Yazar "Koçyiğit, Sezai" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Farklı Bilişsel Tempoya Sahip Anaokulu Çocuklarının İlkokula Hazır Bulunuşluklarının İncelenmesi(2014) Koçyiğit, Sezai; Kayılı, GökhanAraştırmada, beş-altı yaş çocuklarının bilişsel tempolarına göre, ilkokula hazır bulunuşlukları incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, Konya ili merkez ilçelerinde bulunan okul öncesi eğitim kurumlarının anasınıflarına ve anaokullarına devam eden beş-altı yaş grubu toplam 227 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada çalışma grubuna katılan çocukların Reflektif-İmpulsif bilişsel tempolarını belirlemek için Kansas Okul Öncesi Dönemdeki Çocuklar İçin Düşünsellik-İçtepisellik Ölçeği (KRISP) A formu, çocukların ilkokula hazır bulunuşluklarını belirlemede ise; Metropolitan Olgunluk Testi, Okul Öncesi ve Anaokulu Davranış Ölçeği (PKBS) A Formu ve Peabody Resim-Kelime Testi kullanılmıştır. Araştırmada Reflektif-İmpulsif bilişsel tempoya sahip olarak gruplandırılan çocukların hangi doğruluk düzeyinde sınıflandırıldığını belirlemek amacıyla diskriminant analizi yapılmıştır. Grupların testlerden aldıkları puanlar ilişkisiz örneklemler t-testi işlemi ile SPSS 16.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Etki büyüklüğünü incelemek amacıyla ise Cohen d değeri hesaplanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen genel sonuç; okul öncesi dönem çocuklarının ilkokula hazır bulunuşlukları, Reflektif bilişsel tempoya sahip çocuklar lehine farklılaşmaktadır.Öğe İlköğretim birinci sınıf öğretmenlerinin ve ebeveynlerin görüşleri ışığında okula hazır bulunuşluk olgusu ve okul öncesi eğitime ilişkin sonuçları(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Koçyiğit, Sezai; Saban, AhmetTürkiye'de okul öncesi eğitim alıp almadıklarına ve bireysel farklılıklarına bakılmaksızın 72 ayını dolduran her çocuk ilköğretime başlatılmaktadır. Ancak, acaba her okula başlayan çocuk zihinsel, sosyal-duygusal ve fiziksel anlamda ilköğretimin gereklerini karşılamaya hazır mıdır? Bu araştırmanın amacı, ilköğretim birinci sınıf öğretmenlerinin ve ebeveynlerin bakış açısıyla ?okula hazır bulunuşluk? için gerekli beceri ve yeterliklerin neler olduğunu tespit etmek ve bu durumun okul öncesi eğitime ilişkin sonuçlarını ortaya koymaktır. Bu çalışma, Konya ili özel ve devlet ilköğretim okullarında görev yapan 14 birinci sınıf öğretmeni ve 13 ebeveyn ile yürütülmüştür. Araştırmada, katılımcıların okula hazır bulunuşluk olgusuna ilişkin görüşlerini elde etmek amacıyla açık-uçlu sorulardan oluşan yarı-yapılandırılmış görüşme kullanılmıştır. Görüşmeler vasıtasıyla elde edilen ham veriler, betimsel analiz tekniği kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, ilköğretim birinci sınıf öğretmenleri okula hazır bulunuşluğu, ?ilköğretim birinci sınıfın gerektirdiği becerileri yapabilme olgunluğuna erişme? olarak tanımlamış ve bu olgunluğun çocuğun sosyal, duygusal, zihinsel ve fiziksel gelişim alanlarının paralel bir şekilde gelişmesine bağlı olduğunu dile getirmiştir. Öğretmenler, ayrıca, çocukların okula hazır olarak başlayabilmeleri için okul öncesi eğitimin mutlaka zorunlu hale getirilmesi gerektiğini düşünmektedir.Öğe Kaynaştırma Eğitimi Dersinin Okul Öncesi Öğretmeni Adaylarının Kaynaştırmaya İlişkin Görüşlerine Etkisi(2010) Kayılı, Gökhan; Koçyiğit, Sezai; Yıldırım Doğru, Safiye Sunay; Çiftci, SabahattinBu araştırmada, Kaynaştırma Eğitimi dersinin, okul öncesi öğretmeni adaylarının kaynaştırmaya ilişkin görüşlerine etkisi incelenmiştir. Araştırma gerçek deneme modellerinden son test kontrol gruplu model olarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2008 – 2009 öğretim yılında, Selçuk Üniversitesi, Mesleki Eğitim Fakültesi, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Anabilim Dalında öğrenim gören, 83’ü kontrol grubunda, 84’ü deney grubunda olmak üzere toplam 167 okul öncesi öğretmeni adayı oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği kullanılmıştır. Kaynaştırmaya İlişkin Görüşler Ölçeği, Kaynaştırma Sınıf Kontrolü ve Kaynaştırmaya Karşı Görüşler, Kaynaştırma Öğretmenin Yeterliliği, Kaynaştırmanın Yararları, Kaynaştırmanın Olumsuz Etkileri ve Kaynaştırmanın Faydası olmak üzere beş alt boyuttan oluşmaktadır. Araştırma sonucuna göre, kaynaştırma dersi alan okul öncesi öğretmeni adaylarının kaynaştırmaya ilişkin görüşlerinde bazı ölçek maddelerinde anlamlı fark bulunmuştur.Öğe Montessori Eğitimi Alan ve Almayan Anaokulu Öğrencilerinin Sosyal Becerilerinin Karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi, 2008) Koçyiğit, Sezai; Kayılı, GökhanBu araştırma, Montessori yöntemi ile eğitim alan ve normal müfredat ile eğitim alan anaokulu çocuklarının sosyal becerilerini karşılaştırmaya yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın katılımcıları, 2007–2008 yıllarında Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi İhsan Doğramacı Uygulama Anaokulunda eğitim gören 122 anaokulu öğrencisinden oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak Merrell (1994) tarafından geliştirilen "Anasınıfı ve Anaokulu Davranış Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, Montessori yöntemiyle eğitim alan anaokulu öğrencilerinin normal müfredata göre eğitim alan anasınıfı öğrencilerinden Sosyal İşbirliği, Sosyal Etkileşim ve Sosyal Bağımsızlık alt boyut puanlarında anlamlı düzeyde farklılık olduğu görülmektedir.Öğe Montessori yönteminin bes - altı yaş çocuklarının alıcı dil gelisimine etkisinin incelenmesi(2009) Kayılı, Gökhan; Koçyiğit, Sezai; Erbay, FilizBu araştırmada, Montessori yönteminin beş - altı yaş çocuklarının alıcı dil becerilerine etkisi incelenmiştir. Araştırma, deneme modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2008 – 2009 yıllarında Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi İhsan Doğramacı Uygulama Anaokulu’nda eğitim gören toplam 40 çocuk oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Peabody Resim-Kelime Testi kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, Montessori yöntemi ile eğitim alan beş - altı yaş çocuklarının alıcı dil becerileri ile Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Programına göre eğitim alan beş - altı yaş çocuklarının alıcı dil becerileri arasında anlamlı bir fark bulunmuştur.Öğe Montessori yönteminin beş-altı yaş çocuklarının alıcı dil gelişimine etkisinin incelenmesi(Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2009) Kayılı, Gökhan; Koçyiğit, Sezai; Erbay, FilizBu araştırmada, Montessori yönteminin beş - altı yaş çocuklarının alıcı dil becerilerine etkisi incelenmiştir. Araştırma, deneme modelinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2008 – 2009 yıllarında Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi İhsan Doğramacı Uygulama Anaokulu’nda eğitim gören toplam 40 çocuk oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Peabody Resim-Kelime Testi kullanılmıştır. Araştırma sonucuna göre, Montessori yöntemi ile eğitim alan beş - altı yaş çocuklarının alıcı dil becerileri ile Milli Eğitim Bakanlığı Okul Öncesi Eğitim Programına göre eğitim alan beş - altı yaş çocuklarının alıcı dil becerileri arasında anlamlı bir fark bulunmuştur.Öğe Okul Öncesi Eğitim Öğretmenlerinin Dil Etkinliklerini Uygulama Biçimlerinin İncelenmesi(2010) Gönen, Mübeccel; Ünüvar, Perihan; Bıçakçı, Müdüriye; Koçyiğit, Sezai; Yazıcı, Zeliha; Orçan, Maide; Aslan, Durmuş; Güven, Gülhan; Özyürek, ArzuBu çalışmanın amacı; öğretmenlerin dil etkinliklerini uygulama biçimlerini belirlemektir. Çalışma grubunu Adana, Ankara, Antalya, Karabük ve Konya il merkezlerinde görev yapan toplam 175 öğretmen oluşturmaktadır. Veriler, araştırmacılar tarafından hazırlanan anket formu ile toplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin çoğunluğu dil etkinliklerine günlük programlarında yarım saate kadar yer ayırmaktadır. Yine öğretmenlerin çoğunluğu bu etkinliklere çocukların dil gelişimini desteklemede etkili olduğunu düşündüğü için yer vermektedir. Öğretmenler dil etkinlikleri öncesinde genellikle öğrencilerle sohbet etmeyi tercih etmektedir. Öğretmenler dil etkinlikleri sonrasında ‘olay sıralaması ve kahramanlarının özellikleri ile ilgili sorular sorma’ etkinliğini sıklıkla yapmaktadır. Öğretmenler dil etkinliklerinde araç olarak çoğunlukla kitaplar ve kuklaları kullanmaktadırlar. Data show ve slaytlar ise en az kullanılan araçlardır.Öğe Social Skills and Problem Behaviour of Children With Different Cognitive Styles Who Attend Preschool Education(2009) Seçer, Zarife; Çeliköz, Nadir; Koçyiğit, Sezai; Seçer, Fahri; Kayılı, GökhanIn this research, whether social skills and problem behavior of preschool children differ according to their being reflective or impulsive or not was investigated. The study group of this research included a total of 366 students aged 6 who attend preschools affiliated to Konya Provincial Directorate of National Education. Form A of the Kansas Reflection-Impulsivity Scale for Preschoolers (KRISP), which was developed by Wright (1971), was used in order to determine reflective-impulsive cognitive style of children whereas Nursery Class and Kindergarten Behavior Scale (PKBS) which was developed by Merrell (2003) was used in order to evaluate social skill and problem behavior dimensions. According to the results obtained, impulsive children are less efficient than those who are reflective from the social cooperation and social interaction points of view while they display more instances of attention problems/hyperactivity, antisocialism/aggression.Öğe Social Skills and Problem Behaviours of Children with Different Cognitive Styles Who Attend Preschool Education(AUSTRALIAN ACAD PRESS, 2010) Seçer, Zarife; Çeliköz, Nadir; Koçyiğit, Sezai; Seçer, Fahri; Kayılı, GökhanThe study investigated whether social skills and problem behaviours of preschool children differ according to their cognitive styles. The sample group included 366 six-year-old children who attend preschools in Konya. Form A of the Kansas Reflection-Impulsivity Scale for Preschoolers (KRISP), developed by Wright (1971), was used to determine whether the participants had reflective or impulsive cognitive styles, while Preschool and Kindergarten Behaviour Scales (PKBS), developed by Merrell (2003), were used to evaluate social skills and problem behaviour dimensions. Results found that impulsive children were less efficient than reflective children in regards to their social cooperation and social interaction skills, and they exhibited more problem behaviours like self-centred/explosive behaviours, lack or attention/hyperactivity, antisocialism/aggression and social withdrawal.