Yazar "Eren, M. Yusuf" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Uluslararası hukukta savaşa varmayan kuvvet kullanma yolları(2012) Eren, M. YusufUluslararası toplum çok dinamik bir yapıya sahiptir. Devamlı şiddet ve savaşa eğilim vardır. Birleşmiş Milletler örgütü, bu olumsuz durumu bir nebze engelleyebilmek için, uluslararası hukuka “kuvvet kullanma yasağı” adı altında çok önemli bir ilke kazandırmıştır. Ancak uygulamaya bakıldığında, söz konusu yasağın tam olarak hayata geçirilemediği görülmektedir. Bunun en önemli sebeplerinden birisi, “misilleme”, “zararla karşılık” ve “karışma” olarak ortaya çıkan savaşa varmayan kuvvet kullanma yollarının, uluslararası hukuka uygun olup olmadığı hususunda tam bir görüş birliğinin sağlanamamış olmasıdır. Misilleme yöntemi, kuvvet içermediğinden dolayı söz konusu kuvvet kullanma yasağına aykırılık teşkil etmez. Zararla karşılık yöntemlerinin birçoğu kuvvet kullanma eylemleri bulundurur. Bu bakımdan kuvvet kullanma içeren zararla karşılık eylemleri uluslararası hukuka aykırıdır. Karışma yöntemi ise, egemen ve bağımsız devletlerin içişlerine karışmama ilkesine aykırı olmasına rağmen, insani gerekçelerle yapılan müdahalelerin uluslararası hukuka göre uygun olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.Öğe Uluslararası uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuk yöntemi(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014-06-24) Eren, M. Yusuf; Erdal, SelcenGünümüzün uluslararası aktörlerine düşen görev, karşılaştıkları uyuşmazlıkları her bakımdan daha insani olan barışçı yollar ile çözme yoluna gitmektir. Bu çözüm yolları içerisinde en dikkat çekici ve sonuca yatkın olan ise arabuluculuk yöntemidir. İnsanlık tarihi ile paralel bir şekilde gelişme gösteren arabuluculuk, neredeyse tüm uygarlıklarda tercih edilen bir yöntem olmuştur. Arabuluculuk uyuşmazlık halindeki iki devletin, üçüncü bir uluslararası hukuk kişisi tarafından bir araya getirilmesi ve barış için çözüm üretilmesi sürecidir. Bu sürecin başarılı bir şekilde sonuçlanmasında arabulucunun tarafsızlığı, statüsü ve taraflar üzerindeki baskı gücü önemli bir rol oynamaktadır. Arabulucu konumundaki üçüncü kişi, bir devlet olabileceği gibi, uluslararası bir örgüt veya gerçek kişi de olabilmektedir. Arabuluculuğun en önemli özelliklerinden biri, arabulucunun tarafları bağlayıcı nitelikte bir karar verme yetkisinin bulunmamasıdır. Bu bakımdan arabulucu, sadece uyuşmazlık halindeki tarafları bir araya getirmekte ve çözüm önerileri sunmaktadır. Arabuluculuk yönteminin zamandan tasarruf sağlaması, arabuluculuk yapan kişilerin alanında uzman olması, yargı organlarının yükünü azaltması ve gizliliğin daha kolay korunabilmesi gibi nedenler ile diğer barışçı çözüm yollarına göre daha çok tercih edildiği görülmektedir.