Yazar "Karagöl, Cüneyt" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut astım atağı ile başvuran çocukların klinik özellikleri ve risk faktörleri(2012) Karagöl, Cüneyt; Ertoy, Hacer İlbilge Karagöl; Keleş, Sevgi; Artaç, Hasibe; Reisli, İsmailGiriş: Çocukluk çağı kronik hastalıklarının en sık görüleni olan astım, morbiditesi, mortalitesi ve prevalansı artan bir hastalıktır. Akut astım atakları ise astımın mortalite ve morbiditesini belirleyen en önemli faktördür. Bu çalışmanın amacı; çocuklarda astım atağına neden olan risk faktörlerinin, astım ataklarının klinik özelliklerinin ve tedaviye yanıtın prospektif olarak belirlenmesidir. Hastalar ve Yöntem: Ocak 2008-Ocak 2009 tarihleri arasında kliniğimizde astım tanısıyla takipli ve astım atağı nedeniyle başvurmuş 40 çocuk hastanın klinik ve laboratuvar bulguları değerlendirildi. Bulgular: Çalışma grubunu oluşturan 40 çocuk hastanın 23ü erkek, 17si kız ve yaş ortalaması 7.8 1.9 yıl idi. Atağa neden olan en önemli risk faktörleri infeksiyon ve sigara dumanıyla temas; en sık yakınma ise öksürük olarak saptandı. Hastaların astım ataklarının şiddeti değerlendirildiğinde hafif atak 20 (%50) hastada, orta atak 18 (%45) hastada ve ağır atak 2 (%5) hastada mevcuttu. Astımlı hastalardan 24 (%60)ü oksijen tedavisi ve kısa etkili nebülize bronkodilatörle düzelirken, 16 (%40) hastaya sistemik steroid tedavisi uygulandı. Acil serviste uygulanan tedavi sonrası, 34 (%85) hasta evine gönderilirken, 4 (%10) hasta tedavi için yataklı çocuk servisine, 2 (%5) hasta ise yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Sonuç: Akut astım atağına neden olabilecek risk faktörlerinin belirlenmesi, atak sıklığının ve şiddetinin azaltılmasında oldukça önemlidir. Bu nedenle, astımlı çocukların infeksiyonlardan korunmasının ve ev içi sigara dumanıyla temasın önlenmesi amacıyla aile eğitiminin çok önemli olduğu kanaatindeyiz.Öğe CD19 deficiency: A village screening study(AVES, 2009) Reisli, İsmail; Artaç, Hasibe; Pekcan, Sevgi; Kara, Reyhan; Yumlu, Kadir; Karagöl, Cüneyt; Çimen, ÖmerAim: We identified a new CD19 deficient case who was a relative of the first CD19 deficient patient and lived in the same village. These cases suggested that other patients with CD19 deficiency or carriers could be found in this village. The aim of this study was to assess the warning signs of primary immunodeficiency and the CD19 molecule deficiency in this population. Material and Method: The relatives of CD19 deficient patients and controls were examined for the warning signs of primary immunodeficiency using a questionnaire form Blood samples were taken from these subjects CD19 and CD21 expressions (median fluorescent intensity, MFI) were analyzed by flowcytometry in these samples. Results: A total of 208 subjects (59 families, 126 females, 82 males) including 129 children 9.5 +/- 3 7 years and 79 adults (37 13 years) were evaluated. A new case with CD19 deficiency was not detected There was at least one warning sign for immunodeficiency in 67 subjects (57 children and 10 adults) CD19 median expression value was lower than 60 MFI value in 20 subjects, which was known as in the carriers who were detected to have heterozygous mutation Conclusions: Our findings suggested that CD19 median expression might be a diagnostic tool for the subjects who have CD19 heterozygous mutations. Mutation analyses are planned for the confirmation of CD19 heterozygous mutation in these subjects who have low CD19 median expression. (Turk Arch Ped 2009; 44. 127-30)Öğe CD19 molekül eksikliği: Bir köy taraması(2009) Reisli, İsmail; Artaç, Hasibe; Pekcan, Sevgi; Kara, Reyhan; Yümlü, Kadir; Karagöl, Cüneyt; Çimen, ÖmerAmaç: CD19 eksikliğinin ilk kez tanımlandığı bir olgunun köyünde yaşayan ve akrabası olan bir olguda daha CD19 eksikliği tanımlandı. Bu olgular, bu köyde yaşayan başka olguların ve taşıyıcıların da olabileceğini düşündürdü. Bu amaçla köy halkı immün yetersizlik düşündüren klinik bulgular ve CD19 molekül eksikliği yönünden değerlendirildi. Gereç ve Yöntem: CD19 eksikliği olgularının akrabaları ve kontrol grubu, anket formları ile birincil immün yetersizlik hastalıklarının klinik belirtileri için sorgulandı. Olgulardan alınan kan örneklerinde, CD19 ve CD21 molekül varlığı akış sitometri ile incelendi. Bulgular: Toplam 59 aileden 129 çocuk (9,53,7 yıl) ve 79 yetişkin (3713 yıl) olmak üzere 208 olgu (126 kadın, 82 erkek) değerlendirildi. Yeni bir CD19 eksikliği olgusu saptanmadı. Anket formları ile 67 olguda (57 çocuk, 10 yetişkin) en az bir uyarıcı immün yetersizlik bulgusu vardı. CD19 mediyan ekspresyon değeri (MFI) 20 olguda, CD19 yönünden heterozigot taşıyıcı olan bireylerden elde edilen 60 MFI değerinin altındaydı. Çıkarımlar: Bulgularımız CD19 eksikliği heterozigot “taşıyıcılığı” açısından, CD19 taşıyan B lenfosit oranının değil, CD19 mediyan ekspresyon düşüklüğünün yol gösterici olduğunu düşündürmüştür. CD19 mediyan ekspresyon değerine göre taşıyıcı oldukları belirlenen bu olguların, mutasyon tetkiklerinin yapılarak taşıyıcı olduklarının doğrulanması planlanmıştır.Öğe CD19 Molekül Eksikliği: Bir Köy Taraması(Kare Publishing, 2009) Reisli, İsmail; Artaç, Hasibe; Pekcan, Sevgi; Kara, Reyhan; Yümlü, Kadir; Karagöl, Cüneyt; Çimen, Ömer; Şen, Metin; Artaç, MehmetAim: We identified a new CD19 deficient case who was a relative of the first CD19 deficient patient and lived in the same village. These cases suggested that other patients with CD19 deficiency or carriers could be found in this village. The aim of this study was to assess the warning signs of primary immunodeficiency and the CD19 molecule deficiency in this population. Material and Method: The relatives of CD19 deficient patients and controls were examined for the warning signs of primary immunode- ficiency using a questionnaire form. Blood samples were taken from these subjects. CD19 and CD21 expressions (median fluorescent intensity, MFI) were analyzed by flowcytometry in these samples. Results: A total of 208 subjects (59 families, 126 females, 82 males) including 129 children 9.5±3.7 years and 79 adults (37±13 years) were evaluated. A new case with CD19 deficiency was not detected. There was at least one warning sign for immunodeficiency in 67 subjects (57 children and 10 adults). CD19 median expression value was lower than 60 MFI value in 20 subjects, which was known as in the carriers who were detected to have heterozygous mutation. Conclusions: Our findings suggested that CD19 median expression might be a diagnostic tool for the subjects who have CD19 heterozygous mutations. Mutation analyses are planned for the confirmation of CD19 heterozygous mutation in these subjects who have low CD19 median expression.Öğe Clinical features and risk factors for childhood asthma exacerbations(WILEY-BLACKWELL, 2010) Karagöl, Cüneyt; Keleş, Sevgi; Göktürk, B.; Kirac, M.; Artaç, Hasibe; Reisli, İsmail[Abstract not Available]Öğe Çocuklarda akut astım atağının özellikleri ve iskemi modifiye albumin düzeyleri(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2009) Karagöl, Cüneyt; Reisli, İsmailÇocukluk çağı kronik hastalıklarının en sık görüleni olan astım morbiditesi, mortalitesi ve prevelansı artan bir hastalık haline gelmiştir. Yeterli tedavi almayan veya herhangi bir tetikleyici etkene maruz kalan hastada, öksürük, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, hışıltı gibi semptomların ortaya çıkmasına akut astım atağı denilmektedir. Akut astım atakları, astımın mortalite ve morbiditesini belirleyen en önemli faktördür. İskemi durumunda ortaya çıkan hipoksi, asidoz, serbest radikal hasarı gibi nedenler albumin yapısında değişikliğe yol açar değişikliğe uğramış bu albumine ?iskemi modifiye albumin? (IMA) denilmektedir. Bu çalışmanın amacı, akut astım atağı ile başvuran çocukların özelliklerinin belirlenmesi ve astım atağı sırasında IMA düzeylerinin değerlendirilmesidir. Hastalar ve Yöntem: Ocak 2008 - Ocak 2009 tarihleri arasında kliniğimizde astım tanısıyla takipli ve astım atağı nedeniyle başvurmuş 40 çocuk hastanın atak özellikleri belirlendi. Bu hastalardan 30'unda atak esnasında ilk başvuruda ve ataktan 14 gün sonra semptomsuz dönemde IMA düzeyleri belirlenerek istatistiksel olarak değerlendirildi. Sonuçlar: Çalışma gurubunu oluşturan 40 çocuk hastanın 23'ü erkek, 17'si kız idi ve yaş ortalaması 7.8±1.9 yıl olarak bulundu. Atağa neden olan en önemli risk faktörleri enfeksiyon ve sigara dumanı maruziyeti olarak bulunurken, en sık atak semptomu ise öksürük olarak saptandı. Atak şiddetleri değerlendirildiğinde hafif atak 20 hastada, orta atak 18 hastada ve ağır atak 2 hastada mevcuttu. Atak şiddeti ve başlangıç tedavisine cevabına göre, 24 hasta sadece O2 ve kısa etkili bronkodilatatör ile düzelirken, 16 hastanın tedavisinde parenteral steroid ihtiyacı oldu. Acil serviste uygulanan tedavi sonrası, 34 hasta taburcu edilirken, 4 hasta tedavi için yataklı çocuk servisine, 2 hasta yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Astım atağında IMA düzeyleri değerlendirildiğinde ise atakta bakılan IMA değerleri (ortalama 0.51±0.16 ABSU) hem kontrol gurubundan (ortalama 0.39±0.12 ABSU ) hemde aynı hastaların tedavi sonrası semptomsuz döneminden (ortalama 0.33±0.08 ABSU) istatistikî olarak anlamlı düzeyde yüksek bulundu. Hastaların IMA düzeylerinin yaş, cinsiyet, astım şiddeti, atak semptomları, atopi varlığı, atak nedeni, düzenli steroid tedavisi ve atak öncesi tedavi alma durumu ile değerlendirildiğinde istatistikî olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı. Bu çalışma akut astım atağı sırasında IMA düzeylerinin belirgin olarak arttığını göstermiştir. Ancak IMA, astım atağında yükselmesine rağmen atak şiddetinin değerlendirilmesi için uygun bir belirteç değildir.Öğe An Examination of Parental Knowledge and Attitudes About The Rational Use of Antibiotics(Selçuk Üniversitesi, 2022) Yigit, Metin; Karagöl, CüneytAim: Our study aimed to assess the knowledge and attitudes of parents of pediatric patients admitted our pediatrics outpatient clinic about the rational use of antibiotics. Materials and Methods: We had face-to-face interviews with parents of children. The Scales on Knowledge and Attitudes about the Rational Use of Antibiotics forms and questionnaires were filled out after the interviews. Results: The mean level of knowledge of the parents about the rational use of antibiotics was found as 55.33±7.77; their attitude level was 66.37±10.02. It was seen that the more parents were educated, the more their knowledge and attitudes improved, but it was also observed that attitude levels fell and knowledge levels were not affected when the parents were older. Of the parents, 15.2% kept antibiotics on hand in the house, 7.2% wished to have antibiotics sold without prescription, and 5.5% gave their children antibiotics without a prescription. Additionally, the level of attitudes toward the rational use of antibiotics were 2.6-fold lower in males and 5.6-fold lower among parents who kept a stock of antibiotics at home. Conclusion: The high levels of knowledge and attitudes of the participants regarding the rational use of antibiotics constitutes an important finding and is a promising outcome. It is clear that families, especially those parents with low education, fathers, and the elderly need to be more informed on this subject. Multiple-site studies with more participants and controls that can represent a range of different socioeconomic circumstances should continue to be regularly conducted.Öğe İmmünglobulin A eksikliğinde atopi ve allerjik hastalıklar/Atopy and allergic diseases in immunoglobulin A deficiency(2012) Artaç, Hasibe; Keleş, Sevgi; Karagöl, Cüneyt; Göktürk, Bahar; Reisli, İsmailGiriş: İmmünglobulin (Ig) A eksikliği özellikle okul öncesi çocukluk çağında morbiditeye neden olan yaygın bir immün sistem bozukluğudur. Bu çalışmanın amacı, IgA eksikliği olan olguları atopi ve allerjik hastalık yönünden yaş gruplarına göre değerlendirmek, bu eksikliğin dört yaş altında ve üstündeki klinik sonuçlarını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Kasım 2001-2007 tarihleri arasında 272 parsiyel ve 23 selektif IgA eksikliği olan toplam 295 hasta retrospektif olarak incelendi. Bulgular: Hastaların tanı yaşları 64.3 43 (4-204) ay, infeksiyonların başlangıç yaşı 29.5 36 (1-168) ay idi. Tanı yaşı dört yaş altında 121 hasta mevcuttu. Başvuru sebepleri sırasıyla tekrarlayan bronşit (%40), tonsillofarenjit (%33), sinüzit (%6), pnömoni (%4), otit (%2), akut gastroenterit (%0.3) ve boyun apsesi (%0.3) olarak kaydedildi. Olguların %25’inde eozinofili ve %38’inde artmış IgE düzeyi ve aralarında ilişki belirlendi. Hastaların %31’inde spesifik IgE ve/veya deri testi pozitifliğiyle atopi saptandı. Allerjik hastalık sıklığı %78 oranında bulundu (%60 astım, %15 allerjik rinit, %8 atopik dermatit, %6 ürtiker, %0.7 allerjik konjunktivit). Klinik izlemde IgA düzeyinin normal sınırlara ulaşma zamanı 17 14 ay olup, 3-60 ay arasında değişmekteydi. Selektif IgA eksikliği olan üç hastada bronşektazi mevcuttu. Sonuç: Serum IgA düzeyi yalnızca tekrarlayan infeksiyon durumlarında değil, allerjik semptomlarla başvuran hastalarda da değerlendirilmelidir.Öğe Priapism as presenting manifestation of germ cell tumor in a child(2011) Özbek, Orhan; Köksal, Yavuz; Koç, Osman; Karagöl, Cüneyt; Özbek, Seda; Kılıç, MehmetSeksüel uyarı olmaksızın peniste ereksiyon halinin olması durumu olarak tanımlanan priapizm, çocuklarda nadir görülür. Perineal travma öyküsü olan 2 yaşında erkek hasta priapizm yakınması ile başvurdu. Dopler ultrasonografisinde yüksek akımlı priapizm tanısı konuldu. Manyetik rezonans görüntüleme yönteminde penis köküne uzanım gösteren intrapelvik kitle saptandı. Alfa fötoprotein düzeyi 54.600 ng/ml (Normal aralık: 0-9 ng/ml) idi. Tru-cut biyopsi uygulanan hastaya endodermal sinüs tümörü tanısı konuldu. Kemoterapinin 4. günü penisteki sertlik yumuşamaya başladı ve birinci kütr kemoterapi sonrasında tamamen kayboldu.Öğe Uzamış febril myalji sendromu ile ortaya çıkan ailesel Akdeniz ateşi olgusu(2008) Peru, Harun; Karagöl, Cüneyt; Karagöl, Hacer İlbilge Ertoy; Elmacı, Ahmet MidhatAilesel Akdeniz ateşi herediter periyodik ateş sendromlarının en sık görülenidir. Hastalığın seyrinde vaskülitik sendromlara daha sıklıkla rastlanmaktadır. Uzamış febril myalji sendromu, ailesel Akdeniz ateşine özel klinik bir tablodur. Bu sendromun en karakteristik bulguları şiddetli kas ağrısı, uzamış yüksek ateş, artmış eritrosit sedimentasyon hızı, hipergamaglobülinemi, normal kreatin fosfokinaz ve elektromyografideki non-spesifik inflamatuar myopatik değişikliklerdir. Bu yazıda, uzamış febril myalji sendromu ile ortaya çıkan ve steroid tedavisine dramatik yanıt veren ailesel Akdeniz ateşi olgusu bildirilmiştir.