019 tarihlerinde 46 katılımcıyla (Girişim Grubu-GG:23; Kontrol Grubu-KG=23) yapıldı. Bakım verenlere çalışma hakkında bilgi verilerek aydınlatılmış onamları alındı. GG ve KG’nin homojen olduğu istatistik yöntemler kullanılarak belirlendi (p>0,05). Çalışmada basit randomizasyon yöntemi kullanıldı, başka bir akademisyen tarafından bilgisayar temelli basit rasgele sayılar üretilerek gruplar belirlendi. Araştırmacı dışında bir hemşire opak zarflara sıra numarası verdi, uygun atama kartını (GG ya da KG yazan) zarfın içine yerleştirdi ve zarfları kapattı. Bakım verenlerin ön test ölçümlerinden sonra, zarflar açılarak bakım verenlerin gruplara atamasını yapıldı. Kontrol grubu hastanelerde kabul edilen standart hemşirelik bakımını aldı. Girişim grubuna teori temelli geliştirilen protokole uygun olarak, 6 modül (10 oturum) ve toplam 200 dakikadan oluşan eğitim ve danışmanlık verildi. Veriler Bilgi Formu, Mishel’in Hastalıklarda Belirsizlik Ölçeği-Ebeveyn/Çocuk Formu (MHBÖ-E/ÇF), Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ), Baş Etme ve Uyum Süreci Ölçeği (BUSÖ) kullanılarak toplandı. Çalışma verilerinin normal dağılıma uygunluğu Shapiro-Wilks, Skewness ve Kurtosis istatistikleri ile belirlendi. Tanımlayıcı istatistikler, Yates düzeltmeli ki-kare test, Fisher’s exact test, bağımsız gruplarda t testi, tekrarlı ölçümlerde çok (iki) yönlü varyans analizi kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık p<0,05 olarak kabul edildi. Çalışmada GG’nin son test MHBÖ-E/ÇF puan ortalamasının (73,30±13,65) KG’den daha düşük olduğu (83,00±15,48) gruplar arası farkın orta derecede etki büyüklüğü ile istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi [t:-2,253; d:0,66; %95 CI: (-18,371)-(-1,020); p: 0,029]. Çalışmada GG’nin izlem ölçüm MHBÖ-E/ÇF puan ortalamasının (68,69±14,25) KG’nin puan ortalamasından (75,00±16,54) daha düşük olduğu (daha az belirsizlik algısı) ancak farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı saptandı [t:-1,404; d:0,41; %95 CI:(-15,568)-(2,791); p:0,167]. Grup*zaman etkisi incelendiğinde, bakım verenlerin GG ve KG gruplarında olmasına bağlı olarak zamanla belirsizlik algılarının %95 güç, büyük etki büyüklüğü ile anlamlı derecede azaldığı belirlendi (F:8,319; %95 güç, np 2 : 0,16; p:0,001). Çalışmada GG’nin son test BUÖ puan ortalamasının (5,56±2,93) kontrol grubunun son test puan ortalamasından (8,34±4,78) daha düşük olduğu (daha az umutsuzluk algısı yaşadığı), gruplar arası farkın orta (büyüğe yakın) etki büyüklüğü ile istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi [t:-2,378; d:0,70; %95 CI: (-5,155)-(-0,411); p: 0,022]. Ayrıca GG’nin izlem ölçümdeki puan ortalamasının (3,95±1,79), KG’nin puan ortalamasından (6,26±4,26) daha düşük olduğu (daha az umutsuzluk algısı viii yaşadığı), gruplar arası farkın orta-büyüğe yakın etki büyüklüğü ile istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptandı [t:-2,387; d:0,71; %95 CI: (-4,277)-(-0,332); p: 0,021]. Grup ve zamanın umutsuzluk algısı üzerine ortak (grup*zaman) etkisinin istatistiksel olarak benzer olduğu belirlendi [F:1,756; p=0,179]. Çalışmada GG’nin son test (145,91±11,82) ve izlem ölçüm (150,26±16,30) BUSÖ puan ortalamaların KG’nin son test (139,47±21,82) ve izlem ölçümdeki (143,30±16,09) puan ortalamalarından daha yüksek olduğu (etkili baş etme ve uyum algısı daha yüksek), ancak her iki ölçümde de gruplar arası farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı belirlendi (p>0,05). Grup ve zamanın baş etme ve uyum algısı üzerine ortak (grup*zaman) etkisi incelendiğinde grup zaman etkileşiminin istatistiksel olarak benzer olduğu belirlendi [F:1,167; p=0,316]. Kanser tanısı alan çocuğun bakım verenlerine yönelik Mishel’in Hastalıklarda Belirsizlik Teorisi temelli verilen hemşirelik girişimlerinin, bakım verenlerin belirsizlik algılarına grup*zaman etkisi içinde istatistiksel olarak anlamlı etkilediği belirlendi. Ayrıca GG’nin umutsuzluk algısının son test ve izlem ölçümde KG’den istatistiksel olarak daha düşük olduğu saptandı. Sonuç olarak Mishel’in Hastalıklarda Belirsizlik Teorisi temelli verilen hemşirelik girişimlerinin bakım verenlerin belirsizlik, umutsuzluk ve baş etme uyumlarını olumlu açıdan destekleyebileceği düşünülmektedir.Öğe Roper-Logan-Ti?erney Hemşi?reli?k Modeli?ne Temelli? Pedi?atri? Hemşi?reli?ği?: Olgu Sunumu(Selçuk Üniversitesi, 2023 Mart) Özkan, Sevil; Kılınçat, Beytullah; Yılmaz, Mineİntestinal obstrüksiyonlar ve herniler bağırsak hastalıklarında en sık cerrahi girişim gerektiren ve hastanın yaşam kalitesini etkileyen hastalıklardır. Çocuk hastaya verilecek hemşirelik bakımının temelinde; çocuğun sıvı-elektrolit dengesinin sürdürülmesi, ağrının kontrol edilmesi, düzenli ve dengeli beslenmesinin sağlanması, olası komplikasyonların (kanama, perforasyon, enfeksiyon riski vb.) önlenmesi-erken tanılanması-uygun tedavi ve bakımın sağlanması yer almaktadır. Olgu sunumunda ele alınan hastanın bakım ve tedavi açısından kompleks yapıda olması hem tanılama açısından hem de hemşirelik bakımının ilgili kurama göre çerçevesinin çizilmesi açısından önem arz etmektedir. Çalışmamızın amacı intestinal herni ve septisemi tıbbi tanıları ile çocuk yoğun bakım ünitesinde izlenen bir çocuk hastanın Roper-Logan-Tierney Hemşirelik Modeline (RLTHM) göre hemşirelik bakımının planlanması ve uygulanmasıdır. Olguda, Roper-Logan-Tierney Hemşirelik Modelinde (RLTHM) yer alan 12 günlük yaşam aktivitesine uygun olarak toplamda 14 hemşirelik tanısı tespit edilmiştir. Hemşirelik bakımında model kullanımının yaygınlaşması hastanın daha iyi değerlendirilmesi ve bakımın kalitesi açısından önemlidir.Öğe Sağlık profesyonellerinin hastanede yatan çocuğun bakımına ebeveyn katılımına yönelik görüş ve uygulamaları(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2015) Özkan, Sevil; Arslan, Fatma TaşAraştırma; çocuk kliniklerinde çalışan sağlık profesyonellerinin, hastanede yatan çocuğun bakımına ebeveyn katılımı konusunda görüş ve uygulamalarının belirlenmesi amacıyla tanımlayıcı ve ilişki arayıcı olarak planlandı. Araştırma Konya İli kent merkezinde yer alan dört hastanenin çocuk kliniklerinde çalışan, araştırmaya katılmayı kabul eden 155 sağlık profesyoneliyle Mart-Mayıs 2014'te yapıldı. Veriler "Sağlık Profesyonellerinin Sosyodemografik ve Mesleki Özellikleri Bilgi Formu" ve "Sağlık Profesyonellerinin Hastanede Yatan Çocuğun Bakımına Ebeveyn Katılımına Yönelik Görüş ve Uygulamaları Anket Formu" ile toplandı. Veriler, bilgisayar ortamında sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, ki-kare testleriyle değerlendirildi. Araştırmada sağlık profesyonellerinin %81,9'u ebeveynin bakıma katılımının "çocuğun korku ve anksiyetesini giderme" ve "çocuğun acı veren uygulamalar ile baş etmesini kolaylaştırmaya" sebep olduğunu bildirdi. "Ebeveynin, çocuğun bakım ve tedavisi ile ilgili her şeyi bilmesine yol açabilir" (%74,8) ve "hemşire ve aile arasındaki profesyonel iletişimi sosyal iletişim şekline döndürebilir" (% 81,3) görüşlerine sağlık profesyonelleri katıldı. Sağlık profesyonelleri kurumlarında ebeveynin bakıma katılımı ile ilgili yazılı düzeleme olduğunu (%60,6) belirtti. Sağlık profesyonellerinin %87,1'i ebeveynin bakıma katılımına izin verdiği bulundu. Ebeveynin cinsiyeti, çocuğun hastalık süreci, ebeveynin iletişim becerisi ve çocuğun yaşının izin vermeyi etkilediği bulundu. Tanı ve tedavi süreçlerinde yapılan girişimsel uygulamalara ebeveynin katılımı çoğunlukla "sadece gözlem yapma, ortamda bulunmasına izin verme" şeklinde belirtildi. Çocuğun hayati risk taşıdığı durumlarda ebeveynin ortama alınmadığı bulundu. Ebeveynin bakıma katılımı;"tanı ve tedavi süreçlerinde yapılan diğer uygulamalarda" çoğunlukla hemşire ile birlikte yapma şeklindeydi. Ebeveynin bakıma katılımı ilaç uygulamalarında çoğunlukla hemşire ile birlikte yapma" veya "sadece ortamda bulunma, gözlem yapmasına izin verme şeklindeydi. "Elektronik malzemelerin kullanımı-takibi" ile "çocuğun vital bulgularının alınmasında" ebeveynin çoğunlukla sadece ortamda bulunmasına ve gözlem yapmasına izin verildiği bulundu. Ebeveynin bakıma katılımı, çocuğun diğer gereksinimleri ve hijyen ihtiyacının karşılanmasında; tek başına yapma, hemşire ile birlikte yapma ya da sadece gözlem yapma şeklinde bildirildi. Sağlık profesyonelinin 19-32 yaş arasında olması, kadın olması ve lisans mezunu olmasının ebeveynin bakıma katılımına izin vermeyi olumlu etkilediği bulundu (p<0,05). Sonuç olarak; sağlık profesyonellerinin hastanede yatan çocuğun bakımına ebeveyn katılımını büyük oranda destekledikleri bulundu. Ebeveynin bazı girişimsel uygulamalarda ortama alınmadığı ancak diğer uygulamalarda farklı oranlarda ebeveynin ortamda bulunmasına, gözlem yapmasına hemşire ile birlikte yapmasına veya tek başına yapmasına izin verildiği saptandı.