Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Naseri, Amir" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Asemptomatik dejeneratif mitral kapak hastalığı olan bir kangal köpeğinde üç farklı metotla mitral regurgitasyonun belirlenmesi
    (2016) Naseri, Amir; Turgut, Kürşad
    Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Küçük Hayvan Hastahanesine kardiyak üfürüm şikayetiyle getirilen 8 yaşlı bir Kangal köpeğinde dejeneratif mitral kapak hastalığı teşhis edildi. Regürgitasyon şiddeti renkli akım Dopler muayeneyle sol atriyumdaki maksimum regürgitant jet alan oranı (ARJ/ LAA), Doppler muayenelerle proksimal isovelosite yüzey alanı (PISA) ve çıkarma metodlarıyla kantite edildi. Her üç kantitatif metod da mitral yetmezlik olan Kangal köpeğinde hastalığın değerlendirilmesinde önemli bulundu
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Comparison of blood gases, hematological and monitorization parameters and determine prognostic importance of selected variables in hypotensive and non-hypotensive calves with sepsis
    (Selçuk Üniversitesi, 2021) Naseri, Amir; İder, Merve
    Amaç: Sunulan çalışmada hipotansif ve hipotansif olmayan sepsisli buzağılarda kan gaz, hemogram ve monitorizasyon parametrelerini karşılaştırmak ve mortalite tahmininde olası prognostik değişkenleri belirlemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmaya sepsis kriterlerini taşıyan 22 adet buzağı dahil edildi. Hipotansiyon için sistolik kan basıncının (SBP) <90 mmHg ve / veya ortalama arteriyel kan basıncının (MAP) <65 mmHg kriterleri göz önünde bulunduruldu. Bulgular: Çalışma sırasında 7 (%58) hipotansif ve 4 (%40) hipotansif olmayan buzağı öldü. Klinik olarak hipotansif buzağıların vücut ısısı, SBP ve MAP düzeyleri hipotansif olmayanlara göre daha düşüktü. Hipotansif buzağıların glikoz düzeyleri hipotansif olmayan buzağılara göre önemli oranda düşük, RBC ve HCT düzeyleri yüksekti. Ölen buzağıların venöz pO2 ve SO2 düzeyleri hayatta kalan buzağılara göre daha düşük, laktat düzeyleri daha yüksekti. ROC analizi sonucunda; eğri altında kalan alan (AUC) 0,991 (% 95 güven aralığı (Cl): 0.962-1.000; p=0,000), % 100 sensitivite ve % 99 spesifite ile laktat düzeyinin 6,7 mmol/L Cut-off değeri mortalite tahmini açısından en iyi prognostik gösterge olarak bulundu. Öneri: Sonuç olarak, mortalite oranı hipotansif buzağılarda hipotansif olmayan buzağılara göre daha yüksektir. Bulgularımız, septik buzağılarda mortalitenin en güçlü belirleyicisinin doku hipoksisi olduğunu gösterdi. % 100 sensitivite ve % 99 spesifite ile 6.7 mmol/L Cut-off değerinde laktat düzeyleri sepsisli ölen ve hayattta kalan buzağıları ayırt etmede en iyi prognostik göstergedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Doğal gelişen şiddetli sepsisli ve septik şoklu buzağılarda sol ventriküler sistolik fonksiyonların ve bu fonksiyonların uygulanan tedaviye bağlı değişimlerin ekokardiyografi ile değerlendirilmesi; longitudinal çalışma
    (Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2017) Naseri, Amir; Şen, İsmail
    Bu araştırmada doğal gelişen şiddetli sepsis ve şeptik şoklu buzağılarda sol ventrikül sistolik fonksiyonlarında değişmeler zaman içerisinde ekokardiyografi ile takip edilmiştir. Hem insan hem de veteriner hekimliğinde şiddetli sepsis ve septik şok yüksek ölüm oranı ile seyreder. Günümüzde doğal gelişen şiddetli sepsis ve şeptik şoklu buzağıların sol ventrikül sistolik fonksiyonlarının değerlendirilmesiyle ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Çalışmada 0-4 haftalık, hipotansif ve SIRS semptomlarını gösteren 20 buzağı (deneme) ve klinik ve laboratuar sonuçları doğrultusunda sağlıklı olduğuna karar verilen 10 buzağı (kontrol) olmak üzere toplam 30 buzağı kullanıldı. Tüm buzağılara rasyonel bir şekilde okijen uygulaması ve sıvı tedavisi yapıldı. Buzağıların klinik, laboratuar ve ekokardiyografik muayeneleri tedavi öncesi 0. saatte ve daha sonra 6., 24., 48. ve 72. saatlerde yapıldı. Çalışmaya toplamda 18 adet şiddetli sepsisli ve 2 adet septik şoklu buzağı dahil edildi. Çalışmaya alınan tüm hayvanların sistolik kan basıncı ve ortalama arter basıncı kontrol grubuna göre düşük tespit edildi. Hasta buzağıların EDVI, EF, CI ve HR değerleri göz önünde bulundurarak, çalışmanın 0. saatinde deneme grubunda 7 buzağıda hiperdinami, 1 buzağıda hipodinami ve 12 buzağıda normodinami belirlendi. Çalışmanın 72. saatinde her 12 buzağıda EDVI düşük ama 7 buzağıda CI normal sınırlardaydı. cTnT ve CKMB deneme grubu buzağılarında kontrol grubuna göre daha yüksek bulundu. Koagülasyon profili değerlendirildiğinde hiperkoagülasyon ve bir kısmında hem hiperkoagülasyon hem de hiperfibrinolizis tespit edildi. Deneme grubu buzağıların EDVI'si kontrol grubu buzağılarına göre tüm çalışma boyunca düşük bulunması şiddetli dehidrasyon, vazopleji veya diyastolik disfonksiyonların oluştuğuna işaret etmektedir. Gelişen çoklu organ disfonksiyonu sonucu, hasta buzağıların %95 öldü. Sonuş olarak EDVI'nin artış göstermemesi ve hipodinamik fazın gelişmesi şiddetli sepsis ve septik şoklu hipotansif buzağılarda kötü prognoz göstergesi olduğu kabul edilebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The end-systolic wall stress/end-systolic volume index ratio for systolic function in anatolian shepherd dogs with stage b2 degenerative mitral valve disease
    (KAFKAS UNIV, VETERINER FAKULTESI DERGISI, 2020) Turgut, Kursad; Sen, Ismail; Ince, Mehmet Ege; Naseri, Amir; Suleymanoglu, Havva; Ertan, Merve; Sagmanligil, Vedat
    This study was performed to evaluate the end systolic wall stress/end-systolic volume index ratio (ESWS/ESV-I) for LV systolic function in Anatolian shepherd dogs (ASHs) with stage B2 degenerative mitral valve disease (DMVD). Thirty-eight adult ASHs with DMVD (experimental group; 20 B1 dogs and 18 B2 dogs) and 30 weight-matched adult healthy ASHs (control group) were used as subjects. There was no overlap for the ESW5/ESV-I ratio (0.83 +/- 0.03, range: 0.61-1.09 for B2 dogs, 1.34 +/- 0.05, range: 1.11-1.89 for B1 dogs, 2.171 +/- 0.0 range: 1.91-3.02 for the control dogs) among the groups. ESWS/ESV-I ratio (<= 1.09) in ASHs with stage B2 DMVD may play a developmental role in left ventricular remodelling and risk factor for development of systolic dysfunction.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    NMR-Based Plasma Metabolomics at Set Intervals in Newborn Dairy Calves with Severe Sepsis
    (HINDAWI LTD, 2018) Basoglu, Abdullah; Sen, Ismail; Meoni, Gaia; Tenori, Leonardo; Naseri, Amir
    The aim of this first study was to reveal the new potential biomarkers by a metabolomics approach in severe septic calves. Sepsis is a common cause of morbidity and mortality in newborn dairy calves. The main challenges with the use of biomarkers of sepsis in domestic animals are their availability, cost, and time required to obtain a result. Metabolomics may offer the potential to identify biomarkers that define calf sepsis in terms of combined clinical, physiological, and pathobiological abnormalities. To our knowledge, this is the first study presenting an NMR- (nuclear magnetic resonance-) based plasma metabolomics at set intervals in neonatal septic calves. Twenty neonatal dairy calves with severe sepsis and ten healthy calves were used. Hematological and biochemical health profiles were gathered in plasma samples at set intervals. Similarly, NMR spectra were acquired. All diseased animals (except one) died after 72 hours. Clinical and laboratory results were in accordance with those of severe septic animals. Multivariate analysis on NMR plasma spectra proved to be an excellent tool for faster identification of calves with severe sepsis from healthy animals. The NMR-based metabolomic profile may contribute to the better understanding of severe sepsis in newborn calves.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Quantification of Mitral Regurgitation in Anatolian Shepherd Dogs with Asymptomatic Degenerative Mitral Valve Disease
    (UNIV AGRICULTURE, FAC VETERINARY SCIENCE, 2016) Turgut, Kursad; Koc, Yilmaz; Guzelbektes, Hasan; Naseri, Amir; Ince, Mehmet Ege; Sen, Ismail
    Degenerative mitral valvular disease (DMVD) is the most frequent cardiac disease, causing mitral regurgitation (MR) in dogs. The purpose of this study was to compare the ratio of the regurgitant jet area (RJA) to the left atrial area (LAA) (RJA/LAA) with subtracting method to quantify regurgitant volume (RegV) and regurgitant fraction (RF) in asymptomatic Anatolian Shepherd Dogs (ASHs) with DMVD. Thirty-eight ASHs with DMVD were used as experimental group. The control group consisted of 35 healthy ASHs. In 38 ASHs with DMVD (20 B1 dogs and 18 B2 dogs), the severity of MR was assessed by RJA/LAA and subtraction method. No differences were noted between the assays measuring the severity of MR by chi 2 analysis. The observed agreement between the assays was 81% for RJA/LAA vs RegV and was 73% for RJA/LAA vs RF, and the kappa statistic values for RJA/LAA vs RegV and for RJA/LAA vs RF were 0.63 (substantial agreement) and 0.50 (moderate agreement), respectively. Our results indicate that each quantification method was valuable to estimate the acuteness of the disease in ASHs with MR and all were in good accordance with the echocardiographic heart size and N-terminal Pro-Brain Natriuretic Peptide (NT-proBNP) measurements. Therefore, the each of these non-invasive methods may be functional to serially estimate the acuteness of MR in DMVD in order to monitor the progression of disease. Future studies have to evaluate, if these will be useful to anticipate the risk or time of decompensation in asymptomatic dogs. (C) 2016 PVJ. All rights reserved
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The Relationship Between Hemogram Parameters and Mortality in Neonatal Calves with Diarrhea
    (Selçuk Üniversitesi, 2023 Mart) Ider, Merve; Naseri, Amir; Erturk, Alper
    Amaç: Bu çalışmada, farklı etiyolojik etkenlere bağlı gelişen neonatal buzağı ishalinde hemogram parametrelerinin mortalite ile ilişkisinin ortaya konulması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 50 ishalli buzağı dahil edildi. Buzağılar hayatta kalma durumlarına göre iyileşen ve ölen buzağılar olarak 2 gruba ayrıldı. Ayrıca dışkı hızlı test kitinde ishale neden olan etiyolojik etken temelinde bakteriyel (E. coli), viral (Rotavirüs ve Koronavirüs) ve paraziter (Cryptosporidium parvum) olmak üzere 3 alt gruba ayrıldı. Total lökosit (WBC), lenfosit (Lym), monosit (Mon), granülosit (Gra), eritrosit (RBC), ortalama eritrosit hacmi (MCV), hematokrit (HCT), ortalama eritrosit hemoglobini (MCH), ortalama eritrosit hemoglobin konsantrasyonu (MCHC), eritrosit dağılım genişliği (RDW), hemoglobin (Hb) ve trombosit (PLT) düzeyleri ölçüldü. Bulgular: Etiyolojiden bağımsız olarak, ölen buzağıların MCHC düzeyleri hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 32.15 g/dL, 68% sensitive, 62% spesifite, p = 0.041). Ayrıca, viral etiyolojiye sahip, ölen buzağıların MCHC düzeyleri, hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 31.75 g/dL, 85% sensitive, 75% spesifite, p = 0.029). E. coli etiyolojisine sahip ölen buzağıların RBC düzeyleri, hayatta kalan buzağılardan daha düşüktü (cut-off: 9.27 ×103 cells/mL, 83% sensitive, 84% spesifite, p = 0.024). C. parvum ile enfekte buzağıların hemogram parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık yoktu. Öneri: MCHC ve RBC düzeyleri, yenidoğan buzağı ishalinde mortalite tahmininde istatistiksel olarak anlamlıydı. Hemogram parametrelerinin diğer kan parametreleri (kan gazı vb.) ile birlikte değerlendirilmesi mortalite tahmininde daha faydalı olabilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Safety of an antiprotozoal drug combination in sheep
    (Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2020) İder, Merve; Naseri, Amir; Parlak, Tuğba Melike; Zhunushova, Aidai; Yazar, Enver
    Amaç: Bu çalışmanın amacı kan parazitlerine karşı kullanılan imidokarb, buparvaquon ve oksitetrasiklinin koyunlarda maksimum doz ve sürede kombine kullanımının olası yan etkilerini belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Araştırmada 10 adet koyuna imidokarb (2.4 mg/ kg), buparvaquon (2.5 mg/kg) ve oksitetrasiklin (20 mg/kg) birlikte kas içi yolla 3 gün ara ile iki kez uygulandı. Kan örnekleri uygulama öncesi (0 kontrol) ve sonrası 0.5, 1, 2, 3, 4, 5 ve 6. günler alındı. Malondialdehid, 8-hidroksi-2-deoksiguanosin, troponin I ve kreatin kinaz-MB isoenzim düzeyleri ELISA okuyucusunda belirlenirken, kalp, karaciğer ve böbrek fonksiyon parametreleri otoanalizörde ölçüldü. Ayrıca kan gazları ve hemogram parametreleri ölçüldü. Bulgular: Uygulama sonrası koyunlarda oksidatif stres belirlenmezken (p>0.05), laktat dehidrogenaz, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz, kan üre nitrojen ile glikoz düzeylerinde artışlar belirlendi (p<0.05). Alkalen fosfataz, akyuvar sayısı ve sodyum düzeylerinde düşmeler gözlenirken (p<0.05), hemoglobin, bikarbonat, potasyum, iyonize kalsiyum ve klor düzeylerinde istatistiki dalgalanmalar belirlendi (p<0.05). Öneri: Koyunlara imidokarb, buparvaquon ve oksitetrasiklinin kombine uygulamasının ciddi oksidatif stres, kardiyotoksisite ve nefrotoksisiteye neden olmadığı, fakat bu kombinasyonun karaciğer fonksiyonu ile kan gazları ve hemogram parametrelerini etkileyebileceği ifade edilebilir. Ancak hasta hayvanlarda bu kombinasyonun kullanılmasında dikkatli olunmalıdır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sustained Polymorphic Ventricular Tachycardia in a Calf
    (Selçuk Üniversitesi, 2017 Haziran) Naseri, Amir; Ider, Merve; Ok, Mahmut
    Sürekli polimorfik ventriküler taşikardi, ventrikülerin birden fazla odağından kaynaklanan bir ventriküler aritmidir ve ventriküler fibrilasyon gibi ölümcül aritmilere ve ani ölüme yol açabilmektedir. Yedi günlük Holştayn dişi bir buzağı Selçuk üniversitesi, Veteriner Fakültesi, büyük hayvan hastanesine ani kollaps şikayeti ile getirildi. Elektrokardiyografi bulguları sürekli polimorfik ventriküler taşikardi’yi gösterdi. Kardiyak hasar şüphesi kardiyak troponin I (cTnI), kreatin kinaz- MB (CK-MB) ve kreatin fosfokinaz (CPK) düzeylerindeki artışla doğrulandı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Ultrasonographic finding in anterior displacement of abomasum in a cow
    (KAFKAS UNIV, VETERINER FAKULTESI DERGISI, 2014) Ok, Mahmut; Yildiz, Ramazan; Naseri, Amir
    In this case report, the ultrasonographic appearance of the abomasum, changes in some biochemical and blood gases parameters in a cow with anterior abomasal displacement (ADA) were described. Hyperbasemia, hypokalemia, hypocalcemia and hyperlactatemia in the cow with anterior abomasal displacement was detected. Displaced abomasum was imaged approximately 10 cm cranial of the xyphoid process from the left and and right paramedian regions and from the ventral abdomen midline, immediately caudal to the reticulum. This aim of case report was to contribute to the litature data for anterior abomasal displacement that can be also rare in cows.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim