Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Mor, Hasan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    AB’nin Aralık 1999 Helsinki Zirvesi Kararları ve Kıbrıs Sorunu
    (Selçuk Üniversitesi, 1999 Haziran) Mor, Hasan
    Dış politikanın belirlenmesinde, esas itibarıyla iç ve dış çevre şeklinde iki temel determinantın rolü olduğu söylenebilir. Bu çerçevede, Yunanistan Türkiye ilişkileri, özellikle cumhuriyet döneminde Türk dış politikasında önemli belirleyici bir diş çevre faktörü olarak karşımıza çıkar.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Avrupa (Birliği) bütünleşme süreci ve sorunları
    (2010) Mor, Hasan
    Bugün Avrupa Birliği, 4-5 asır geriye giden Avrupa 'yı ortak bir çatı altında birleştirme girişimlerinin kuşkusuz en başarılı olanıdır. Esasen Avrupa 'nın bir bütün olarak coğrafi, ekonomik ve siyasi entegrasyonu hedeflenmiş; fakat taktik olarak ekonomik entegrasyondan başlanılarak 1951 Avrupa Kömür ve Çelik Toplulukları And-laşması akdedilmiş ve bunu 1957 Roma Andlaşması izlemiştir. Bu andlaşmaları müteakip ekonomik işbirliği alanlarında hızla cesaret verici başarılar kaydedilmiş ve 1986Avrupa Tek Senet Andlaşması ile iki kutuplu uluslararası sistemde gözlemlenme-ye başlanan değişim eğiliminin de etkisiyle güvenlik ve dış politika da işbirliği alanlarına dahil edilerek, bütünleşmeye yeni bir siyasal boyut da katılmıştır. 1992 'de iki kutuplu uluslararası sistemin sona erdiği Soğuk Savaş sonrası dönemde, Maastricht Birlik Andlaşması ile Ekonomi, Adalet ve İçişleri ve Dış Politika ve Güvenlik Politikası taşıyıcı sütunları üzerinde bir "Avrupa Birleşik Devletleri" inşa etme hedefi ortaya konulmuştur. Böylece bütünleşmiş bir Avrupa 'nın, tek ve birleşik devasa bir güç olarak uluslararası sistemde belirleyici roller oynayan küresel bir aktör haline getirilmesi hesaplanmaktaydı. Buna yönelik olarak da bütün kıtada hızla ekonomik, siyasi ve coğrafi bütünleşme tamamlanmak istenmiştir. Bu kıtasal bütünleşmenin teknik, kurumsal ve hukuki altyapısını inşa etmeye yönelik olarak, 1997 Amsterdam Andlaşması, 2001 Nice Andlaşması ve en nihayet 2004 Anayasa Andlaşması akdedilmiştir. Anayasa Andlaşması 'nın 2005 'de Fransa ve Hollanda 'daki referandumlarda reddedilmesi üzerine, Avrupa entegrasyonu ile ilgili bir kriz dönemine girilmiş; 2007 'de Anayasa Andlaşması 'nın reforma edilmiş bir hali olan Lizbon Reform Andlaşması imzalanıp güçlükle Aralık 2009 'da yürürlüğe sokularak, Avrupa entegrasyonu bugüne ulaşmıştır. Gelinen bu aşamada Avrupa bütünleşmesinin kurumsal yapısını temsil eden Avrupa Birliği, büyük ölçüde kıtayı bütünleştirerek bölgesel düzeyde barış ve refaha önemli katkılar sağlamakta olup bu yönü ile örnek bir bölgesel entegrasyon modelini temsil etmektedir. Ancak hem sahip olduğu reel güç ve potansiyeller, hem bizzat kendisinin de hedeflediği ve hem de esasen dünyanın da büyük ölçüde kendisinden beklediği küresel barış ve istikrarın kurucu ve koruyucusu global düzeyde belirleyici rol, güç ve etkiye sahip bir "Avrupa Birleşik Devletleri" olabilme açısından, Avrupa Birliği 'nin oldukça yetersiz kaldığı görülmektedir. Bu yetersizlikte ise dar-tutucu bakış ve yaklaşımların etkisiyle, böyle bir rolü mümkün kılabilecek siyasal irade ve stratejik vizyonlar geliştirememenin temel etkiye sahip olduğu söylenebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Die Technologietransferproblematik in den Internationalen Beziehungen
    (Selçuk Üniversitesi, 2000 Haziran) Mor, Hasan
    In der vorliegenden Arbeit wird versucht darzulegen, welche Kanäle der Technologietransfer auf welche Art und Weise benutzt, wie dieser finanziert wird und welche Auswirkungen der viel gelobte und kritisierte Technologietransfer auf die Volkswirtschaften, Kulturen und Menschen und schließlich dadurch auf die internationalen Beziehungen, denen er im Endeffekt zugute kommen soll, ausübt.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kıbrıs sorununun Türkiye-AB ilişkilerine endekslenmesi süreci
    (2008) Mor, Hasan
    Kıbrıs’ın güneyindeki Rum Yönetimi 1990’da, Kıbrıs’ın tamamı adına AB’ye tam üyelik başvurusunda bulunmuştur. Hem Kıbrıs’taki tarihi, sosyolojik ve siyasi gerçeklik, hem de 1959/60 Zürih, Londra ve Lefkoşa Andlaşmalarının tescil ederek kurduğu hukuki statü Rumlara tek başlarına Kıbrıs’ı temsil etme yetkisi tanımamasına rağmen, bu müracaat AB tarafından kabul edilip işleme konmuştur. Daha sonra Türkiye’nin yaptığı itirazların da etkisiyle, AB içerisinde Rum müracaatının değerlendirilmesine dair kararsızlıklar yaşanmaya başlanmıştır. Ancak 1995’te Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği Kararlarının görüşüldüğü esnada, esasen Türkiye’nin AB ile ilişkilerini daha da muğlaklaştırıcı etkiye sahip olmasına rağmen Yunanistan ve AB, Türkiye’deki siyasal irade ve yönetim zafi yetinden faydalanarak, Gümrük Birliğini Rum müracaatının sonuçlandırılmasına dair rezerv ve itirazlardan vazgeçilmesi şartına bağlamıştır. Bu tarihten itibaren, devamlı surette Türkiye AB’ye yakınlaşmaya çalıştıkça, Kıbrıs Sorunu ile ilgili olarak pozisyon ve mevzi kaybetmek zorunda kalmış ve böylelikle Yunanistan ve AB’nin sistematik bir şekilde Kıbrıs Sorununu, Türkiye’nin AB ile ilişkilerine endekslediği görülmüştür. Bu durum, 2004’te Güneydeki Rum Yönetiminin Kıbrıs Cumhuriyeti adına AB üyesi yapılması ile çok daha vahim, sorunlu ve hatta çok yönlü kaotik bir niteliğe bürünmüştür. Özellikle Türkiye’nin tam üyeliği ulusal bir dış politika hedefi haline getirerek, sonucu tamamen belirsizliklerle dolu olsa da, AB ile tam üyelik müzakerelerine başladığı dikkate alınınca, AB ve Yunan- Rum ikilisinin Türkiye’yi tam bir dış politika hedefl er çatışması (Zielkonfl ikte) krizinin içerisine sokmuştur. Türkiye’nin içerisinde bulunduğu bu durum, oldukça sağlam tarihi, siyasi ve hukuki dayanak ve zemine sahip olmasına rağmen, Kıbrıs’ta dolaylı Enosisi kabul etmek ve böylece AB bekleme odasında kalabilmek ya da AB’ye tam üyelik hedefi nden vazgeçmek şeklindeki bir dilammadır. Adada aleyhteki bütün somut siyasi, sosyal ve hukuki gerçekliğe rağmen, Rumları Kıbrıs’ın tamamı adına AB üyesi yaparak, bu dilammanın inşasında belirleyici rol oynayan AB, böylelikle 21. yüzyılda global bir aktör olabilmenin gerektirdiği, uluslararası sorun çözme yetenek ve kapasitesi, geniş ufukluluk ve stratejik vizyonuna dair derin zafi yetler içerisinde olduğunu ortaya koymuş bulunuyor.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Realisierung von Utopien: Die Grünen “Anti Partei-Partei”
    (Selçuk Üniversitesi, 2001 Aralık) Mor, Hasan
    Die hier vorliegende Arbeit hat die Aufgabe zu untersuchen, welche politische, gesellschaftliche und ethische Faktoren es waren, die dazu führten, daß eine Partei, wie die GRUNEN gegründet werden konnte.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türk dış politikasında belirleyici faktörler ekseninde Özal'ın dış politika konsepti
    (Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002) Mor, Hasan; Akyılmaz, S. Gül
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Türk Dış Politikasında Belirleyici Faktörler Ekseninde Özal’ın Dış Politika Konsepti
    (Selçuk Üniversitesi, 2001 Haziran) Mor, Hasan
    Zamanın AET Komisyonu başkanı Walter Hallstein, 1963 yılında Türkiye-AET Ortaklık Anlaşması imza töreninde yaptığı konuşmada, 'Türkiye Avrupa’nın bir parçasıdır' diyerek, Türkiye'yi Batı'ya oturtmaktadır. Cumhurbaşkanı Kenan Evren 1982’de İslam Kalkınma Bankası 6. Yıllık Toplantısı açış konuşmasında, 'Türkiye İslam Dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır' demek suretiyle Türkiye'nin yerinin Doğu'da olduğunun altını çizmektedir. Yine aynı Cumhurbaşkanı, Federal Almanya Cumhurbaşkanı Weizsäcker'ın 1986 yılında Türkiye'yi ziyaretinde, 'Türkiye gelecek için Batı ile bir kader birliğine girmiştir' ifadesini kullanarak bu sefer Türkiye'ye Batı'da yer göstermektedir. Dietrich Schlegel, 1986 yılında Alman dış politika ve uluslararası ilişkiler dergisi 'Außenpolitik' de Türkiye-Avrupa Topluluğu ilişkilerini inceleyen bir makalesinde, ilişkilerdeki istikrarsızlığı ve sapmaları, 'Türkiye ile Avrupa Arasında Pragmatizm' başlığıyla vurgulamıştır. Alman gazetesi Frankfurter Allgemeine Zeitung 1990'da Türk dış politikasını işleyen bir yorumunda, 'Türkiye nereye gidiyor?' başlığını kullanır. Yazıda sanki Türkiye ait olduğu, bilinen yerini terk ederek meçhule yelken açıyormuşcasına şaşkınlık içerisinde duyulan kaygılar ifade edilmek istenmektedir. Amerikan dış politika ve uluslararası ilişkiler profesörü Dankwart A. Rustow'un 1987'de Türkiye-Batı ilişkilerini inceleyen kitap, normal olmayan bir işleyişe Türkiye lehine itiraz edercesine 'Unutulan Müttefik: Türkiye' adını taşımaktadır. Berlin'de prestijli think-tank kuruluşu olan Bilim ve Politika Vakfı'nın Türkiye ve AB ilişkileri uzmanı Heinz Kramer 1992'de yayınladığı makalesine başlık olarak 'Türkiye Avrupa, Asya ve Yakın Doğu Arasında Azimli Bir Bölgesel Güç mü?' sorusunu seçmiştir. Gazeteci Ufuk Güldemir kitabında, 1989 yılında Humeyni'nin ölümü üzerine, NATO'nun İzmir karargahı önündeki onbeş bayraktan sadece Türk bayrağını yarıya kadar indirilmiş bir şekilde gösteren resmin Pentagon'da günlerce elden ele dolaştırıldığını yazmaktadır.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim