Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tan, Mete" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Mesnevî-i şerîf'te derviş profili
    (Selçuk Üniversitesi, Mevlana Araştırmaları Enstitüsü, 2023) Tan, Mete; Köroğlu, Nurgül Sucu
    Önceleri zühd hareketi olarak ortaya çıkan tasavvuf, tarikatlarla kurumsallaşmıştır. Bu kurumsallaşmanın oluşturduğu tiplerden biri de derviştir. Derviş, tasavvuf tarihi sürecinde farklı isimlerle, farklı profillerle karşımıza çıkmıştır. Bu profillerden biri Hz. Mevlâna'nın eserlerinde yansıttığı derviş tipidir. Bu tip; hem onun inanç ve düşünce dünyasını yansıtması, hem de dönemin tasavvuf anlayışını yansıtması açısından önemlidir. Mevlâna'nın yaşadığı XIII. yüzyıl farklı İslami ekollerin etkisini devam ettirdiği, tarikatların çoğaldığı ve farklı derviş zümrelerinin görüldüğü bir dönemdir. O da bu dönemde kendi tasavvuf anlayışına göre bir derviş profili çizmiştir. Bu profilin en belirgin özelliği Cenâb-ı Hakk'a ulaşma ideali taşıyan ve bu yolda mücadele eden bir fert olmasıdır. Mesnevî'deki derviş profili incelendiğinde, Hz. Mevlâna'nın sünnî tasavvuf anlayışına uygun bir derviş profili çizdiği görülür. Bu profilde Cenâb-ı Hakk'a ulaşma arzusunda olan, İslamiyet'in emir ve yasaklarına uymaya çalışan ve kâmil insan olma yolunda mücadele eden bir insan tipi karşımıza çıkar. Kâmil insan olmak yani gerçek anlamda derviş olmak bir süreç işidir. Bu olgunluk bir anda elde edilemez. Bir rehbere, bir eğitime ve sürece ihtiyaç vardır. Mesnevî'deki derviş tipleri, bu olgunlaşma sürecinin farklı aşamalarında karşımıza çıkar. Dervişlik yolunun son merhalesine yani nihayete ermiş olan dervişler, artık Cenâb-ı Hakk'a veli olmuşlardır. Ancak hakiki dervişlerin Cenâb-ı Hakk'a ulaşma yolculuğu bununla da bitmez. Ahirette ona kavuşma arzusuyla devam eder. Bunun için Hz. Mevlâna ölüm anına, sevgiliye kavuşma gecesi anlamında "şeb-i arûs" adını verir.

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim