Yazar "Doğan, Kamil Hakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Accidental Ligature Strangulation by an Ironing Machine: An Unusual Case(Wiley-Blackwell Publishing, Inc, 2010) Doğan, Kamil Hakan; Demirci, Şerafettin; Günaydın, Gürsel; Büken, BoraIn this paper, we present a case of a 53-year-old woman who had her headscarf catch on the cylinder ironing machine in the laundry of the hospital where she worked. The hospital workers found the woman dead with her head stuck to the ironing machine. After the death scene investigation and autopsy were completed, it was determined that the death occurred as a result of accidental ligature strangulation. Accidental ligature strangulation in which an article of clothing is caught in such an electrical machine and strangles the wearer is very rare. This case highlights the fact that these kinds of machines can be hazardous to work around and that increased safety measures should be taken to insure worker safety; additionally, the people who use these machines should be educated on the potential hazards.Öğe Dead Bodies Found in Wells(LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2010) Doğan, Kamil Hakan; Demirci, Şerafettin; Erkol, Zerrin; Gülmen, Mete Korkut; Deniz, İdrisCorpses found in wells or lime pits must be identified and the cause and manner of death must be determined. There are several circumstances that may lead to the presence of corpses in wells. In this study, 3940 death examinations and autopsies, performed at the Konya Branch of Forensic Medicine Council (Turkey) between 2000 and 2007, were retrospectively investigated, and it was found that 18 (0.46%) of the bodies had been recovered from wells. The cases were evaluated in terms of their demographic features, manner of death (accidental, suicidal, or homicidal), autopsy findings, cause of death, and the characteristics of the wells in which they were found. The ages of the victims ranged from 4 to 74 years, and the average age was 40. 4 +/- 20.6 years. Of total, 16 cases were males and 2 were females. The manner of death was determined to be accidental in 10 of the cases, suicide in 6 of the cases, and homicide in the remaining 2 cases. In 7 of the cases, death had occurred as a result of drowning in water. A comprehensive scene investigation and autopsy must be performed for corpses recovered from wells and pits for both identification and determination of the cause and manner of death. Wells should be covered and kept closed at all times to reduce the number of accidental deaths resulting from falls into wells.Öğe En iyi dünya üniversiteleri arasına girebilmek; Neden önemli? Nasıl mümkün?(2013) Öztürk, Şerefnur; Marakoğlu, Kamile; Kebabcılar, Levent; Bayır, Ayşegül; Emiroğlu, Halil Haldun; Doğan, Kamil Hakan; Apilioğulları, SezaTürkiyedeki üniversiteler dünya sıralamalarında hızla üst sıralara yükselmektedir. Dünya çapında bir üniversite olmak neden önemli- dir? Dünyanın ilk 500 üniversitesi içine girmenin kriterleri nelerdir? Bu yazının amacı bu iki soruya açıklık getirmektir.Öğe Hipotermiye bağlı ölümlerin değerlendirilmesi(2013) Doğan, Kamil Hakan; Esen, Hasan; Demirci, Şerafettin; Gündoğmuş, Ümit NaciSistemik hipotermi terimi insan vücudunun 35 C'den daha aşağı düşecek kadar soğuduğunu belirtmek için kullanılır. Bu durum, vücudun ısı kaybının ısı yapımını aştığı zaman meydana gelir. Kaza sonucu meydana gelen hipoterminin en sık nedeni ısı derecesi düşük olan bir ortama maruz kalmadır. Hipotermi tehlikeli fizyolojik değişikliklere ve hatta ölüme neden olabilir. Bu çalışmada hipotermiye bağlı ölüm olgularının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: 2000-2008 yılları arasında Konya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından ve Konya'ya bağlı ilçelerde adli tıp uzmanı tarafından otopsileri yapılan olgular retrospektif olarak taranmış ve ölümü hipotermiye bağlı olan olgular çalışma kapsamına alınmıştır. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen dönemde 12 hipotermiye bağlı ölüm olgusu saptanmıştır. Olguların 11'i erkek, 1'i kadındır. Olguların yaşları 41 ile 85 arasında değişmekte olup, ortalama yaş 57.015.4 bulunmuştur. Ölümler en sık 5 olgu ile Ocak ayında meydana gelmiştir. Olguların 4'ü tarlada, 3'ü metruk binada bulunmuştur. 6 olguda psikiyatrik hastalık öyküsü mevcuttur. Histopatolojik incelemede 5 olguda enzimatik yağ nekrozu bulguları tespit edilmiştir. Sonuç: Hipotermiye bağlı ölümler, toplum sağlığı açısından önemli olduğu gibi, adli tıbbi açıdan da önemlidir. Bu tür olgularda, olay yeri incelemesi, olgunun tıbbi özgeçmişinin ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, dikkatli bir şekilde yapılacak otopsi ve histopatolojik inceleme tanı konulmasını kolaylaştırırÖğe Homicide-Suicide in Konya, Turkey Between 2000 and 2007(Wıley, 2010) Doğan, Kamil Hakan; Demirci, Şerafettin; Günaydın, Gürsel; Büken, BoraHomicide followed by the suicide of the murderer is a relatively rare lethal incident in which an individual kills another person and subsequently dies by suicide. Cases involving a homicide and a suicide in which death examinations and autopsies were performed at The Konya Branch of the Forensic Medicine Council between 2000 and 2007 were retrospectively investigated. During the studied time period, there were 10 homicide-suicide cases identified with 10 perpetrators killing 12 victims. Nine of the perpetrators were men and eight of the victims were women. The precipitating motive was an impending divorce in four of the cases. Two perpetrators were described as severely depressed, one had a diagnosis of antisocial personality disorder, and one was a pedophile who had reactive depression. Firearms were used in eight of the homicide cases and seven of the suicides. Constricting the use of firearms may reduce/prevent future homicide-suicide cases, as it is the most commonly used method to carry out homicide-suicides.Öğe İntiharın biyokimyasal belirteçleri olarak beyin omurilik sıvısında S100B proteini ve serotonin düzeylerinin değerlendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2012) Doğan, Kamil Hakan; Ünaldı, Mustafaİntihar ya da tamamlanmış intihar kişinin kendi yaşamına kendi isteğiyle son vermesidir. İntihar davranışı, intihar ve intihar girişimleri için kullanılan genel bir tanımdır. Dünyada her yıl bir milyon intihar ve on milyon intihar girişimi meydana gelmektedir. Her ne kadar intihar önlenebilir bir halk sağlığı problemi olmasına rağmen, intihar riskini belirlemeye yönelik az sayıda objektif yöntem vardır. Serotonin (5-hydroxytryptamine, 5-HT) santral sinir sisteminde bir nörotransmitterdir ve S100B protein beyinde fazla miktarda bulunan asidik bir kalsiyum bağlayıcı proteindir. Son yıllarda pek çok fizyolojik görevi ve farklı nöropatolojik durumlarda önemi olması nedeniyle S100B proteinine ilgi artmaktadır. Daha önce yapılan çalışmalarda postmortem S100B proteini ve serotonin düzeylerinin intihar düşüncesi ve intihar açısından belirteç olarak kullanılmasının yararlı olabileceği belirtilmiştir. Bu çalışmada, intihar (n = 32) ve intihar dışı (n = 56) adli tıbbi otopsi olgularından (n = 88, ölümden en fazla 24 saat geçmiş olanlar) alınan beyin omurilik sıvılarında S100B proteini ve serotonin düzeyleri araştırılmıştır. S100B proteini ve serotonin analizi için beyin omurilik sıvısı örnekleri toplanmış ve analiz edilinceye kadar -80ºC'de saklanmıştır. S100B proteini ve serotonin konsantrasyonları tüm örneklerde ELISA (Enzyme Linked Immunosorbent Assay) yöntemi ile tespit edilmiştir. Serebrospinal sıvıda S100B protein seviyeleri intihar olgularında, intihar dışı olgulara göre yüksek (sırasıyla 9.3 ± 2.9 ng/ml ve 5.4 ± 2.0 ng/ml), serotonin seviyeleri ise intihar olgularında, intihar dışı olgulara göre düşük bulunmuştur (sırasıyla 10.4 ± 4.9 ng/ml ve 19.0 ± 5.7 ng/ml) (P<0.05). S100B proteini ve serotonin düzeyleri ile cinsiyet, yaş grupları, postmortem interval ve ölüm nedeni arasında korelasyon bulunamamıştır. Çalışmamız sonucunda intihar olgularında tespit edilen S100B proteini yüksekliği ve serotonin düşüklüğünün intihar riski belirlenmesinde birlikte kullanılabilecek uygun biyokimyasal belirteçler olduğu düşünülmüştür. Elde edilen verilerin farklı toplumlarda ve yaş gruplarında geniş kapsamlı çalışmalarla desteklenmesi ve geliştirilmesinin gerektiği sonucuna varılmıştır.Öğe Nasıl bir tıp fakültesi istiyoruz? Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi'ninmisyonu ve vizyonu ne olmalıdır?Öğretim üyelerine yönelik anket sonuçları(2013) Öztürk, Şerefnur; Marakoğlu, Kamile; Kebabcılar, Levent; Bayır, Ayşegül; Emiroğlu, Halil Haldun; Doğan, Kamil Hakan; Apilioğulları, SezaAmaç: Akreditasyon sürecindeki fakültemizde öğretim üyelerinin misyon ve vizyon önerilerini değerlendirmek. Gereç ve Yöntem: Üç sorudan oluşan anket formları fakültede görevli tüm öğretim üyelerine verildi. Öğretim üyelerinden misyon ve vizyon önerilerini tek cümle ile, mezun ettiğimiz doktorda olması gerekli özelliği ise tek kelime ile ifade etmeleri istendi. Toplanan anket formlarındaki öneriler gruplandırılarak değerlendirildi. Bulgular: Misyon önerisi ile ilgili genel ortak görüş eğitim-öğretim ve araştırmanın uluslararası standartlarda olması gerekliliği idi. Vizyon ile ilgili öneriler genellikle kaliteli eğitim-öğretim verilmesi üzerinde yoğunlaşmıştı. Mezun doktorlarımızda olması gereken özellikler ise etik ve vicdanlı olduğu kadar bilimsel, donanımlı ve yetenekli olması gerekliliği idi. Sonuç: Bu anket sonuçları fakültemizin misyon ve vizyonunu belirlemek adına oldukça faydalı olmuştur.Öğe Nasıl bir tıp fakültesi? Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin misyonu, vizyonu ve mezunolacak hekim özelliğine ilişkin öğrencilerimizin görüşleri(2013) Doğan, Kamil Hakan; Apilioğulları, Seza; Akgün, Nedim; Erdem, Yusuf; Uçar, Sevim; Sevinç, Rukiye; Satmaz, Ayşe BegümTıp fakülteleri, işlevlerini daha iyi yerine getirebilmek için çeşitli araştırma ve uygulamalar yapmaktadır. Misyon ve vizyon tanımla- ması bunlardan birisidir. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi de misyon ve vizyon tanımlaması yaparken çeşitli paydaşların görüşlerine başvurmuştur. Bu yazıda, misyon ve vizyon tanımlamasının önemi ve öğrencilerin bu tanımlamaya katkısının önemi vurgulanmıştır. Bu amaçla "Öğrencilere Yönelik Misyon-Vizyon Belirleme Anketi" hazırlanmış ve uygulanmıştır. Anket uygulamasına Dönem I, II, III ve IV öğrencilerinden toplam 155 öğrenci katılmıştır. Anketten elde edilen veriler, tıp fakültesi öğrencilerinin, aslında eğitim aldıkları fakülteden beklentileri açısından son derece bilinçli ve bilgili olduklarını göstermiştir. Yapılan ankette, misyon ve vizyon ile ilgili olarak öğrenciler; tıp fakültelerinin ayrılmaz sacayağı olan görevlerinden; eğitim, araştırma ve hizmete ilişkin görüşlerini, fakül- temizden mezun olacak bir hekimin sahip olması gereken özelliğe ilişkin olarak, hekimlik ve insanlık adına genel kabul görmüş pek çok kavrama ilişkin düşüncelerini belirtmişler ve bunlara ilişkin taleplerini dile getirmişlerdir. Anketten elde edilen bu çok kıymetli veriler, fakültemizin misyon ve vizyon tanımlamalarının yapılması sırasında en önemli belirleyicilerden birisi olacaktır.Tıp fakülteleri, işlevlerini daha iyi yerine getirebilmek için çeşitli araştırma ve uygulamalar yapmaktadır. Misyon ve vizyon tanımlaması bunlardan birisidir. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi de misyon ve vizyon tanımlaması yaparken çeşitli paydaşların görüşlerine başvurmuştur. Bu yazıda, misyon ve vizyon tanımlamasının önemi ve öğrencilerin bu tanımlamaya katkısının önemi vurgulanmıştırÖğe Öğrenci danışmanlığı sistemi ve Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi(2013) Öztürk, Şerefnur; Marakoğlu, Kamile; Kebabcılar, Levent; Bayır, Ayşegül; Emiroğlu, Halil Haldun; Doğan, Kamil Hakan; Apilioğulları, SezaBu çalışmada, ülkemizdeki üniversitelerde uygulanmakta olan öğrenci danışmanlığı sisteminin genel özelliklerinin değerlendirilmesi ve UTEAK Akteditasyon Standartları ve Özdeğerlendirme Raporu Kılavuzu'na (4) göre Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yeni bir öğrenci danışmanlık yönergesinin hazırlanmakta olduğunun bildirilmesi amaçlandı.Gereç ve YöntemlerAmaç: Bu çalışmada, Türkiye'de öğrenci danışmanlık sisteminin genel özellikleri değerlendirildi. Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu'nun Ulusal Tıp Eğitimi Standartları temel alınarak Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yeni bir öğrenci danışmanlık yönergesinin hazırlanmakta olduğunun bildirilmesini amaçladık. Yöntem: On dört üniversitenin öğrenci danışmanlık yönergeleri incelendi. Bulgular: Öğrenci danışmanlığı yönergelerinin tümü benzer bulundu. Sonuç: Selçuk Üniversitesi Öğrenci Danışmanlığı Yönergesi'nden bağımsız yeni bir öğrenci danışmanlık yönergesi, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu'nun akreditasyon standartlarına göre hazırlanmaktadır.Öğe Postmortem Changes in Element Levels in Rat Skeletal Muscle Tissue(Ortadogu Ad Pres & Publ Co, 2010) Doğan, Kamil Hakan; Günaydın, Gürsel; Demirci, Şerafettin; Koç, SermetObjective: This experimental study was designed to determine postmortem changes in element levels in rat skeletal muscle tissue and to evaluate its relation with the postmortem interval. Material and Methods: Fifty-two three-month-old male Sprague-Dawley rats were sacrified by cervical dislocation, and four rats were set aside for dissection; the remaining 48 rats were divided into two groups to determine the effect of temperature on the levels of tissue elements. One group of rats was kept at 4 degrees C and the other group was kept at 18 +/- 2 degrees C. The four rats that had been set aside were dissected immediately after sacrifice; the remaining 48 rats that were kept at two different temperatures were dissected 6, 12, 24, 48, 72, and 96 hours after death, with four rats in each group. The levels of elements in skeletal muscle tissue were determined by inductively coupled plasma-atomic emission spectrometry. The values for calcium (Ca), cupper (Cu), firon (Fe), potassium (K), magnesium (Mg), sodium (Na), phosphorus (P), sulphur (S) and zinc (Zn) were evaluated by the Kruskal-Wallis test and Mann-Whitney U test with Bonferroni's correction. Results: Considering the results for both temperatures, Fe, Na, and K showed significant changes at 4 degrees C and 18 +/- 2 degrees C. Conclusion: Our results suggest that these three elements in skeletal muscle tissue may be useful for determining postmortem interval. For this reason, a more detailed study on the levels of Fe, Na, and K in rat skeletal muscle tissue including a larger number of rats is planned in the near future.Öğe Türkiye'de tıp bilimleri alanında insan gücü durumu(2013) Marakoğlu, Kamile; Öztürk, Şerefnur; Kebabcılar, Levent; Bayır, Ayşegül; Emiroğlu, Halil Haldun; Doğan, Kamil Hakan; Apilioğulları, Seza; Akgün, Nedim; Erdem, Yusuf; Uçar, Sevim; Sevinç, Rukiye; Satmaz, Ayşe Begüm; Erdoğan, Şeref; Ozantürk, HasanDünya Sağlık Örgütü (DSÖ) sağlığı yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik hali olarak tanımlanmaktadır. Bir toplumun sağlık düzeyinin kalitesinde tıp bilimlerindeki eğitim, tecrübe ve sağlık çalışanlarının istihdamı önemlidir. O nedenle Türkiye'de hekimlerin nicelik ve niteliğinin doğru planlanması için uygun adımların atılması ülke ve birey sağ- lığı açısından büyük bir önem arzetmektedirÖğe Tıp eğitimine başlarken(2013) Öztürk, Şerefnur; Marakoğlu, Kamile; Kebabcılar, Levent; Bayır, Ayşegül; Emiroğlu, Halil Haldun; Doğan, Kamil Hakan; Apilioğulları, Seza; Akgün, Nedim; Erdem, Yusuf; Uçar, Sevim; Sevinç, Rukiye; Satmaz, Ayşe Begüm; Erdoğan, Şeref; Ozantürk, HasanTıp fakültelerinin eğitimlerinde hekimliğin teorik ve uygulamalı eğitimi verilirken, hekimlik mesleğini diğer alanlardan ayıran, temel değerler olarak adlandırdığımız özelliklerin korunması ve geliştirilmesi çok önemlidir. Hekimlik mesleğini tercih eden ve bu yönde eğitim almaya başlayan hekim adayı, daha başlarken bu değerlerin ve hekim olmanın amaçlarını büyük ölçüde benimsemiştir. Fa- külte misyon ve vizyon geliştirme çalışmalarımız sırasında da bu gerçek elde edilmiştir ve tıp eğitiminde rol oynayan bütün kurum, kuruluş ve kişilerin bu değerlerin korunması ve daha da geliştirmesi için çaba göstermesi, hekimlik mesleğinin profesyonelliği kadar idealizmini de koruyacak ve geliştirecektirÖğe Tıpta eğitim raporu(2013) Öztürk, Şerefnur; Marakoğlu, Kamile; Kebabcılar, Levent; Bayır, Ayşegül; Emiroğlu, Halil Haldun; Doğan, Kamil Hakan; Apilioğulları, SezaDünyada nüfus başına en fazla tıp fakültesi ülkemizde mevcuttur. Dünya'da Tıp Öğrencisi/Öğretim üyesi oranları incelendiğinde, Afrika'da 5.42; Amerika Birleşik Devletleri'nde eyaletlere göre 1.1-2.50; Avrupa'da 3.31; Güneydoğu Asya'da 2.42; Batı Pasifik'te 1.96'dır. Ülkemiz'de bu oran 3.5'tan, öğrenci artış hızı ile 4.2'ye ulaşmıştır. Dünya ortalaması ise 2.73'tür. Fakültemiz öğretim üyesi/öğrenci oranı öncelikle Türkiye ortalamaları düzeyine çıkarılmalıdır. Daha ideali ise dünyanın gelişmiş ülkelerinde gördüğümüz ve eğitim-araştırma düzeyi ile paralel giden oranlara ulaşmaktırÖğe Unusual Suicide Note Written on the Body Two Case Reports(Lippincott Williams & Wilkins, 2009) Demirci, Şerafettin; Doğan, Kamil Hakan; Erkol, Zerrin; Günaydın, GürselSuicide notes are commonly written on some materials, such as notebooks, papers, and mirrors. Additionally, suicide plans have been communicated in face-to-face conversations, by speaking on the telephone, recording on CDs or video cassettes, and sending messages through text messaging. In this article, 2 suicide death cases are presented in which suicide notes were written on the bodies of the victims. The first case, a 32-year-old man, was a university graduate and had been unemployed for years; he committed suicide in his house by hanging. On the external examination, it was seen that there were some words on the body written with a pen; specifically "DONKEY" was written on the forehead; coursing up-and-down along the chest, "HODJA" was on the right, "DO NOT" was on the sternal region, and "WASH" was on the left; and undecipherable handwritings were on both zygomatic regions. The second case, a 39-year-old woman, was a housewife who was being physically abused by her husband and committed suicide by ingesting an insecticide. It was observed that on the left leg, a note was written with a pen saying that she could not stand being beaten by her husband on account of the inheritance dispute between him and her elder brother; there was purple ecchymoses in the periphery of the right eye and in the right gluteal area. Since we have not found any reports of suicide notes written on the body in the literature, we present and discuss our cases herein.Öğe Yıldırım Çarpmasına Bağlı Ölümler: Üç Olgu Sunumu(2007) Doğan, Kamil Hakan; Demirci, Şerafettin; Günaydın, GürselAmaç: Bölgemizde yıldırım çarpmasına bağlı ölümler nadiren de olsa görülmektedir. Yıldırım çarpması sonucu öldüğü saptanan üç olgunun değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Olgu sunumu: Olgu 1; 22 yaşında erkek. Yaylada koyunlarını otlatırken yıldırım çarpması sonucu olay yerinde ölmüş olup, cesedin incelenmesinde yıldırım çarpmasıyla uyumlu cilt lezyonları ve sağ kulakta kulak zarı perforasyonu mevcut olduğu tespit edilmiştir. Olgu 2; 54 yaşında erkek. Koyunlarını otlatırken yıldırım çarpmış ve olay yerinde ölü bulunmuş olup, yıldırım çarpmasıyla uyumlu cilt lezyonları ve üzerinde bulunan metallerde mıknatıslaşma ile metallerde erime tespit edilmiştir. Yapılan otopside akciğer kontüzyonu ile uyumlu lezyonlar saptanmıştır. Olgu 3; 47 yaşında kadın. Tarlada çalışırken yağmurun başlaması üzerine römork altına giren kişi yıldırım çarpmasına bağlı olarak yaralanmış, kaldırıldığı hastanede akciğer kontüzyonu, ARDS ve multiorgan yetmezliği tespit edilmiştir. 14 günlük medikal tedavi sonrasında ölmüş olup, yıldırım çarpmasına özgü cilt lezyonu ya da bulgusuna rastlanılmamıştır. Her üç olguda da ölümün yıldırım çarpmasına bağlı solunum ve dolaşım yetmezliği sonucu meydana geldiği tespit edilmiştir. Sonuç: Yıldırım çarpmasına bağlı ölümler daha çok açık alanda yıldırıma maruz kalanlarda görülmektedir. Yıldırım çarpmalarına bağlı yaralanma ve ölüm sayısının azaltılmasına yönelik, farklı hedef kitleler için “Yıldırımdan Korunma Rehberleri” hazırlanmalı ve çeşitli eğitim programları ile halkın bu konuda bilinçlenmesi sağlanmalıdır.