Yazar "Telli, Nihat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 19 / 19
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Beyaz peynir, çiğ süt, kıyma ve İnegöl köftede Staphylococcus aureus kaynaklı intoksikasyon riskini değerlendirmede kültür ve immunolojik yöntemlerin karşılaştırılması(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2018) Telli, Nihat; Yörük ,Nuray Gamze; Telli, Arife Ezgi; Cebirbay, Muhammed Ali; Güner, AhmetAmaç: Konya’da tüketime sunulan beyaz peynir, çiğ süt, kıyma ve İnegöl köfte örneklerinin fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik kalitelerinin ortaya konması ve Staphylococcus aureus (S. aureus) kontaminasyonu ile toksin varlığının tespiti amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmada beyaz peynir (n=50), çiğ süt (n=50), kıyma (n=50) ve İnegöl köfte (n=50) olmak üzere 200 numune kullanılmıştır. Numuneler fiziksel ve kimyasal (pH, asidite ve kuru madde) ve mikrobiyolojik [toplam mezofilik aerobik bakteri (TMAB), toplam psikrofilik aerobik bakteri (TPAB), koliform, laktik asit bakterisi (LAB), S. aureus] açıdan değerlendirilmiştir. Stafilokokal enterotoksinlerin (SEs) varlığı enzymelinked fluorescent immunoassay’a (ELFA) dayalı VIDAS Staph enterotoksin kiti ile araştırılmıştır. Bulgular: Çiğ süt, beyaz peynir, kıyma ve İnegöl köftelerde ortalama pH değerleri sırasıyla, 6.53, 4.82, 5.99 ve 6.63; kuru madde değerleri % 12.51, % 37.71, % 38.97, % 49.70 ve laktik asit cinsinden asiditeleri de % 0.16, % 0.67, % 0.08 ve % 0.40 olarak bulundu. TMAB sayıları 4.53 - 9.86 log10kob/g-ml; TPAB 3.39 - 7.69 log10kob/g-ml; koliform bakteri 2.04 - 8.53 log10kob/g-ml; LAB 2.90 - 7.64 log10kob/g-ml ve S. aureus sayıları 2.61 - 6.46 log10kob/g-ml arasında bulundu. İnegöl köfte örneklerinin 1’i (% 2) ve kıyma örneklerinin 29’unda (% 58) SEs tespit edildi. Öneri: S. aureus'un tüm suşlarının SE’lerin üretiminden sorumlu olmamalarından dolayı stafilokokal gıda intoksikasyonlarının değerlendirilmesinde ve güvenli gıda üretiminde kültürel yöntemlerle birlikte SE varlığının araştırılmasının da önemli olduğu düşünülmektedir.Öğe Cronobacter sakazakii’nin gıda mikrobiyolojisindeki önemi(2011) Güner, Ahmet; Telli, NihatCronobacter sakazakii birçok yaş grubunda farklı enfeksiyonlara (örn., pnömoni, konjuktivitis, apandisit) sebep olmakla birlikte, özellikle yeni doğan bebeklerde ve çocuklarda menenjit, nekrotik enterokolitis ve bakteriyemiye neden olan bir patojendir. Toz bebek mamalarının tüketimine bağlı olarak son yıllarda yaşanan sağlık sorunları, dünya genelinde toz bebek mamaları üzerine artan sayıda araştırmalar yapılmasına neden olmuştur. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Amerika Birleşik Devletleri’ndeki sağlık kuruluşlarını, toz bebek mamaları ile beslenen yeni doğan bebeklerde C. sakazakii’den kaynaklanan enfeksiyonun varlığı hakkında uyarmıştır. Toz bebek mamaları üzerinde yoğunlaşan uluslar arası hassasiyet üzerine, 2004 yılında Gıda ve Tarım Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü (FAO/WHO) neonatal enfeksiyonlar ve toz bebek mamaları ile ilişkili mikroorganizmalar konusunda bir risk yaklaşımı görevini üstlenmişler ve Cronobacter spp ve Salmonella spp.’yi hijyen kalitesi olarak kategorize etmişlerdir. Bununla birlikte C. sakazakii, et, sebze, peynir, tohum, baharat olmak üzere birçok gıdada da tespit edilmiştir. Toz bebek formüllerinde uzun süre canlı kalabilmesinin yanı sıra, tahıl kökenli bebek devam mamalarının, bazı taze meyve ve sebzelerin C. sakazakii’nin üremesini desteklemesi ayrıca önem arz etmektedir. Fırsatçı bir patojen olan C. sakazakii’nin sebep olacağı gıda kaynaklı enfeksiyonlara karşı başlıca koruyucu önlemler, ısıl işlemlerde etkinliğin sağlanmasının yanı sıra, üretim yeri çevresinden ısıl işlem sonrası meydana gelebilecek kontaminasyonları ortadan kaldırma yönünde olmalıdır.Öğe Detection of the contamination sources of Listeria monocytogenes in pickled white cheese production process line and genotyping with the pulsed-field gel electrophoresis method(SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY-TUBITAK, 2016) Telli, Nihat; Guner, Ahmet; Donmez, Ferda Soyer; Ozdemir, Ozgun OykuThis study was conducted to determine the contamination sources, serotyping profiles, and antibiotic resistance patterns of Listeria monocytogenes isolated during the production of pickled white cheese. The genetic-relatedness of the isolates to EGD SLCC (5835) (1/2a, lineage II) and ATCC (13932) (4b, lineage I) reference strains was also determined with pulsed-field gel electrophoresis (PFGE) as a result of digestions with AscI and ApaI enzymes. Samples were collected from 16 different points in the production process of 4 different plants at 3 different times. Among the 192 samples examined, 17 (8.85%) were determined to be contaminated with Listeria spp. Three isolates (3.53%) obtained from raw milk, wall/ground, and press cases were identified as L. monocytogenes via the conventional culture method and confirmed by polymerase chain reaction. These isolates were found to belong to serotype 4b. According to antibiotic resistance testing against 10 antibiotics (ampicillin, gentamicin, erythromycin, tetracycline, chloramphenicol, cefalotin, streptomycin, vancomycin, penicillin, and sulfamethoxazole/trimethoprim), it was determined that isolates from raw milk and press cases were resistant to erythromycin. PPGE band patterns of the isolates displayed indistinguishable with AscI and 80%-94% homology with ApaI. The isolates were observed to display high homology to ATCC (13932) and lower homology to EGD SLCC (5835) obtained by both enzymes.Öğe Detection of the contamination sources of Listeriamonocytogenes in pickled white cheese production process line and genotyping with the pulsed-field gel electrophoresis method(2016) Telli, Nihat; Güner, Ahmet; Soyer, Ferda Dönmez; Özdemir, Özgün ÖyküThis study was conducted to determine the contamination sources, serotyping profiles, and antibiotic resistance patterns of Listeria monocytogenes isolated during the production of pickled white cheese. The genetic-relatedness of the isolates to EGD SLCC (5835) (1/2a, lineage II) and ATCC (13932) (4b, lineage I) reference strains was also determined with pulsed-field gel electrophoresis (PFGE) as a result of digestions with AscI and ApaI enzymes. Samples were collected from 16 different points in the production process of 4 different plants at 3 different times. Among the 192 samples examined, 17 (8.85%) were determined to be contaminated with Listeria spp. Three isolates (3.53%) obtained from raw milk, wall/ground, and press cases were identified as L. monocytogenes via the conventional culture method and confirmed by polymerase chain reaction. These isolates were found to belong to serotype 4b. According to antibiotic resistance testing against 10 antibiotics (ampicillin, gentamicin, erythromycin, tetracycline, chloramphenicol, cefalotin, streptomycin, vancomycin, penicillin, and sulfamethoxazole/trimethoprim), it was determined that isolates from raw milk and press cases were resistant to erythromycin. PPGE band patterns of the isolates displayed indistinguishable with AscI and 80%-94% homology with ApaI. The isolates were observed to display high homology to ATCC (13932) and lower homology to EGD SLCC (5835) obtained by both enzymes.Öğe Effects of Disodium Dihydrogen Pyrophosphate and Sodium Tripolyphosphate on the Microbiological Quality and Enterobacteriaceae Species During Fermentation Period of Turkish Fermented Dry Sausage (Sucuk)(MEDWELL ONLINE, 2012) Ardic, Mustafa; Guner, Ahmet; Telli, NihatThe effects of disodium dihydrogen pyrophosphate and sodium tripolyphosphate were investigated during ripening period of sausage. For this purpose, fermented dry sausages (sucuk) containing 0.3% disodium dihydrogen pyrophosphate (Group A), 0.3% sodium tripolyphosphate (Group B) and control group were manufactured. It was not determined any important effects of disodium dihydrogen pyrophosphate and sodium tripolyphosphate application on the pH value, Enterobacteriaceae, coagulase positive staphylococci and lactobacilli. On the other hand, the total aerobic mesophilic counts increased rapidly in Group A and B and found important (p<0.05) at the second day of fermentation. There was important effect of disodium dihydrogen pyrophosphate application (p<0.05) on the Micrococcus/Staphylococcus at the first day of fermentation. Enterobacter sakazakii and Enterobacter cloacae were found dominant species in each group and 48 of the 96 isolates was identified as E. sakazakii. Isolation rates of E. sakazakii in control group, Group A and B were determined as 39,39, 48.73 and 61.76%, respectively, In conclusion, it could be said that any important effects of disodium dihydrogen pyrophosphate and sodium tripolyphosphate on the microbiological quality of sucuk have not been determined.Öğe Helicobacter pylori: Yeni bir gıda patojeni mi?(2012) Güner, Ahmet; Telli, NihatHelicobacter pylori kolonize olduğu bireylerde başlıca aktif kronik gastrit, peptik ülser, duodenal ülser ve mide kanserinin yanı sıra birçok infeksiyonda tespit edilmiş önemli bir patojendir. Dünya Sağlık Örgütü H. pylori’yi I. sınıf karsinojen olarak sınıflandırmıştır. Bulaşma yolları kesin olarak bilinmemektedir. Gıda ve su kaynaklı bulaşmanın halen tartışmalı olduğu, infeksiyonun epidemiyolojisinde fekal-oral ve oral-oral bulaşma fikrinin daha ağır bastığı bildirilmektedir. H. pylori’nin canlı fakat kültürü yapılamayan (Viable But Nonculturable, VBNC) formunda uzun süre patojen özelliklerini kaybetmeden yaşaması, sular ve kontamine sularla yıkanan sebzelerde tespit edilmesi, vakumlu veya vakumsuz paketlemenin H. pylori’nin canlılığı üzerinde çok az bir etkisinin bulunması, soğutulmuş ve dondurulmuş olarak muhafaza edilen kıymalarda belirli bir süre canlı kalabilmesi, bakterinin taşınması ve bulaşmasında gıda maddelerinin bir vasıta olabileceği fikrini desteklemektedir.Öğe An investigation on the prevalence of Cronobacter sakazakii in powdered infant formula consumed in Turkey(WFL PUBL, 2011) Guner, Ahmet; Dogruer, Yusuf; Cebirbay, Muhammet Ali; Yalcin, Suzan; Gulsen, Sema; Telli, NihatOne hundred thirty two samples (cartons) of PIF from three different brands retailed in Turkey were analysed for the presence of Cronobacter sakazakii. C. sakazakii was not found in all samples. Twenty-two samples of K brand (50%), 15 samples of L brand (34%) and 18 samples of M brand were contaminated with Enterobacteriaceae ssp. and other bacteria. Escherichia coli (3 samples), Citrobacter freundii (2 samples), Klebsiella pneumoniae ssp. pneumoniae (2 samples), Salmonella (1 sample) from K brand of PIF and Enterobacter cloacae (12 samples) from three brands of PIF were detected. Some precautions that should be taken during the production and preparing of PIF to control of contamination by members of Enterobacteriaceae and other bacteria are vital for infants health.Öğe Investigations on Listeria spp. in partridge (Alectoris chukar) meat(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2014) Uçar, Gürkan; Telli, Nihat; Tekinşen, K. Kaan; Telli, A. Ezgi; Kahraman, H. AhuAmaç: Bu araştırmada, keklik etlerinde Listeria spp. ve patojen tür olan Listeria monocytogenes’in varlığı araştırılarak insidensinin ve dolayısıyla halk sağlığı bakımından öneminin ortaya konması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Araştırmada, 10 erkek ve 10 dişi olmak üzere 20 adet keklik eti kullanıldı. Numuneler, keklik yetiş- tiriciliği yapılan özel bir çiftlikten temin edildi. Kanatlı kesiminin yapıldığı özel bir kesimhanede kesilip aseptik şartlarda soğuk koşullar altında laboratuara getirilip analize alındı. Listeria spp.’nin izolasyon ve identifikasyonunda Food and Drug Administration (FDA) tarafından bildirilen yöntem kullanıldı. Bulgular: İncelenen 20 keklik numunesinden bir erkek ve bir dişi olmak üzere 2’sinin (%10) Listeria spp. ile kontamine olduğu tespit edildi. Kontamine iki numuneden izole edilen 10 izolatın 5’i (%50) L. innocua, 4’ü (%40) L. grayi ve 1’i (%10) L. welshimeri olarak identifiye edildi. Öneri: Elde edilen bulgular, keklik etinin halk sağlığı açısından risk oluşturabileceğini ve bazı önlemlerin alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu amaçla, özellikle yetiştirme ve kesimhane işletmelerinin hijyen kalitesinin yükseltilmesi, çapraz bulaşmaların önlenmesi ve tüketim aşamasına kadar soğuk zincirin sağlanmasının önem arz ettiği kanaatine varılmıştır.Öğe Investigations on listeria spp. in partridge (Alectoris chukar) meat(2014) Uçar, Gürkan; Telli, Nihat; Tekinşen, K. Kaan; Telli, A. Ezgi; Kahraman, H. AhuAmaç: Bu araştırmada, keklik etlerinde Listeria spp. ve patojen tür olan Listeria monocytogenes'in varlığı araştırılarak insidensinin ve dolayısıyla halk sağlığı bakımından öneminin ortaya konması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Araştırmada, 10 erkek ve 10 dişi olmak üzere 20 adet keklik eti kullanıldı. Numuneler, keklik yetiştiriciliği yapılan özel bir çiftlikten temin edildi. Kanatlı kesiminin yapıldığı özel bir kesimhanede kesilip aseptik şartlarda soğuk koşullar altında laboratuara getirilip analize alındı. Listeria spp.'nin izolasyon ve identifikasyonunda Food and Drug Administration (FDA) tarafından bildirilen yöntem kullanıldı. Bulgular: İncelenen 20 keklik numunesinden bir erkek ve bir dişi olmak üzere 2'sinin (%10) Listeria spp. ile kontamine olduğu tespit edildi. Kontamine iki numuneden izole edilen 10 izolatın 5'i (%50) L. innocua, 4'ü (%40) L. grayi ve 1'i (%10) L. welshimeri olarak identifiye edildi. Öneri: Elde edilen bulgular, keklik etinin halk sağlığı açısından risk oluşturabileceğini ve bazı önlemlerin alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu amaçla, özellikle yetiştirme ve kesimhane işletmelerinin hijyen kalitesinin yükseltilmesi, çapraz bulaşmaların önlenmesi ve tüketim aşamasına kadar soğuk zincirin sağlanmasının önem arz ettiği kanaatine varılmıştır.Öğe Konya'da üretilen süzme (torba) yoğurtların bazı mikrobiyolojik ve kimyasal özellikleri(2008) Tekinşen, K. Kaan; Nizamlıoğlu, Mustafa; Bayar, Nazif; Telli, Nihat; Köseoğlu, İ. ErimAraştırmada, Konya'da üretilen dokuz farklı markaya ait 45 süzme yoğurt numunesi, Türk Gıda Kodeksi Fermente Sütler Tebliği çerçevesinde, mikrobiyolojik (koliform bakteri, E. coli, maya, küf) ve Gıda Maddeleri Tüzüğü'ndeki hükümler bakımından da kimyasal (kuru madde, yağ, titre edilebilir asidite, tuz) özellikleri yönünden incelendi. Numunelerde, koliform bakteri, E. coli, maya ve küf sayılarının sırasıyla, 3-150, 3-11 EMS/g, 10-6.5x105 ve 10-2.4x104 kob/g arasında değiştiği ve incelenen dokuz markadan iki tanesinin koliform bakteri, E. coli, tüm markaların maya ve küf sayıları bakımından ilgili tebliğde belirtilen kriterlere uymadığı tespit edildi. Numunelerin yüzde kuru madde, yağ ve laktik asit cinsinden asidite değerlerinin, sırasıyla % 19.06-32.54, % 7.0-16.2 ve 1.53-2.25 l.a arasında değiştiği, hiçbirinin mutfak tuzu içermediği, tamamı yağlı sınıfta yer alan numunelerin kimyasal özellikler bakımından Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne uygun olduğu belirlendi. Sonuç olarak, Konya'da üretilen süzme yoğurtların özelliklerinin oldukça geniş sınırlar içinde değiştiği, bir kısım firmalar tarafından üretilen süzme yoğurtların halk sağlığı açısından tehlike arz edebileceği ve bazı işletmelerin hijyenik koşullara sahip olmadığı kanısına varıldı.Öğe Listeria monocytogenes'in salamura beyaz peynir üretim hattında kontaminasyon kaynaklarının belirlenmesi ve PFGE metodu ile genotiplendirilmesi(Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2012) Telli, Nihat; Güner, AhmetAraştırmada, dört işletmeden salamura beyaz peynir üretim prosesinin 16 noktasından toplam 192 numune, L. monocytogenes kontaminasyonu bakımından incelendi. Numunelerde Listeria spp. varlığı, kültürel ve PCR yöntemiyle araştırıldı. Antiserumlarla serotiplendirilen izolatlar, PFGE yöntemiyle genotiplendirildi. İzolatların on antibiyotiğe duyarlılıkları disk difüzyon metoduyla belirlendi. 192 numuneden 17'sinin (%8,85) Listeria spp. ile kontamine olduğu tespit edildi. Kontamine numunelerden üçünde L. monocytogenes izole edildi. L. monocytogenes izolatları; A işletmesi baskı kasaları ve duvar-zemin, C işletmesi çiğ süt örneklerinden elde edildi. L. monocytogenes izolatlarının hepsinin 4b serotipine dahil olduğu belirlendi. L. monocytogenes izolatlarının AscI restriksiyon enzimiyle genotiplendirilmelerinde, ATCC ve EGD suşuna olan homolojileri sırasıyla ~%85 ve ~%33 olarak saptandı. ApaI restriksiyon enzimiyle ATCC suşuna olan homoloji, C işletmesi çiğ süt izolatında %100, A işletmesi duvar-zemin izolatında ~%94, A işletmesi baskı kasaları izolatında ~%80 olarak belirlendi. EGD suşu ile izolatlar arasındaki homoloji ~%52 olarak bulundu. İzolatların hepsi ampisilin, gentamisin, tetrasiklin, sefalotin, vankomisin, penisilin ve sülfametoksazol/trimethoprime duyarlı bulundu. Bunun yanı sıra A işletmesi duvar-zemin örneğinden elde edilen izolat on antibiyotiğin hepsine duyarlı, A işletmesi baskı kasaları ve C işletmesi çiğ süt örneklerinden elde edilen izolatlar eritromisine dirençli bulundu. Sonuç olarak, salamura beyaz peynir üretim prosesinde yer alan farklı noktalardan L. monocytogenes izole edilmesi, salamura beyaz peynirlerin kontaminasyonu ve halk sağlığı bakımından önem arz etmektedir. Birincil üretimden tüketime kadar olan bütün aşamaların gıda güvenliği açısından kontrol altına alınması, beyaz peynir kaynaklı listeriozis riskinin azaltılması bakımından önem arz etmektedir. L. monocytogenes'in epidemiyolojisine etkin veriler kazandırılması, listeriozisin tedavisinde etkili antibiyotiklerin kullanılması ve antibiyotik direncinin engellenmesi amacıyla genotiplendirme çalışmalarına hız verilmesi ve PulseNet değerlendirme ağının genişletilerek bütün ülkelerin epidemiyolojik bilgi paylaşımına dahil olması önem arz etmektedir.Öğe Mycobacterium avium subsp. Paratuberculosis’in süt ve süt ürünlerinde tespit yöntemleri(Ataturk Universitesi, 2018) Telli, Nihat; Güner, AhmetMycobacterium avium kompleksi üyelerinden olan Mycobacterium avium subsp. paratuberculosis (MAP) çok çeşitli hayvan türlerinde Johne hastalığının (paratüberkülozis) etiyolojik etkenidir. Paratüberkülozun klinik belirtilerini gösteren ve asemptomatik taşıyıcı hayvanlar etkeni süt, dışkı ve spermleriyle yaymaktadırlar. Süt direkt olarak etkeni taşıyabildiği gibi özellikle dışkı kaynaklı indirekt bulaşmalar da gerçekleşebilmektedir. Sütün yanı sıra peynir, yoğurt, krema, tereyağı, dondurma vb. süt ürünleri de etkeni taşıyabilmektedir. Süt sığırlarındaki Johne hastalığı ile insanlarda görülen Crohn hastalığı insidenslerinde dünya genelinde artış görülmektedir. Yüksek klinik ve patolojik benzerlikler bulunan bu hastalıklar arasındaki olası ilişkide gıdaların rolünün yorumlanmasında ve güvenilir sonuçlar alınmasında MAP’ın süt ve süt ürünlerinde tespit yöntemleri önem arz etmektedir. Bu amaçla süt ve süt ürünlerinde Ziehl-Neelsen boyama, floresan mikroskop, katı faz sitometri ve biyolüminesans gibi direkt tanı ve kültür yöntemleri ile MAP etkenleri araştırılabilmektedir. Bu yöntemlerin yanı sıra radyoimmün testler (RIA), enzim bağlı immün testler (ELISA), agar jel immünodifüzyon testi (AGID) ve komplement fiksasyon testi (CF test) gibi serolojik teknikler ve polimeraz zincir reaksiyonu (PCR), nükleik asit hibridizasyonu, immunomagnetic separation PCR, Nested PCR, Real-Time PCR gibi moleküler teknikler veya bu tekniklerin kombinasyonlarıyla hızlı tanı yöntemleri geliştirilmiştir.Öğe Occurence and antimicrobial resistance of Staphylococcus aureus and Salmonella spp. in retail fish samples in Turkey(PERGAMON-ELSEVIER SCIENCE LTD, 2015) Onmaz, Nurhan Ertaş; Abay, Seçil; Karadal, Fulden; Hızlısoy, Harun; Telli, Nihat; Al, SerhatThe aims of this study were to investigate the presence of Staphylococcus aureus and staphylococcal enterotoxins, as well as Salmonella spp. and to determine the antimicrobial susceptibilities of the isolates from fish samples. A total of 100 fish samples were analysed consisting of 30 anchovy, 35 trout and 35 sea bream. The presence of SEs was detected using ELISA and its genes confirmed by mPCR. Also, S. aureus and Salmonella spp. were detected in 9 (9%) and 5 (5%) samples, respectively. None of the S. aureus isolates had SEs and SEs genes. The resistance rates of the S. aureus isolates to erythromycin, tetracycline, and penicillin G were found to be 33% while Salmonella spp. isolates were resistant to trimethoprim-sulfamethoxazole, gentamicin and neomycine in 20%, 20% and 80%, respectively of the samples. It is of utmost important for public health that retail fish markets need to use hygienic practices in handling and processing operations. (C) 2014 Elsevier Ltd. All rights reserved.Öğe Occurrence and antibiotic susceptibility of Vibrio spp., Aeromonas spp. and Listeria spp. in seafoods(Selçuk Üniversitesi, 2022) Telli, Nihat; Telli, Arife Ezgi; Biçer, Yusuf; Turkal, Gamze; Kahraman, Hatice Ahu; Doğruer, YusufAim: In this study, it was aimed to determine the presence of Vibrio spp., Aeromonas spp., and Listeria spp. in finned fish and shrimps consumed in Turkey and the antibiotic resistance profile of the isolates using disc diffusion method. Materials and Methods: In the research, 300 seafoods obtained at different times were used as material. Following isolation by classical cultural method, classical PCR was performed to confirm the isolates at genus level and to identify at species level for pathogenic species. Results: Finfish and shrimp samples were contaminated with Vibrio spp., Aeromonas spp. and Listeria spp. with the rate of 19.4% (33/170), 14.7% (25/170), 4.1% (7/170) and 13.8% (18/130), 13.1% (17/130), 6.2% (8/130), respectively. Twenty-nine (9.7%) and 9 (3.0%) of the Vibrio spp. isolates were identified as V. parahaemolyticus and V. cholerae, respectively. Thirty (10%) of the Aeromonas spp. isolates were detected as A. hydrophila. L. monocytogenes and V. vulnificus was not detected in any of samples. Antibiotic resistance profile of the V. parahaemolyticus, V. cholerae, A. hydrophila and Listeria spp. isolates was streptomycin (71.4%), teicoplanin (71.4%), ampicillin (87.5%), teicoplanin (75%); streptomycin (80%), ampicillin (75%), cefixime (75%), penicillin (75%), sulfamethoxazole/trimethoprim (100%), tetracycline (75%); erythromycin (93.8%), vancomycin (81.2%), amoxacillin/clavulanic acid (78.6%), ampicillin (85.7%), cephalothin (92.9%), penicillin G (92.9%); and cephalothin (37.5%-42.9%), erythromycin (37.5%-42.9%), penicillin G (37.5%-42.9%), tetracycline (37.5%-42.9%), respectively. Conclusion: As a result, it is thought that fish and shrimp consumed in Turkey may be contaminated with pathogenic Vibrio and Aeromonas species, and antibiotic-resistant isolates may pose a risk to public health.Öğe Occurrence and antibiotic susceptibility of Vibrio spp., Aeromonas spp. and Listeria spp. in seafoods(Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, Mart 2022) Telli, Nihat; Kahraman, Hatice AhuAmaç: Bu çalışmada, Türkiye’de tüketilen yüzgeçli balıklarda ve karideslerde Vibrio spp., Aeromonas spp. ve Listeria spp. varlığının ve elde edilen izolatların antibiyotik direnç profilinin disk difüzyon yöntemi kullanılarak belirlenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmada, farklı zamanlarda toplanan 300 adet deniz ürünü materyal olarak kullanılmıştır. Klasik kültürel yöntemle izolasyonun ardından, izolatları cins düzeyinde doğrulamak ve patojen türleri tanımlamak için klasik PCR yapılmıştır. Bulgular: Yüzgeçli balık ve karides örnekleri Vibrio spp., Aeromonas spp. ve Listeria spp. ile sırasıyla %19,4 (33/170), %14,7 (25/170), %4,1 (7/170) and %13,8 (18/130), %13,1 (17/130), %6,2 (8/130) oranında kontamine bulunmuştur. Vibrio spp. izolatlarının 29 (%9,7)'u ve 9 (%3,0)’u sırasıyla V. parahaemolyticus ve V. cholerae olarak tanımlanmıştır. Aeromonas spp. izolatlarının 30 (%10)'u A. hydrophila olarak tespit edilmiştir. Örneklerin hiçbirinde L. monocytogenes ve V. vulnificus saptanmamıştır. V. parahaemolyticus, V. cholerae, A. hydrophila ve Listeria spp. izolatlarının antibiyotik direnç profili sırası ile streptomisin (%71,4), teikoplanin (%71,4), ampisilin (%87,5), teikoplanin (%75); streptomisin (%80), ampisilin (%75), sefiksim (%75), penisilin (%75), sulfametoksazol/trimetoprim (%100), tetrasiklin (%75); eritromisin (%93,8), vankomisin (%81,2), amoksasilin/ klavulanik asit (%78,6), ampisilin (%85,7), sefalotin (%92,9), penisilin G (%92,9); ve sefalotin (%37,5-%42,9), eritromisin (%37,5-%42,9), penisilin G (%37,5-%42,9), tetrasiklin (%37,5-%42,9) olarak tespit edilmiştir. Öneri: Sonuç olarak, Türkiye'de tüketilen balık ve karideslerin patojen Vibrio ve Aeromonas türleri ile kontamine olabilecekleri ve antibiyotik dirençli izolatların halk sağlığı açısından risk oluşturabileceği düşünülmektedir.Öğe Presence and antibiotic resistance of Salmonella spp. isolated from chicken meat and giblets consumed in Konya, Turkey(Selçuk Üniversitesi, 2018) Kahraman, Hatice Ahu; Telli, NihatAmaç: Bu çalışmada tüketime sunulan tavuk eti ve sakatatlarda Salmonella spp. ve iki önemli Salmonella serotipinin (S. Thyphimurium ve S. Enteritidis) varlığı ve izolatların antimikrobiyal direncinin belirlenmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Araştırmada Konya ilindeki süpermarket ve kasaplarda tüketime sunulan tavukların karaciğer (n = 40), taşlık (n = 40), kalp (n = 30), deri (n = 30), baget (n = 10) ve kanat (n = 20) örnekleri klasik kültür tekniği ile analiz edildi. Şüpheli Salmonella spp. izolatlarının moleküler düzeyde doğrulanması amacıyla gerçekleştirilen PCR uygulamasında Inv-A gen bölgesine ait primerler kullanıldı. S. Thyphimurium ve S. Enteritidis’e ait gen bölgelerinin tespitinde ise Flic-C ve IE-1 primerleri ile dupleks PCR (d-PCR) uygulandı. Bulgular: Toplam 170 örneğin 43'ü (% 25.29) Salmonella spp. pozitif olarak tespit edildi. d-PCR sonuçlarına göre izolatların hiçbirinde S. Thyphimurium ya da S. Enteritidis saptanmadı. İzolatlarda klindamisin, oksasilin, teikoplanin (% 100), vankomisin (% 79.1), eritromisin (% 79.1), nalidiksik asit (% 65.1), penisilin G (% 60.5) sefalotin (% 48,8), sülfametoksazol-trimetoprim ( % 37.2), tetrasiklin (% 37.2), ampisilin (% 23.3), kanamisin (% 18.6), kloramfenikol (% 11.6) amikasin, sefazolin, siprofloksasin ve gentamisine (% 4.7) direnç saptandı. Tüm izolatlar amoksisilin / klavulanik asit ve sefixime duyarlı bulundu. Öneri: Araştırmada S. Enteritidis ve S. Typhimurium'un tespit edilmemiş olması halk sağlığı açısından olumlu kabul edilmiştir. Bunun yanısıra, yasal mevzuat açısından daha düşük insidense sahip patojen türlerin tespit edilmesine yönelik çalışmalara dikkat çekmenin önemli olduğu düşünülmektedir. Ayrıca sık rastlanan patojen türlerin tespit edilmemesine rağmen, tür düzeyinde tespit edilen izolatlardaki antibiyotik direnç sonuçları antibiyotik sörvelans veritabanı için önemli bulunmuşturÖğe Presence and antimicrobial resistance profiles of Salmonella spp. in retailed sausages in Kayseri, Turkey(2014) Ertaş, Nurhan; Abay, Seçil; Telli, Nihat; Hızlısoy, Harun; Al, SerhatBu çal ı ş mada Kayseride satı ş a sunulan sucuklarda Salmonella spp.nin varl ı ğ ı ve elde edilen izolatlarda antimikrobiyel duyarl ı l ı ğ ı n ı n ara ş tı rı lmas ı amaçland ı . Toplam 100 numune incelendi. Salmonella spp. izolasyonu için ISO 6579 sayı l ı standard ı nda bildirilen kültür tekni ğ i modifiye edilerek kullan ı ld ı ve izolatlar PCR ile do ğ ruland ı . İzolatları n ampisilin, enrofloksasin, sefazolin, danofloksasin, gentamisin, nalidiksik asit, neomisin, oksitetrasiklin ve trimetoprim-sülfametaksazol antibiyotiklerine duyarl ı l ı kları disk difuzyon metodu ile belirlendi. İncelenen 100 örne ğ in 4ünden (%4) Salmonella spp. izole edildi. Bütün izolatlar sadece neomisine dirençli ve test edilen di ğ er antibiyotiklerden gentamisin haricindeki antibiyotiklere duyarl ı olarak belirlendi. Sadece bir adet Salmonella spp. izolatı gentamisine orta derecede duyarl ı bulundu. Elde edilen sonuçlar sucukları n Salmonella spp. ile sporadik olarak kontamine olabilece ğ ini ve halk sa ğl ı ğ ı için risk olu ş turabilece ğ ini göstermektedir.Öğe A Survey on the Presence of Listeria monocytogenes in Various Semi-Hard Cheeses from Different Regions of Turkey(MEDWELL ONLINE, 2011) Guner, Ahmet; Telli, NihatPresence of Listeria monocyto genes in various semi-hard traditional cheeses including Van otlu (herby), Carra, Konya kuflu (mouldy) and Urfa tulum produced at different regions of Turkey was in. vestigated. A total of 120 samples from these four cheese types were surveyed Listeria sp. were detected in 50 of the 120 samples. Ratios of contaminated samples with Listeria sp. in four cheese types were Van otlu, 36.6% (11/30), Carra, 56.6% (17/30), Konya kuflu 43.3% (13/30), Urfa tulum, 30% (9/30). L. monocytogenes was determined in 34 of the 120 samples. Numbers of contaminated samples with L. monocytogenes in four cheese types were Van otlu, 9 (30%), Carra, 14 (46.6%), Konya kuflu, 7(23.3%), Urfa tulum, 4 (13.3%). Listeria innocua, Listeria welshimeri and Listeria grayi were isolated from 2, 12 and 2 of the all samples, respectively. Listeria ivanovii and Listeria seeligeri were not detected in any of the samples. Any con:elation was not observed between the presence of Listeria sp. and chemical composition of the cheeses.Öğe Survival of Helicobacter pylori in Turkish Fermented Sucuk and Heat-Treated Sucuk during Production(INT ASSOC FOOD PROTECTION, 2011) Guner, Ahmet; Kav, Kursat; Tekinsen, Kemal Kaan; Dogruer, Yusuf; Telli, NihatThe aim of this study was to investigate the survival of Helicobacter pylori during production of sucuk (Turkish fermented sausage). The sucuk mixture was inoculated with H. pylori ATCC 43504 to produce a final level in the mixture of similar to 5 x 10(6) CFU/g. Samples in group I were fermented and dried traditionally at 22 degrees C for 7 days. Samples in groups It and III were subjected to the traditional fermentation at 22 degrees C for 3 clays. After fermentation, group It samples were fermented and dried at 35 degrees C for 4 days and group III samples were treated with heat until the core temperature reached 65 degrees C. On the first day of fermentation, a I log reduction in H. pylori was found in all groups. The H. pylori levels in all groups increased by about 1 log CFU/g by the third day of fermentation and reached the inoculation level. On the fifth and seventh days of fermentation, no appreciable change occurred in the level of H. pylori in groups I and II. After heat treatment, the H. pylori levels were below the level of detection, These results suggest that H. pylori can grow during sucuk fermentation and that a heat treatment should be used during sucuk processing to destroy H. pylori.