Yazar "Horasan, Bilgehan Yabgu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Analysis of petroleum coke from low grade oily sludge of refinery(TAYLOR & FRANCIS INC, 2018) Demirbaş, Ayhan; Acar, Şükrü; Horasan, Bilgehan Yabgu; Alalayah, Walid M.Petroleum coke is often shortened as pet coke. Petroleum coke or pet coke is a product obtained from oil of all kinds during the oil refining process. Petroleum coke is a carbon-rich solid originating from petroleum refining and is obtained by cracking process. Petroleum coke is a byproduct of the coking unit, a residual fuel upgrader. The coke quality depends on the crude oil processed in refinery. The mixture of oil, solids and water deposited at the bottom of the storage deposit is known as waste oil sludge. Oil sludge is one of the solid wastes produced in petroleum refinery and it is a complex emulsion composed of various petroleum hydrocarbons, heavy metals, solid particles, and water. As a result of the refining process of crude oil, the contaminated sludge is biodegraded and converted into waste products that damage the environment and human health. In the coke processing, the assessment of oil sludge fraction is based on the principle of heating to high temperatures and the removal of light fractions from the breakdown. If the oil sludge initially contains low levels of sulfur and metal, the resulting petroleum coke is then calcined before use. The high quality needle type coke produced on convenient conditions in the coking unit.Öğe Konya çevresindeki toprakların jeokimyası(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-05-05) Horasan, Bilgehan Yabgu; Arık, FetullahBu çalışma, Konya yerleşim alanı merkez Selçuklu, Karatay ve Meram İlçelerinin önemli bir bölümünü kapsayan yaklaşık 600 km2'lik bir alanda bulunan toprakların, jeokimyasal özelliklerine bağlı olarak topraklarda geojenik, madencilik ve antropojenik ağır metal dağılımı ve kirliliğinin belirlenmesi, modellenmesi ve yorumlanması amacıyla gerçekleştirilmiştir. İnceleme alanı Alp – Himalaya Orojenik Kuşağı içinde Anatolidler ve Toridler'in geçişinde Anatolitlerin güney kenarını oluşturan "Kütahya- Bolkardağı kuşağı"nın orta kesiminde yer almaktadır. Konya yerleşim alanı batı kesiminde Konya fay zonu, kuzeyde Karaömerler, doğuda Divanlar ve Göçü fayları ile sınırlanmış bir çöküntü havzasında yer alır. Sahada Paleozoyik'ten günümüze kadar oluşmuş metamorfik, magmatik ve sedimanter kayaçlar yüzeylemekte, temel ve örtü birimleri olmak üzere başlıca iki grupta ele alınmıştır. Temel birimler, daha çok kentin batı kesimindeki eğim atımlı Konya Fay Zonu ile sınırlanmakta olup morfolojik olarak dağlık alanları oluşturmaktadırlar. Bu birimler, Bozdağlar Masifi'ne ait olan Sızma ve Ardıçlı grupları ile Hatıp ofiyolitli karışığı ve Çayırbağı ofiyolitlerinden oluşmaktadır. Örtü birimleri ise çoğunlukla yerleşim alanı ve yakın çevresindeki ovalık alanlarda yoğunlaşmış olup temel birimlerin üzerinde açılı uyumsuzlukla yer alan Dilekçi Grubu'na ait karasal ve gölsel kırıntılılarla tersiyer döneminde gelişmiş volkanik ürünlerle temsil edilmektedir. Pleyistosen Holosen döneminde ise gölsel-karasal geçişler sunan ve göl içine malzeme taşıyan akarsulara bağlı olarak oluşan farklı özellikte kırıntılılar oluşmuştur. İnceleme alanında iklim, topoğrafya ve kaynak malzeme yani jeolojik özelliklerin farklılıkları nedeniyle değişken kalınlık ve bünyeye sahip zonal, intrazonal ve azonal ordolara ait topraklar bulunmaktadır. Zonal topraklar; Kahverengi topraklar (B), Kırmızımsı kestane rengi topraklar (D), Kırmızımsı kahverengi topraklar (F), Kireçsiz kahverengi topraklar (U) ve Kireçsiz kahverengi orman toprakları (N) ile temsil edilmektedir. İntrazonal topraklardan sadece Hidromorfik alüvyal topraklar (H) bulunurken Azonal topraklar ise; Alüvyal topraklar (A), Kolüvyal topraklar (K), Regosoller (L) ve Çıplak kayalık (ÇK, litosoller) topraklardır Metalik maden yataklarının çevresindeki kayaçlar, topraklar, sular ve bitkilerde yerel ekosisteme bağlı olarak metal kirliliklerinin olduğu bilinmektedir. Konya yerleşim alanının hemen kuzeybatısında bulunan terkedilmiş Sızma-Ladik (Konya) civa yatakları, civanın yanı sıra bir çok ağır metal bakımından zengindir. Ayrıca Konya batısındaki volkanizmaya bağlı olarak yer yer küçük boyutlu Fe-Cu-Pb-Zn zenginleşmeleri ve altın yataklarının yanı sıra Çayırbağı ofiyolitleri içinde magnezit, Cr, Fe ve Ni zenginleşmeleri bulunmaktadır. Ayrıca yörede çok sayıda kil, kırmataş, mermer, yapı ve kaplama taşı üretimi yapılmaktadır. Alanın önemli bir bölümünde halen tarımsal faaliyetler sürdürülmekte olup organize, yerel ve küçük ölçekli sanayiler, çimento, şeker, mermer fabrikaları, terkedilmiş maden işletmeleri ve bunlarla içiçe toplu ve müstakil konut ve yerleşim alanları ve önemli karayolları gibi kirlilik kaynakları bulunmaktadır. Zonal topraklarda ortalama % 16.16 Ca, % 3.87 Al, % 2.34 Fe, % 2.53 Mg ve % 1.14 K, 537 ppm Mn, 24 ppm As, 404 ppm Ba, 18 ppm Co, 146 ppm Cr, 18 ppm Cu, 183 ppm Ni, 20 ppm Pb, 297 ppm Sr, 58 ppm V ve 50 ppm Zn bulunmaktadır. İntrazonal topraklarda ortalama % 15.94 Ca, % 4.96 Al, % 2.75 Fe, % 2.4 Mg ve % 1.44 K'un yanısıra 432 ppm Mn, 21 ppm As, 283 ppm Ba, 13 ppm Co, 77 ppm Cr, 22 ppm Cu, 96 ppm Ni, 18 ppm Pb, 883 ppm Sr, 66 ppm V ve 56 ppm Zn bulunmaktadır. Azonal topraklarda ise ortalama % 15.01 Ca, % 4.66 Al, % 2.39 Fe, % 2 4 Mg, % 1.39 K, 545 ppm Mn, 22 ppm As, 434 pmm Ba, 15 ppm Co, 94 ppm Cr, 25 ppm Cu, 103 ppm Ni, 24 ppm Pb, 708 ppm Sr, 2.3 ppm U, 65 ppm V ve 62 ppm Zn bulunmaktadır. İnceleme alanındaki toprakların tamamında ise ortalama % 15.56 Ca, % 4.43 Al, % 2.43 Fe, % 2.44 Mg, % 0.31 Na, % 1.31 K, 524 ppm Mn, 22 ppm As, 401 ppm Ba, 16 ppm Co, 110 ppm Cr, 21 ppm Cu, 131 ppm Ni, 21 ppm Pb, 495 ppm Sr, 63 ppm V ve 57 ppm Zn vardır. Bazı toprak numunelerinde ağır metallerden As 67 ppm, Cd 0.46 ppm, Co 103 ppm, Cr 1426 ppm, Hg 2.21 ppm, Sb 1.96 ppm, Mo 10.6 ppm, Ni 2010 ppm, Pb 170 ppm, Sb 22 ppm, Sr 4320 ppm, U 10.2 ppm, V 105 ppm ve Zn 100 ppm'e ulaşmaktadır. Faktör analizi sonuçlarına göre; topraklarda değişim içindeki payı % 35.03 olan birinci faktör Ca ve Sr'un negatif yüklerine karşılık Al, Fe, K, Mn, Ti, Cu, Sn, Tl, U, V ve Zn'nun önemli pozitif faktör yükleri ile temsil edilmektedir. Pozitif ve negatif faktör yüklerine sahip olan elementlerin dağılımına bakıldığında düşük negatif faktör yüklerine sahip olan S ve Se dahil edildiğinde negatif yükler cluster analizinde ki küme analizi dendrogramındaki Ca-Sr-S grubu ile örtüşürken pozitif faktör yüküne sahip olan elementler ise ana bileşenler grubu ile tam olarak örtüşmektedir. Dolayısıyla topraklarda birinci faktör karbonatlı kayaçların ayrışmasını temsil eden atmosferik ayrışma sürecidir. Toplam değişimin 17.32'sini karşılayan ikinci faktör Mg, Co, Cr ve Ni'in önemli pozitif faktör yükleri ile temsil edilmektedir. Bu faktör küme analizi dendrogramında Mg-Ni-Cr grubu ile örtüşmekte olup yöredeki bazik-ultrabazik kayaçların ayrışmasını sağlayan hidrotermal alterasyonu karakterize etmektedir. Çayırbağı ofiyolitlerine ait olan serpantinleşmiş peridotitlerin içinde yaygın olarak bulunan olivin ve piroksenlerin ayrışmasına neden olan yüzey alterasyonu ile genç volkanik faaliyetlere bağlı hidrotermal alterasyonla bu kayaçlar ayrışmış ve açığa çıkan Mg, Co, Cr ve Ni zenginleşmiştir. Bu faktördeki As, Ba, Hg, Pb, Sb, Ta ve Tl'un düşük negatif faktör yükleri hidrotermal aktivite fikrini desteklemektedir. Değişimin % 9.96'sını karşılayan üçüncü faktör Hg, Pb ve Sb'ın önemli As'in düşük pozitif faktör yükleri ile temsil edilmektedir. Bu faktörde pozitif faktör yüklerine sahip olan elementler küme analizi dendrogramındaki toksik metal grubu ile tam olarak örtüşmektedir. Dolayısıyla bu faktör yöredeki genç volkanik faaliyetlere bağlı olarak meydana gelen hidrotermal mineralizasyona ait minerallerin ayrıştıklarını ve toksik metallerin serbest kaldıklarını göstermektedir. Topraklarda değişimin % 6.95'ini karşılayan dördüncü faktör Cd, Mo ve U'un önemli pozitif faktör yükleri ile temsil edilmektedir. Bu faktör küme analizi dendrogramındaki ana bileşenler grubunun içinde yer alan Cd-U-Mo alt grubu ile örtüşmektedir. Her üç element de topraklarda oldukça düşük oranlarda bulunmakta olup ilerleyen ayrışma ile birincil sülfidli minerallerden galenit ve sfalerit gibi minerallerin ayrışması sonucu bu elementlerin de çözünerek topraklara taşındığını göstermektedir. Değişimin % 5.58'ini karşılayan beşinci faktör S ve Sr'un önemli Se'un düşük pozitif yükleri ile temsil edilmekte olup sülfidli minerallerin ayrışması sonucu açığa çıkan kükürdün oksitli formlarının hareketlenmesi ile ortaya çıkmıştır. Altıncı faktör ise P ve Se'un negatif ve S'ün pozitif faktör yükü ile temsil edilmekte olup toplam değişimin % 4.8'inin karşılamaktadır. Kükürdün ortamda bol miktarda bulunmasının nedeni sadece doğal jeolojik faktörlerin değil aynı zamanda askeri ve endüstriyel faaliyetlerin de etkili olduğunu göstermektedir. Fosfor ve Se'un ortamda zenginleşmesine neden olan faktör ise tarımsal faaliyetlerdir. Topraklarda değişimin % 3.89'unu karşılayan yedinci faktör As ve Se'un pozitif; P, Cu ve Sr'un negatif faktör yükleri ile temsil edilmektedir. Topraklarda sekizinci faktör değişimin % 3.64'ünü karşılamakta olup Cd ve Se'un düşük pozitif faktör yükleri ile temsil edilmektedir. Arseniğin böcek ilacı, mermi ve patlayıcı yapımında kullanılması, Se'un birçok gıda maddesinde bol bulunması, P'un tarımsal gübrelerde kullanılması, Cd'un pillerde kullanılması bu iki faktörün de doğal jeolojik faktörlerden ziyade insani aktivitelere bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. Sonuç olarak Konya yerleşim alanındaki topraklar As, Cr ve Ni bakımından ülkemizle birlikte Avusturya, Polonya, Almanya, Avrupa Birliği, Rusya, İngiltere ve ABD için izin verilen en yüksek değerleri aşmaktadır. Co, Mo, Pb, Sr ve Sb ise kentin bazı bölgelerinde risk unsuru oluşturmaktadır. Ana materyal olarak kabul edilen karbonatlı kayaçların yüzey ayrışması ile Ca, Mg, Sr ve Se, asidik silikatlı kayaçların ayrışması ile Al, Fe, K, Na ve Ti, bazik ve ultrabazik kayaçların ayrışması ile Mg, Cr, Ni, Co, Cu ve Fe, hidrotermal mineralizasyonların ayrışması ile de toksik metallerden S, Pb, Zn, Hg, Sb, As, Cd, Ta, Tl ve Ba topraklarda birikerek zenginleşmiştir. P, Sr, S, U, Mo, Cd, As, Tl gibi bazı elementler ise doğal ve jeolojik faktörlerin yanısıra şehirleşme, tarımsal, askeri ve sağlık faaliyetlerine bağlı olarak dağılım göstermektedir.