Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Tavlan, Aybars" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 20 / 26
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Addition of sufentanil to bupivacaine in caudal block effect on stress responses in children
    (BLACKWELL PUBLISHING, 2007) Erol, Atilla; Tuncer, Sema; Tavlan, Aybars; Reisli, Ruhiye; Aysolmaz, Gokhan; Otelcioglu, Seref
    Background: The aim of the present randomized study was to determine the effect of adding sufentanil to bupivacaine, compared with bupivacaine alone in caudal block, on the surgical stress response in children. Methods: The children were premedicated with midazolam 0.5 mg/kg. All children received induction with nitrous oxide and sevoflurane. Anesthesia was maintained with the same volatile agents in the both groups. The children were randomly allocated to two groups. Group I received bupivacaine alone (n = 17) and group II received bupivacaine + sufentanil (n = 16). Caudal block was performed with 0.25% bupivacaine 2 mg/kg (group I) or 0.25% bupivacaine 2 mg/kg with sufentanil 0.5 mu g/kg (group II) after induction of anesthesia. Blood samples were obtained after induction of anesthesia (T-0) to measure baseline concentrations of cortisol, prolactin, glucose and insulin. Additional samples were obtained 30 min after the start of surgery (T-1), and 60 min after the end of surgery (T-2). Results: All of the basal values (T-0) were within the normal ranges of the authors' laboratory for children of this age group and there were no differences between the groups (P > 0.05). In both groups, glucose concentration increased at T-1, compared with T-0 and T-2 (P < 0.05). The glucose concentration was unchanged at T-2 compared with T-0 in both group (P > 0.05). In both groups, prolactin concentration increased at T-1, compared with T-0 and decreased at T-2, compared with T-1 (P < 0.05). Cortisol decreased at T-1 and T-2, compared with T-0 in both groups. (P < 0.05). Insulin concentration remained unchanged at T-0 and T-2, but increased slightly at T-1 in both groups (P > 0.05). There were no significant differences in plasma prolactin, cortisol, glucose and insulin levels between the two groups at T-1 and T-2 (P > 0.05). Conclusion: There is no advantage in adding 0.5 mu g/kg sufentanil to bupivacaine over bupivacaine alone in the caudal block, with regard to the surgical stress response in children.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Caudal anesthesia for minor subumbilical pediatric surgery: a comparison of levobupivacaine alone and levobupivacaine plus sufentanil
    (ELSEVIER SCIENCE INC, 2008) Erol, Atilla; Tavlan, Aybars; Tuncer, Sema; Topal, Ahmet; Yurtcu, Mueslim; Reisli, Ruhiye; Otelcioglu, Seref
    Study Objectives: To compare the postoperative analgesic efficacy and duration of analgesia after caudal levobupivacaine 0.20% with and without the addition of sufentanil 0.5 mu g kg(-1). Design: Prospective, randomized study. Setting: University teaching hospital. Patients: 40 ASA physical Status I pediatric Patients, aged one to 7 years, who were scheduled for elective minor subumbilical surgery. Interventions: Patients were divided into two groups to receive either a single caudal injection of one mL kg(-1) levobupivacaine 0.20% (Group L) or levobupivacaine 0.20% plus sufentanil 0.5 mu g kg(-1) (Group LS). Measurements: Analgesia (Children and Infants Postoperative Pain Scale score), motor block (Motor Blockade Scoring), and side effects were assessed at predetermined time points during the first 24 postoperative hours. Main Results: The Children and Infants Postoperative Pain Scale scoring at the first hour was significantly lower in Group LS than in Group L. No significant differences were found between the two groups for Pain scores at two, three, 4, 5 6 9 12, and 24 hours. Degree of motor block was comparable between the two groups. Conclusion: The effect of adding sufentanil to caudal levobupivacaine on postoperative pain scores is brief after elective minor subumbilical surgery in children. (C) 2008 Elsevier Inc. All rights reserved.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Closure Versus Nonclosure of Peritoneum at Cesarean Section: Evaluation of Postoperative Pain
    (VSP Bv, 2003) Tuncer, Sema; Çapar, Metin; Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars; Otelcioğlu, Şeref
    Our purpose was to evaluate postoperative opioid requirements in the closure or nonclosure of peritoneum at cesarean section. Eighty patients who were to undergo cesarean delivery were randomly assigned to two groups. The operative technique was randomized to include either nonclosure of both visceral and parietal peritoneum (study group) or closure of both layers (control group). Operating time and duration of general anesthesia was recorded. The pain was evaluated at rest in the first 12, 24 and 36 h after operation. The amount of morphine used was recorded at the same hours. The mean operating and anesthesia time were significantly longer in the control group than in the study group. Visual analogue scale (VAS) showed no difference in postoperative pain comparing closure to nonclosure of the peritoneum but patients of the control group required significantly more postoperative opioids. In conclusion, nonclosure of the visceral and parietal peritoneum reduces operating time and postoperative opioid medication.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Çocuklarda Desfluran-Sevofluran Anestezisinin İdame ve Derlenme Üzerine Olan Etkilerinin Karşılaştırılması
    (2003) Uzun, Süleyman; Tuncer, Sema; Tavlan, Aybars; Reisli, Ruhiye; Sarkılar, Gamze; Ökeşli, Selmin
    Bu çalışmada çocuklarda kısa süreli cerrahi girişimlerde anestezi idamesinde kullanılan desfluran ve sevofluranın özellikleri karşılaştırıldı. Yaşları 4-12 olan 50 çocuk çalışmaya alındı. Anestezi indüksiyonundan 30 dk önce 0.5 mg kg-1 midazolam oral uygulandı. Anestezi indüksiyonu için 2-2.5 µg kg-1 propofol, 10 µg kg-1 alfentanil ve 0.1 mg kg-1 sisatrakuryum verildikten sonra hastalar randomize olarak iki gruba ayrıldı ve anestezi idamesi için % 60 N2O ile birlikte % 6-7 desfluran (grup I) ve 2-2.5 % sevofluran (grup II) uygulandı. Cerrahi başlamadan önce, hastalara postoperatif analjezi için 20 mg kg-1 parasetamol rektal uygulandı. Postoperataif bulantıkusma insidansını azaltmak için 150 µg kg-1 deksametazon verildi. Sistolik arter basıncı, diyastolik arter basıncı, ortalama arter basıncı ve kalp atım hızı indüksiyon öncesi, indüksiyon ve entübasyon sonrası, cerrahi başladıktan 5., 10. ve 20. dk. sonra ve anestezi sonunda kaydedildi. Anestezik ajanlar ameliyat bitiminde kesildi. Ekstübasyon ve derlenme zamanı kaydedildi. Ajitasyon üç puanlı skorlama ile değerlendirildi. Her iki grupta da hemodinamik parametreler bazal değerlerin % 30'unda seyretti. Derlenme zamanı desfluran grubunda daha kısa bulundu (p0.05). Ekstübasyon zamanı ve ajitasyon insidansı iki grupta benzer bulundu (p0.05). Her iki grupta postoperatif kusma insidansında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p0.05). Sonuç olarak çocuklarda propofol indüksiyonu sonrası desfluran ve sevofluranın anestezi idamesinde güvenle kullanılabileceği kanısındayız.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Çocuklarda Kaudal Bupivakain ve Bupivakainsufentanilin Postoperatif Analjezik Etkileri
    (2003) Tuncer, Sema; Yosunkaya, Alper; Reisli, Ruhiye; Tavlan, Aybars; Köstekci, Hatice; Otelcioğlu, Şeref
    Kaudal blok, çocuklarda alt abdominal, rektal ve urogenital cerrahi sonrası postoperatif analjezi için yaygın kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmada kaudal blok uygulanan çocuklarda, bupivakaine ilave edilen sufentanilin postoperatif analjezi süresine etkisini ve yan etkilerini değerlendirmeyi amaçladık. Bu çalışma fakülte etik kurul onayı alınarak ASA I-II grubu 3- 10 yaşlan arasında alt abdominal ve penoskrotal girişim planlanan 52 olguda yapıldı. Cerrahinin sonunda çocuklar randomize olarak iki gruba ayrıldı ve postoperatif analjezi için kaudal blok yapıldı. Grup l'e (n26) l ml kg-1 % 0.125 bupivakain, Grup II'ye (n26) 0.5 mug kg-1 sufentanil %0.125 bupivakain aynı volümde (l ml kg-1 ) uygulandı. Olgular postoperatif dönemde 24 saat süreyle gözlendi. Postoperatif ağrı Modifiye Pediatrik Objektif Ağrı Skalası (MPOPS) ile değerlendirildi. Analjezi süreleri, ek analjezik ihtiyacı ve yan etkiler kaydedildi. Ayrıca servis hemşirelerinden çocukların davranışlarını ve annelerinden de uyku kalitelerini (0neşeli/sakin, lhuzursuz, 2gergin/ağlamaklı) değerlendirmeleri istendi. Olguların demografik verileri benzerdi. Gruplar arasında analjezi süresi ve yan etkiler bakımından farklılık bulunmadı (p0.05). Fakat sufentanil eklenen gruptaki çocuklar neşeli ve daha sakindi. Kaudal blok uygulanan çocuklarda bupivakaine eklenen sufentanil analjezi süresini etkilememekte fakat daha kaliteli analjezi sağlamaktadır.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Çocukların premedikasyonunda intranazal midazolam ve midazolam-sufentanilin karşılaştırılması
    (2008) Topal, Ahmet; Erol, Atilla; Tavlan, Aybars; Kılıçaslan, Alper; Yalçın, Naime
    Amaç: Çocuklarda premedikasyonda intranazal uygulanan midazolam ve düşük doz midazolam-sufentanil kombinasyonunun sedasyon, hemodinami ve derlenme üzerine olan etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Elektif tonsillektomi ve/veya adenoidektomi operasyonu planlanan 50 çocuk randomize olarak iki gruba ayrıldı. Olgulara Grup M (n25): 0,2 mg kg-1 midazolam, Grup M/S (n25): 0,1 mg kg-1 midazolam 0.75 µg kg-1 sufentanil premedikasyon amacıyla anestezi indüksiyonundan 20 dk. önce intranazal olarak uygulandı. Premedikasyon uygulanmadan önce ve sonra ortalama kan basıncı (OKB), kalp hızı (KH), periferik oksijen satürasyonu (SpO2) ve Ramsey sedasyon skorları değerlendirildi. Olguların ailelerinden ayrılmaları ve operasyon masasında venöz kanülasyona yanıtları değerlendirildi. Anestezi indüksiyonu % 50 O2 - % 50 N2O içinde % 8 sevofluran, 10 µg kg-1 alfentanil ile sağlandı. Yüz maskesine yanıt (kabul/ret) şeklinde değerlendirildi. Anestezi uygulaması % 50 O2 - % 50 N2O karışımı içinde % 2-3 sevofluran ile sürdürüldü. Operasyon sonrası görülen ajitasyon Davis skorlaması, ağrı seviyeleri “postoperative pain score” (POPS) skorlaması ile değerlendirildi. Bulgular: Gruplar arasında hemodinamik ölçümlerde anlamlı farklılık gözlenmedi (p0.05). Aileden ayrılma, yüz maskesine yanıt, postoperatif 30. dk.’daki POPS ve Davis skoru Grup M’de, venöz kanülasyona yanıt, Grup M/S’de daha iyi saptandı (p0.05). Postoperatif 10. dk.’daki Davis ve POPS skorları benzerdi (p0.05). Sonuç: Midazolam-sufentanil kombinasyonunun, tek başına midazolam kullanılmasına iyi bir alternatif oluşturamadığı kanısına varıldı.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparison of Different Doses of Sufentanil for Control of Hemodynamic Response to Tracheal Intubation [trakeal Entübasyonda Oluşan Hemodinamik Yanitin Kontrolünde Sufentanilin Farkli Dozlarinin Karşilaştirilmasi]
    (2003) Tuncer S.; Reisli, Ruhiye; Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars; Uzun S.; Ökesli S.
    In our study, we aimed to determine the most appropriate, sufficient, and safe dose of sufentanil in the hemodynamic response to laringoscopy and intubation. This study was performed on 45 ASA I-II physical status, without cardiovascular illness, normotansive patients planned for elective surgery. Patients were randomized into three equal groups. All patients received an intravenous midazolam premedication (0.03 mg kg-1. Ten minutes after, 0,1 ?g kg-1 sufentanil in Group I (GI), 0.15 ?g kg-1 sufentanil in Group II (GII) and 0.2 ?g kg-1 sufentanil in Group III (GIII) were administrated intravenously. About two minutes after, all patients received 2 mg kg-1 propofol and 1.5 mg k-1 succinylcholine. The patients were intubated under direct laringoscopy. Systolic arterial pressure (SAP), diastolic arterial pressure (DAP), mean arterial pressure (MAP) and heat rate (HR) were measured: at the beginning (10 min. qfter midazolam applicati-on) (tO), before propofol (tl), before laryngoscopy (t2), 1 and 3 minutes after the tracheal intubation (t3,t4). When the group parameter values were evaluated, it was observed that there was an significant increase in HR after the intubation (t3,t4) in G I (p>0.05). In G II SAP was significantly decrease after induction (t2) when compared with tO (p<0.05). All hemodyaamic parameter values (SAP, DAP, MAP, HR) were found significantly decrease at t2, t3, t4 in G III (p<0.05). When the groups were compared, there were no differences in all measurement times in the aspect of hemodynamic parameter values between G I and G IIH (p>0.05). SAP, MAP, HR values at t3 and SAP, DAP, MAP, HR at t4 were found significantly lower in G III than in G I (p<0.05) and HR values at t3, t4 were found significantly lower in G III than G II (p<0.05). Bradycardia occurred in seven patients in G III. As a result; We think that 0.15 ?g kg-1 sufentanil was safe and satisfactory to suppress the response after laryngoscopy and tracheal intubation in healthy normotensive patients without cardiovascular disease.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Comparison of Maintenance and Recovery Characteristics of Desflurane and Sevoflurane in Children [çocuklarda Desfluran-sevofluran Anestezisinin İdame Ve Derlenme Üzerine Olan Etkilerinin Karşilaştirilmasi]
    (2003) Uzun, S.; Tuncer, S.; Tavlan, Aybars; Reisli, Ruhiye; Sarkilar, Gamze; Ökesli S.
    In this study, the characteristics of desflurane and sevoflurane were compared for maintenance of anaesthesia in short-term surgery of children. Fifty children, 4-12 years old were studied. Thirty minutes prior to the induction of anaesthesia, all patients received 0.5 mg kg-1 midazolam orally. They were randomly assigned to receive 6-7 % desfurane (group I) and 2-2.5 % sevoflurane (group II) with 60 % nitrous oxide in oxygen for maintenance of anaesthesia. For anaesthesia induction all patients were given 2-2.5 mg kg -1 propofol, 10 ?g kg-1 alfentanil and 0.1 mg kg -1 cisatracurium and after two minutes all patients were intubated. Before surgery, patients received 20 mg kg-1 paracetamol rectally for postoperative analgesia. Dexamethasone 150 ?g kg-1 was given to reduce the incidence of postoperative nausea and vomiting. Systolic arterial pressure, diastolic arterial pressure, mean arterial pressure and heat rate were measured: before induction, after induction and during intubation, 5, 10, 20 minutes after surgery and at the end of anaesthesia. At the end of the operation extubation and recovery times were determined. Agitation was evaluated by using the three -point score. Hemodynamic parameters were satisfactorily maintained within ± 30 % of baseline values in both groups. Recovery time was significantly shorter in the desflurane group than sevoflurane group (p<0.05). Extubation time and incidence of agitation were similar for both groups. Differences in the incidence of postoperative vomiting were not statistically significant between the groups. As a result, we concluded that both sevoflurane and desflurane can be used safely for the maintenance of anaesthesia after induction of propofol in children.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Comparison of the Effects of Intravenous and Thoracic Epidural Patient-Controlled Analgesia With Morphine After Upper Abdominal Surgery
    (VSP Bv, 2003) Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars; Tuncer, Sema; Reisli, Ruhiye; Topal, Ahmet; Ökesli, Selmin
    Our purpose was to compare the effects of patient-controlled analgesia (PCA) with intravenous (i.v.) and epidural morphine on pulmonary function and their analgesic efficacy and side effects after upper abdominal surgery. In a prospective study, patients were randomly allocated to receive either thoracic epidural (n = 20) or intravenous (n = 20) patient-controlled analgesia with morphine. Preoperatively and at 24 and 48 h after surgery, arterial blood-gas analysis, forced vital capacity (FVC), and forced expiratory volume in 1s (FEV1) were measured, and chest X-ray films were taken from all patients. Pain (at rest), morphine consumption, nausea and vomiting, pruritus, and respiratory rate were recorded during the first 48 postoperative hours. In this period, the amount of morphine that was used in the epidural PCA group (28.5 +/- 7.4 mg) was significantly lower than in the i.v. PCA group (49.4 +/- 27.0 mg). Pain scores were similar in the two groups. Throughout the study no differences were found in pH(a), PaCO2, PaO2, FVC or FEV1 between epidural and i.v. morphine groups. When compared with preoperative data, at 24 and 48 h after surgery, FVC, FEV1, and PaO2 decreased significantly in both groups (p < 0.05). Except pruritus, incidence of side effects occurred similarly in the two groups. In this study, we found no difference between the effects of epidural and i.v. administration of morphine with PCA on pulmonary function and analgesic efficacy.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The effect of meperidine-impregnated autogenous free fat grafts on postoperative pain management in lumbar disc surgery
    (LIPPINCOTT WILLIAMS & WILKINS, 2008) Kalkan, Erdal; Torun, Fuat; Tavlan, Aybars; Cengiz, Sahika Liva; Kaya, Buelent
    Study Design: Prospective, randomized, double-blind clinical study. Objective: To examine the effect of meperidine-impregnated autogenous free fat grafts (AFFGs) on postoperative pain management after 1-level, first-time lumbar disc surgery. Summary of Background Data: Uncontrolled postoperative pain impedes patient recovery. Insuffidient control of postoperative pain makes it difficult to convince new patients to undergo the lumbar disc surgery. Methods: Twenty-seven patients scheduled to undergo lumbar microdiscectomy for the first time were divided into 2 groups by a randomized double-blind method. Group 1 patients received a meperidine-impregnated AFFG in the epidural area. Group 2 received the graft without meperidine impregnation. Both groups were asked to use a Patient Controlled Analgesia device to deliver tramadol, and at 1, 4, 12, and 24 hours postoperatively, the amounts of tramadol used and pain severity on the 10-cm Visual Analog Scale (VAS) were recorded. Results: The VAS scores and total tramadol use were both lower in group 1 compared with the control group (P < 0.05). The first hour of VAS scores were significantly lower in group 1 than in the control group (P < 0.05). Conclusions: In this study, we helped patients, who underwent I-level, first-time lumbar microdiscectomy have a postoperative pain-free and comfortable period by using epidural meperidine-impregnated AFFGs.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    The Effects of Caudal Bupivakaine and Bupivakaine +sufentanil on Postoperative Analgesia in Peadiatric Patients [çocuklarda Kaudal Bupivakain Ve Bupivakain +sufentan?l?in Postoperatif Analjezik Etkile?i]
    (2003) Tuncer, Sema; Yosunkaya, Alper; Reisli, Ruhiye; Tavlan, Aybars; Köstekci, H.; Otelcioğlu, Ş.
    Caudal block is a widely used method for postoperatif analgesia after lower abdominal, rectal and urogenital surgery in children. The aim of this study was to determine whether the addition of sufentanil to bupivacaine caudally prolongs the duration of analgesia and side effects compared with bupivacaine alone. Aged 3-10, fifty two boys were allocated randomly to two groups at the end of surgery. Children in group I received 0.125% bupivacaine 1 ml kg-1, group II received 0.5 ?g kg-1 sufentanil + 0.125% bupivacaine caudally. Postoperative pain was assessed according to Modified Pediatric Objective Pain Scale (MPOPS) 2, 4, 6, 8, 16 and 24h after operation. Time for first administration of analgesic, total number of analgesic doses required and side effects were recorded. Demeanor assessment was made according to tree-point scale (0= cheerful/calm, 1=restless, 2= tense/tearful) by ward nurse. No significant differences were found between two groups for the pain scores. There was no significant difference in the requirement for additional doses of analgesia. More Patients who had received caudal sufentanil with bupivacaine were cheerful and calm compared with those in bupivacaine group. The addition of sufentanil to bupivacaine for caudal block does not affect the analgesia duration but provides a quality analgesia in children.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Epidermolizis Bulloza ve Anestezi (Olgu Sunumu)
    (2001) Tuncer, Sema; Tavlan, Aybars; Yosunkaya, Alper; Çiçekci, Faruk; Ökesli, Selmin
    Epidermolizis bulloza cilt ve mukozada yaygın bililerle karakterize nadir görülen bir hastalıktır. Biz bu olgumuz nedeniyle, epidermolizis bullozanın klinik özelliklerini ve anestezi uygulamalarını gözden geçirmeyi amaçladık.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Genel anestezi ve genel anestezi ile birlikte uygulanan epidural levobupivakain veya bupivakain anestezisinin karşılaştırılması
    (2008) Çalımlı, Semra; Topal, Ahmet; Erol, Atilla; Tavlan, Aybars; Otelcioğlu, Şeref
    Amaç: Cerrahi travmaya karşı oluşacak stres yanıtın baskılanması, intraoperatif hemodinami ve postoperatif analjezi kalitesi yönünden; genel anesteziye eklenen epidural bupivakain veya levobupivakain anestezisi ile genel anesteziyi karşılaştırılmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya total abdominal histerektomi bilateral salpingoooferektomi (TAH-BSO) planlanan 54 vaka kabul edildi. Olgular genel anesteziepidural bupivakain (Grup I), genel anesteziepidural levobupivakain (Grup II) ve genel anestezi (Grup III) uygulanan grup şeklinde randomize olarak 3 gruba ayrıldı. Monitorizasyon sonrası Grup I ve Grup II’ye lomber epidural kateter yerleştirilerek, duyusal blok seviyesi T6 dermatomuna ulaştığında 2 mg kg-1 propofol, 1 µ kg-1 dk-1 remifentanil, 0.6 mg kg-1 rokuronyum ile genel anestezi uygulandı. Grup III’e de monitorizasyon sonrası aynı şekilde indüksiyon sağlandı. Anestezi idamesi tüm gruplarda % 50 O2-% 50 hava karışımı içinde %1 sevofluran ve 0.1 µg kg-1 dk-1 remifentanil infüzyonu ile sağlandı. Glukoz, kortizol, insülin, C reaktif protein (CRP) analizi için preoperatif, postoperatif 1. ve 24. saatlerde kan örnekleri alındı. Olgular; hemodinami, duyusal ve motor blok seviyeleri, kullanılan anestezik miktarları, anesteziden derlenme, postoperatif ağrı ve yan etkiler açısından takip edildi. Postoperatif ağrı tedavisi için; Grup I’e epidural bupivakainmorfin, Grup II’ye epidural levobupivakain morfin ile hazırlanan hasta kontrollü analjezi (HKA), Grup III’e iv morfin HKA uygulandı. Bulgular: Grup I ve II arasında duyusal bloğun T6 dermatomuna ulaşma zamanı, duyusal blok üst seviyesi ve motor blok açısından farklılık tespit edilmedi (p0.05). Perioperatif kullanılan remifentanil ve sevofluran toplam dozları ve ilave kas gevşetici gereksinimi Grup III’te, Grup I ve II’ye göre anlamlı olarak daha yüksekti (p0.05). Spontan solunum zamanı, ekstübasyon zamanı, göz açma zamanı, Aldrete derlenme skoru 9 olma zamanı Grup III’te, Grup I ve II’ye göre anlamlı olarak uzun idi (p0.05). Gruplar arasında glukoz, insülin ve CRP değerleri bakımından tüm zamanlarda anlamlı farklılık görülmedi (p0.05). Kortizol değeri, postoperatif 1. saatte Grup III’te, Grup I ve II’ye göre anlamlı olarak daha yüksek idi (p0.05). Visual analog skala (VAS) değeri 0. dk.’da Grup III’te en yüksek idi, diğer ölçüm zamanlarında anlamlı bir farklılık tespit edilmedi. Bulantı-kusma ve kaşıntı, Grup III’te daha fazla gözlenmesine rağmen, gruplar arasında anlamlı fark yok idi (p0.05). Sonuç: Epidural bupivakain veya levobupivakainin etkileri açısından benzer olduğu, epidural genel anestezinin, genel anesteziye kıyasla intraoperatif olarak daha iyi hemodinamik stabilite sağladığı, özellikle postoperatif ilk saatlerde daha iyi analjezi sağladığı ve stres yanıtı daha iyi baskılayabildiği kanaatine varıldı.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Guillain Barre Sendromu ve Immunoadsorbsiyon Plazmaferez (Olgu Sunumu) 2
    (2001) Yosunkaya, Alper; Tuncer, Sema; Tavlan, Aybars; Sarkılar, Gamze; Ökesli, Selmin
    Guillain Barre sendromu (GBS); üst ve alt ekstremitelerde çift taraflı kas güçsüzlüğü, refleks ve değişik derecelerde sensoriyal kayıpla karakterize akut demiyelizan bir poliradikülonöropatidir. Plazmaferez, yürüyememe ve solunum yetersizliği gibi şiddetli kas güçsüzlüğü olan veya yutkunma refleksinin kaybı ve yutma güçsüzlüğü gibi diğer bulber yetersizlik bulguları gösteren CBS'li olgularda tavsiye edilmektedir. Biz bu sunumuzda; Guillain Barre sendromlu olguların tedavisinde immunoadsorbsiyon plazmaferez ve yoğun bakım servislerinde uygulanması gereken destek tedavisini tartıştık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Influence of Dexamethasone on Nausea and Vomiting During Patient-controlled Analgesia With Tramadol
    (Adis Int Ltd, 2002) Tuncer, Sema; Barışkaner, Hülagü; Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars
    Objective: The aim of this study was to evaluate the prophylactic effect of dexamethasone on postoperative nausea and vomiting (PONV) during patient-controlled analgesia (PCA) with tramadol. Methods: 50 patients [American Society of Anesthesiologists (ASA) I-II] were enrolled in this randomised, placebo-controlled study. In group 1, saline was administered as a control. In group II, 150 mug/kg dexamethasone was administered as an intravenous bolus and then tramadol added in the PCA device. We assessed PONV and the need for rescue antiemetics in the 24 hours postoperatively. Results: 17 of 25 dexamethasone-treated patients (68%) had no nausea, four patients (16%) experienced nausea, two patients (8%) retched, two patients (8%) vomited once, no patients vomited repeatedly and seven patients (28%) required rescue antiemetics. In the placebo-treated group, three of 25 patients (12%) had no nausea, 12 (48%) had nausea, three (12%) retched, three patients (12%) vomited once, four patients (16%) vomited repeatedly and 17 patients (68%) required a rescue antiemetic, The incidence of nausea, vomiting and administration of a rescue antiemetic were significantly less in dexamethasone recipients compared with the saline-treated group (p < 0.05). There were no significant differences between the groups in the pain score results or in the consumption of tramadol. Conclusion: Our results demonstrate that a single dose of dexamethasone reduced the incidence of PONV during PCA with tramadol.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    İntrakarniyal kitle cerrahisinde desfluran ve izofluran anestezisinin hemostalik sistem üzerine olan etkilerinin tromboelstografi yöntemi ile değerlendirilmesi
    (2008) Dursun, Murat; Tavlan, Aybars; Topal, Ahmet; Erol, Atilla; Otelcioğlu, Şeref
    Amaç: İntrakraniyal kitle cerrahisinde izofluran ve desfluran anestezisinin, hemostatik sistem üzerine olan etkilerini TEG yöntemi ile karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: ASA I-III, supratentoriyal kraniyotomi planlanan kırk olgu çalışmaya dahil edildi. Kalp atım hızı, ortalama arteriyal basınç, periferik oksijen saturasyonu, PaCO2, ETCO2 basıncı, periferik vücut ısıları monitörize edildi. Anestezi indüksiyonunda tüm olgulara 1 µg kg-1 remifentanil 60 sn.’de iv bolus uygulandı. Remifentanil uygulamasını takiben 2 mg kg-1 iv bolus propofol verildi. Bilinç kaybı geliştikten sonra 0,5 mg kg-1 iv atrakuryum verilmesini takiben endotrakeal entübasyon yapıldı. Anestezinin idamesi için Grup I’de 0,5 minimum alveolar konsantrasyon (MAK) izofluran, Grup D’de 0,5 MAC desfluran kullanıldı. Anestezi indüksiyonu öncesi, indüksiyondan 1 sa. sonra ve postoperatif 24. sa’te TEG (tromboelastografi) yöntemi ile parametreler değerlendirildi. Bulgular: Grup içi ve gruplar arasında reaksiyon zamanı, koagülasyon zamanı, alfa açısı ve maksimum amplitüd değerlerinde ölçüm zamanlarında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (P0,05). Sonuç: İntrakraniyal kitle cerrahisinde desfluran ve izofluran anestezilerinin, hemostatik sistem üzerine olan etkilerini tromboelostografi yöntemi ile karşılaştırdığımız bu çalışmada; her iki ajanında TEG parametrelerini değiştirmediği, hemostatik sistem üzerine olumsuz etkilerinin olmadığı ve intrakraniyal kitle cerrahisinde güvenle kullanılabileceği kanısına varıldı.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    İntrakraniyal kitle cerrahisinde propofol-remifentanil ile desfluran-remifentanil anestezisinin karşılaştırılması
    (2006) Tavlan, Aybars; Erol, Atilla; Topal, Ahmet; Dayıoğlu, Mürüvvet; Kara, İnci; Otelcioğlu, Şeref
    Amaç: Elektif intrakraniyal kitle cerrahisinde propofol-remifentanil ve desfluran-remifentanil ile gerçekleştirilen anestezi uygulamalarının hemodinami ve derlenme üzerine olan etkilerini karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: ASA I-III grubu, 18-65 yaşları arasında 40 olgu rasgele iki gruba (Grup I Propofol, Grup II Desfluran) ayrıldı. Tüm olgulara premedikasyonda 0,03 mg kg-1 midazolam, anestezi indüksiyonunda 1 mg kg-1 lidokain, 1 µg kg-1 remifentanil (60 saniyede) intravenöz uygulandı. Eş zamanlı remifentanilin 0,5 µg kg-1 dak-1 infüzyonuna başlandı. Remifentanil uygulamasını takiben 2 mg kg-1 intravenöz propofol verildi. Dura açılmasından sonra remifentanil infüzyonu % 50 azaltıldı. Anestezinin idamesinde birinci grupta 6 mg kg-1st-1 propofol infüzyonu, ikinci grupta % 3 konsantrasyonda desfluran ortalama arter basıncı 60-100 mmHg olacak şekilde kullanıldı. Olgular kalp atım hızı (KAH), ortalama arter basıncı (OAB), derlenme kriterleri, peroperatif komplikasyonlar açısından değerlendirildi. Bulgular: Grup I'de entübasyondan 2 dakika sonra (t3), 10 dakika sonra (t4) ve çivili başlık takılınca (t5) başlangıca göre OAB artış oranı Grup II'ye göre fazlaydı (sırasıyla; p0.008, p0.008, p0.013). Çivili başlık takıldıktan 10 dakika sonra (t7) ve dura insizyonunda (t8) ise, başlangıca göre OAB artış oranı Grup II'de yüksekti (p0.030, p0.037). Gruplar KAH yönünden karşılaştırıldığında entübasyondan 2 dakika sonra (t3) ve 10 dakika sonra (t4) başlangıca göre Grup II'deki azalma daha fazlaydı (sırasıyla; p0.001, p0.001). Çivili başlık takılınca (t5), çivili başlık takıldıktan 10 dakika sonra (t7) ve dura insizyonunda (t8) ise, Grup I'deki azalma oranı Grup II'ye göre fazlaydı (sırasıyla; p0.002, p0.010, p0.007). Grup II'de göz açma ve ekstübasyon zamanları daha kısaydı (sırasıyla; p0.005, p0.001). Sonuç: İntrakraniyal kitle cerrahisinde, remifentanil ile kombine edilen desfluran ve propofol anestezisinin intraoperatif hemodinamik yanıtı etkin olarak baskıladığı, fakat desfluran ile kombinasyonun daha kısa sürede derlenme sağladığı kanısına varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kafa Travma Modelinde Mannitol veya Hipertonik Salin Solüsyonlarının Etkilerinin Karşılaştırılması
    (SPRINGER, 2011) Aygın, Feride; Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars
    Deneysel kafa travmasında, % 20 mannitol, % 3 veya % 7 hipertonik salin solüsyonlarının, hemodinamik parametrelere, intrakraniyal basınca ve elektroensefalografi üzerine olan etkilerini karşılaştırılması amaçlandı. Bütün tavşanlara pariyetal bölgeden bilateral kraniotomi yapılarak standart kafa travması uygulandı. Rastgele 4 gruba ayrılan deneklerden; I. gruba tedavi uygulanmazken, II. gruba % 20’lik mannitol, III. gruba % 3’lük hipertonik salin ve IV. gruba % 7’lik hipertonik salin eşdeğer osmolar yükte intravenöz uygulandı. Travmadan önce, travmadan 5 ve 60 dakika sonra; elektroensefalografi, ortalama arter basıncı, kalp atım hızı ve intrakraniyal basınç kayıtları alındı. Mannitol, % 3 ve % 7’lik hipertonik salin solüsyonları intrakraniyal basınçdaki yükselmeyi çalışmanın sonunda düşürdü (p<0.05). Fakat intrakraniyal basınç değerleri, mannitol ve % 7’lik hipertonik salin gruplarında, diğer gruplardan daha düşüktü (p<0.05). Elektroensefalografi skorları tüm gruplarda travmadan sonra düştü (p<0.05). Çalışma sonunda % 3 ve % 7’lik hipertonik salin grupları, travma öncesine benzer elektroensefalografi skorlarına sahipti (p>0.05). Ortalama arter basınç ve kalp atım hızı, bütün gruplarda travmadan sonra yükseldi (p<0.05). Çalışmanın sonunda, ortalama arter basıncı sadece mannitol grubunda düşük bulundu (p<0.05). Çalışmamız intrakraniyal hipertansiyonun tedavisinde % 7 hipertonik salin solüsyonunun; mannitol kadar etkili olduğunu, mannitole göre hemodinamik parametreleri daha iyi koruduğunu, travmaya bağlı gelişen elektroensefalografi anormalliklerini de daha iyi düzelttiğini gösterdi.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kısa Süreli Cerrahi Girişimlerde Alfentanil ve Remifentanilin Ti̇va'da Karşılaştırılması
    (2002) Özel, Mahmut; Yosunkaya, Alper; Tavlan, Aybars; Reisli, Ruhiye; Ökesli, Selmin
    Çalışmamızda kısa süreli elektif cerrahi girişim geçirecek olgularda, total intravenöz anestezide (TIVA), propofol ile birlikte alfentanil veya remifentanil kullanarak, her iki ajanın anestezi indüksiyon, idame ve derlenme özelliklerini karşılaştırmayı amaçladık. Kısa süreli bir operasyondan 1-2 gün sonra taburcu edilmesi planlanan, ASA I-ll grubundan, yaşları 18-60 arasında değişen 50 olgu çalışmaya alındı. Olgular rastgele olarak iki eşit gruba ayrıldı. Olgulara iv bolus olarak I. grupta 20 mug kg -1 alfentanil, ll. grupta 1 mug kg -1 remifentanil; her iki grupta 2 mg kg-1 propofol ve 0.15 mg kg-1 vekuronyum uygulandı. Takiben 90 mug kg-1 dk-1 propofol infüzyonu ile 2 mug kg-1 dk-1 alfentanil veya 0.5 mug kg-1 dk-1 remifentanil infüzyonu hemen başlandı. Trakeal entübasyondan 5 dakika sonra alfentanil ve remifentanil infüzyonu yarıya, propofol infüzyonu ise başlandıktan 30 dakika sonra 60 mug kg-1 dk-1 dozuna indirildi. Olgular operasyon süresince %100 O2 ile solutuldu. Olguların sistolik, diyastolik, ortalama arter basınçları ve kalp atım hızları; anesteziden önce, alfentanil ve remifentanil uygulamasından l, 3, 5 dk sonra, entübasyon ve cilt insizyonundan sonra ve operasyon süresince her 10 dakikada bir kaydedildi. Entübasyon, cilt insizyonu ve cerrahi stimulasyona hemodinamik ve somatik yanıtlar saptandı. Operasyonun sonunda derlenme süreleri ve istenmeyen olaylar kaydedildi. Trakeal entübasyon ve cilt insizyonuna hemodinamik yanıt, Grup ll'de Grup l'e oranla daha az iken, her iki grup arasında istatistiksel önemli fark saptanmadı. Operasyon süresince cerrahi stimulasyona hemodinamik yanıt benzerdi. Grup ll'de daha az sayıda olgu Grup I'e göre ek dozeopiyoide gereksinim gösterdi (p<0.05). Derlenme süreleri Grup Il'de Grup I'e oranla istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha kısa idi. Postoperatif istenmeyen olayların görülme sıklığı iki grupta benzerdi. Sonuç olarak; kısa süreli cerrahi girişimler için uygulanan TİVA'da ek opiyoid ajan olarak remifentanilin, yüzeyel anestezi saptanan olgularda anestezi derinliğini daha kısa sürede kontrol edebilmesi ve hızlı derlenme sağlaması nedeniyle, alfentanile tercih edilebileceği kanısına vardık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Lokal Anestezik Olarak Difenhidramin Kullanılması
    (2003) Tuncer, Sema; Yosunkaya, Alper; Reisli, Ruhiye; Apillioğulları, Seza; Tavlan, Aybars; Otelcioğlu, Şeref
    Amaç: Lokal anestezik ajanlara karşı allerjisi olan olgularda, difenhidramin lokal anestezik ajan olarak önerilmektedir. Bu çalışmada epidural uygulama öncesi infiltrasyon anestezisinde difenhidraminin lokal anestezik etkinliğini prilokain ile karşılaştırarak değerlendirmeyi amaçladık. Materyal ve Metod: Olgular randomize olarak 3 gruba ayrıldı. İnfiltrasyon anestezisi için 22G iğne ile Grup I'e (n13) difenhidramin (20 mg) 2 ml, Grup II'ye (n15): %1 prilokaine 2 ml, Grup III'e (n15) %2 prilokaine 2 ml.uygulandı. Ağrı 27 G kör uçlu dental iğne ile sensoryal bloğa bakılarak VAS (vizuel analog scala) ile değerlendirildi. VAS0-1 olduğu zaman saptandı, bu süre etki başlangıç süresi olarak kabul edildi ve epidural anestezi için 18 G epidural iğne ile uygulama yapıldı. Uygulama sırasında ağrı tekrar değerlendirildi.Bulgular: Etki başlama süresi Grup I'de uzundu (p0.05). Grup II ve Grup III arasında ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlenmedi. Analjezik etki Grup I ve III'de Grup II'ye göre daha iyi bulundu (p0.05). Grup I ve III arasında farklılık yoktu (p0.05). Olguların hiçbirinde lokal deri reaksiyonu ve başka bir yan etki izlenmedi. Sonuç: Çalışmada, infiltrasyon anestezisinde difenhidraminin etki başlangıç süresi prilokainden daha uzun olmasına rağmen, lokal anestezik etkinliği %2 prilokain kadar etkin bulunmuştur.
  • «
  • 1 (current)
  • 2
  • »

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim