Yazar "Sevinç, Canan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Aydının halkla imtihanı: Ziya Gökalp’in “halka doğru” düsturu bağlamında cumhuriyet’in ilk çeyreğinde türk romanında idealist öğretmen tipleri(2012) Sevinç, CananBu çalışmada, Cumhuriyet’in ilk çeyreğinde yazılan romanlardaki Anadolu’yu aydınlatmayı kendilerine amaç edinen idealist öğretmen tipleri, Ziya Gökalp’in “Halka Doğru” düsturu açısından ele alınacaktır. Şöyle ki; Cumhuriyet’in ilk çeyreğinde, Millî Mücadelede Misak-ı Millî olarak sınırlandırılmış Anadolu topraklarıyla savaşa tüm gücüyle destek veren Anadolu halkı merkeze alınarak Anadolu hassasiyeti önem kazanır. Dönem romancıları da başta “Halkçılık” olmak üzere Cumhuriyet ilkeleri doğrultusunda Anadolu’yu tüm sorunlarıyla romana konu ederler. Anadolu’ya ve halka doğru bu yönelişte, Ziya Gökalp’in çerçevesini çizdiği “Halka Doğru” tezi de etkilidir. Gökalp, halka doğru gitmesi gereken aydınların tamamiyle halka doğru gitmiş olmak için halkın içinde yaşayarak, ondan millî kültürü tamamiyle almaları lâzım geldiğini; bunun için de Türkçü gençlerin öğretmenlikle köylere gitmesi gerektiğini belirtir. Dolayısıyla dönem romancılarının, eserlerinde, Anadolu halkına doğru gitme misyonuyla donattıkları ilk meslek grubu öğretmenlerdir. Bu bağlamda; Çalıkuşu (1922), Yakılacak Kitab (1928), Yeşil Gece (1928), Acımak (1928), Vurun Kahpeye (1926); öğretmen tipleri işleyen romanlardır.Öğe Bir Sanatçının Otoportresi: Özel Mektuplarından Hareketle Şair, Çevirmen ve Ressam Olarak İlhan Berk(Selçuk Üniversitesi, 2018) Sevinç, Canan; Polat, FermanŞair ve ressam İlhan Berk’in, editörleri Memet Fuat ve Enis Batur’a yazdığı özel mektupların içeriğini yine sanat oluşturmaktadır. Mektuplar incelendiğinde, Berk’in hayatını, sanata ve dünyaya bakışını gözler önüne serdiği görülmektedir. Dolayısıyla bu eserler, edebiyat tarihi için de önemli belgelerdir. Buna göre Berk, dünyayı bir yazı konusu olarak görmüş ve tüm dünyayı yazarak bitirmek arzusu taşımıştır. Yazmaktan, kendini anlatmayı anlayan Berk’in şiirlerine aşk, kadın, cinsellik, tarih gibi temalar hâkim olsa da o, hiçbir konuda ya da biçimde derinleşmemiştir. Bu yüzden de onun için her şiir, her kitap yeni bir başlangıçtır. “Deneyci”liğini en önemli özelliklerinden biri olarak gören sanatçının şiirleri, sürekli bir değişim içindedir. Şiirinin değişmeyen yönü ise dil ve anlam özelliğidir. Dili, modern şiirin en önemli sorunu olarak gören sanatçı, şiir dilinin kolayca tüketilmesine karşıdır. Şiirlerinin anlamca kapalılığı, zaman zaman anlamsızlıkla karıştırılan sanatçı, iyi şiirin çok anlamlı olması gerektiğini ve ancak bu şekilde kalıcı olabileceğini düşünmektedir. Nitekim kalıcılığın ve iyi şiirin peşinde koşan İlhan Berk, Türk edebiyatının şiir geleneklerini bilen ve bunlardan yararlanan bir sanatçı olmuştur. Aynı zamanda Batı şiirini ve teorik eserlerini orijinallerinden okuma ve tanıma fırsatı bulmuş, bu zengin kültürel donanımı şiirleriyle buluşturabilmiş nadir sanatçılardan biridir. Her zaman önce şair kimliğiyle bilinmek isteyen sanatçı; bu yönünü, düzyazılarına, resimlerine ve tüm yaşamına bulaştırmış, âdeta şiir için nefes alıp vermiştir. Yazmadan yaşamayı bilmeyen İlhan Berk, böylece Türk edebiyatının da en üretken kalemlerinden biri olmuştur. Bu çalışmada da İlhan Berk’in, Memet Fuat ile Enis Batur’a yazdığı mektuplar özelinde, şair, çevirmen ve ressam yönlerine dair bütünlüklü bir portresi ortaya konulmuştur.