Yazar "Tekin, Alparslan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çağdaş Türk Resminde Şehir Bağlamında İşçi Teması(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Tekin, Alparslan; Dalkıran, Ahmetİş; bir sonuç elde etmek için yapılmakta olan çalışma veya çalışma konusu olan her şey, bir değer yaratan emek, birinden istenen hizmet veya birine verilen görev, geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek olarak tanımlanmaktadır. İşçi ise; başkasının yararına bedenini, kafa gücünü veya el becerilerini kullanarak ücretle çalışan, iş yapan kimsedir. Türk resim sanatında işçi konusunun ağırlıklı olarak köy ve köylü bağlamın da ele alındığı tespit edilmiş, ancak şehirde sanayi, fabrika, inşaat, belediye vb. gibi ortamlarda fizik gücüyle çalışan işçilerin varlığını yansıtan çalışmaların ise sınırlı sayıda kaldığı görülmüştür. Türk resim sanatında işçi temasının, sınırlı sayıda da olsa Cumhuriyet’in kurulmasından sonra eserlerde konu olarak işlenmeye başlamasından dolayı araştırmaya 1920 tarihiyle başlanmış ve günümüze değin geçen süreç ele alınmıştır. Araştırma kapsamında Şeref Akdik, Cevat Dereli, Sabri Berkel, Mümtaz Yener, Mustafa Esirkuş, Nedim Günsür, Cahit Araydın, Yüksel Arslan, İsmet Birsel, Nedret Sekban ve Hüsnü Koldaş’a ait işçi teması görülen eser örnekleri ele alınarak incelenmiştir. İnceleme sonucunda işçi teması altında çoğunlukla köylü ve köy hayatı eserlere yansımıştır. Araştırma ile genel olarak işçi konusunu ele alan fabrika, inşaat, belediye, vb. ortamlarda fizik gücüyle çalışan işçilerin varlığını yansıtan sanatçılar tespit edilmiş ve literatüre katkı sağlanmıştır. Ayrıca araştırma kapsamında Alparslan Tekin’e ait uygulama çalışmalarının analizlerine de yer verilmiştir. Tekin’in eser analizlerinde, çalışmaların da işçi teması izlenimci ve anlatımcı bir anlayışla ele alınmıştır. Bu nedenle böyle bir çalışmanın yapılmasının alana katkı sağlayacağı düşünüldüğünden önemli görülmüş ve “Çağdaş Türk Resminde Şehir Bağlamında İşçi Teması” konusunun araştırılarak incelenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma ve yöntem tekniklerinin kullanıldığı araştırmada, genel tarama modeli esas alınmıştır. Veri toplama aşamasında “doküman incelemesi” yöntemi kullanılmıştır. Doküman incelemesi ve uygulama çalışmalarının gerçekleştirilmesi esnasında tarayıcı, fotoğraf makinesi vb. gibi cihazlar kullanılmıştır.Öğe Çağdaş Türk resminde sosyal gerçekçi yorumlar ve çözümlemeleri(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014-10-21) Tekin, Alparslan; Enveroğlu, İlhamGerçekçilik kavramı, Türk Dil Kurumu'na göre; gerçekçi tutum ve davranış, gerçekleri olduğu gibi yansıtmaya çalışan sanat çığırı olarak tanımlanmaktadır. Fransızca realite (gerçek, gerçeklik) kelimesinden türetilen gerçekçilik genel ve kavramsal anlamda, hayatı, tabiatı, insanı ve olayları olduğu gibi anlatmaktır. Romantizm öncesi akademik - klasizmin etkin olduğu dönemler boyunca sanatçıların gerçekçiliği ifade etme biçimi; hayatı, tabiatı, insanı ve olayları olduğu gibi anlatma, aktarma endişesi taşımıştır. Avrupa'da sanat antik dönemden başlayarak modernizme kadar hayatın bütününü değişken sebeplerle taklide yönelerek onu realize edip aktarma yolunu seçmiştir. Her ne kadar romantizmin günlük ve sıradan olayları ifade etmeye başlamasıyla etkisini yitirse de modernizmin başlangıcına kadar devam etmiştir. Toplumsal gerçekçiliğin başlangıç örneklerini romantizmin içerisinde aramak yanlış olmaz. Zira Goya ve Domier'in eserleri bu konu bağlamında referans teşkil etmektedir. Bu çalışmada sosyal gerçekçiliğin çağdaş Türk resim sanatı üzerindeki etkilerinden bahsedilmektedir. Tezin içerisinde kullanılan görseller ile de desteklenmektedir.Öğe Sanatta etkileşim bağlamında van gogh ve settar behlülzade'nin resimleri üzerine(2016) Çelikbağ, Tahir; Tekin, AlparslanResim sanatı, tarih öncesinden başlayıp günümüze kadar farklı veya aynı zaman diliminde kabile, bölge, ulusal ve uluslararası düzeyde varlığını sürdürmüş ve yapılan arayışlar neticesinde oluşmuştur. Farklı çalışmaların etkisiyle oluşan üsluplar bununla birlikte sanatçıların bir araya gelerek oluşturduğu sanat akımları neticesinde gelişim göstererek günümüze kadar gelmiştir. Sanatçılar evrendeki canlı ve cansız nesneleri beyin süzgecinden geçirerek ve içselleştirerek algılamıştır. Aynı zamanda yorumladıkları görselleri farklı bir şekilde deneyimledikleri doğayı, kendi plastik üslupları ışığında kullandıkları tekniklere göre özgün bir şekilde biçimlendirmiştir. Etkileşim sonucu oluşan, sanatta görüş, duyuş, anlayış bakımından yenilikler ortaya koyan, farklılık gösteren bu değişimler nitelendirilmektedir. İzlenimciliğe tepki olarak doğan Post Empresyonizm akımı içinde yer alan Van Gogh'un resimlerinden etkilenerek ortaya çıkan birçok akım olmuştur. Bu çalışmada da Post empresyonizm akımının etkisiyle benzer sanat üslupları taşıyan Van Gogh ve Settar Behlülzade'nin seçilmesi ve eserlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesi sanattaki etkileşimi ve bunun doğurduğu iletişim gücünü vurgulayabilmek adına önemli görülmüştürVan Gogh'tan yarım yüzyıl sonra Azerbaycan'da doğmuş olan Settar Behlülzade gibi sanatçıların çalışmaları incelendiğinde sanat üsluplarının içerdiği benzerliklerden dolayı etkileşimin varlığından söz etmek mümkün olmuştur.