Yazar "Turgut, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antik Akdeniz Bölgesinde Salgın Hastalıkların İnanç Değişiklikleri Üzerindeki Etkileri(Selçuk Üniversitesi, 2022) Turgut, Muratİnsanlık tarihi boyunca görülen salgın hastalıklar insanların korkulu rüyaları olmuştur. İnsanlar salgının mikroplardan kaynaklandığını bilmediği için uzunca bir süre salgının tanrılar tarafından gönderildiklerini düşünmüşlerdir. Atina salgınından itibaren ise salgının dinsel sebepli olmadığı da düşünülmeye başlanmıştır. Salgın hastalıkların toplumlar üzerindeki en önemli etkisi öldürme güçleri olmuştur. Tarih boyunca özellikle de eskiçağda görülen salgın hastalıklar yüksek ölüm oranlarına sahip olmuşlardır. Salgınların öldürme güçlerinin yanında sosyal, ekonomik ve dini alanlarda pek çok değişime sebep oldukları bilinmektedir. Salgınların tanrı tarafından gönderildiği düşüncesi salgının gene tanrı tarafından ortadan kaldırılabileceği inancını getirmiştir. İnsanlar salgından kurtulmak için tanrılarına dualar etmişler ve onlar için çeşitli sunular gerçekleştirmişlerdir. İnandıkları tanrısal güçlerin salgını durdurmada yetersiz olduklarını gördükleri zaman bazı insanlar dinden uzaklaşmaya başlamışlardır. Bu insanlar inançsızlık, panteondaki bir diğer tanrıya daha fazla önem verme veya dışarıdan bilinmeyen yeni dinleri kabul etme yollarından birini seçmişlerdir. Belirtilen yollardan son ikisi, ilk belirtilene göre daha çok tercih edilmiştir. Salgın hastalıklara karşı insanların davranışları toplumdan topluma çeşitlilik göstermiştir. Toplumların reaksiyonları genellikle yeni inançların kabulü veya o inançlarda çareler aramak olmuştur. Bu çalışmada salgın hastalıkların sonucu antik Akdeniz toplumlarında yaşanan dinsel gelişmeler ve özellikle salgınların yeni inançlara geçişteki önemi incelenmiştir.Öğe GLOBAL FİNANSAL KRİZLER VE IMF EKSENLİ YAPILANMADA TÜRKİYE(Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2015) Turgut, Murat1990?lı yılların son dönemecinden itibaren global piyasalarda devinimli bir ?ekilde ?iddetini gösteren küreselle?me dalgaları olu?maya ba?lamı?tır. Bu Ekonomik küreselle?me evrelerindeki ?iddetle ise endüstrile?me evrelerini henüz tamamlayan ülkelerde küreselle?menin hızına paralel endüstriyel geli?imler beklenmi?tir. Fakat sık sık patlak veren finansal çökü?ler, Günümüz dünyasına, mali bakımdan görülen küreselle?me ile patlak veren krizlerin ana referans kaynaklarında önemli bulguların olduğunu göstermektedir. Makalemizde, Türkiye?de görülen finansal krizler referans alınarak, henüz endüstrile?me evresinde olan ülkelerde görülen krizleri önlemek yahut öngörmek için yapılması muhtemel analizler ve IMF?nin finansal krizler kar?ısındaki politika ve yetkinliği tartı?ılacaktır.Öğe Hitit dini düşüncesinde kutsal mekanlar (M.Ö. 1650 - M.S. 1200)(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Turgut, Murat; Bahar, Hasanİnsanlar, tarih boyunca bazı mekânlara kutsallık atfederek bu mekânların kutsal olduklarını düşünmüşler ve ona göre davranmışlardır. Bu kutsal mekânlar inançtan inanca, toplumdan topluma aktarıla gelmiştir. M. Ö. II. binyılda Orta Anadolu merkezli büyük bir medeniyet kuran Hititler de kendilerinden önceki ve çağdaşları olan toplumlardan etkilenerek, dini inançlarında birçok kutsal olarak kabul edilebilecek mekânlar barındırmışlar ve bazılarına anıtsal eserler inşa etmişlerdir. Bu mekânlar, tanrıların evi olarak görülen tapınaklar, dağlar; yaşamsal öneme sahip olan su kaynakları ve akarsular; yeri geldiğinde tanrıları temsil eden tanrı heykellerinin bulunduğu yerler ile kendilerine özgü tanrıları olan kentler olmuştur. Bu mekânlar, Hitit dini hayatındaki ritüellerde ve özellikle dini bayramlarında oldukça önemli bir konumda olmuştur. Buralarda, tanrılar için ritüeller yapılmış ve tanrılar hoşnut edilerek onların desteğinin kesilmemesi sağlanmaya çalışılmıştır.Öğe Hitit dini ritüellerinde kullanılan objeler(Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Turgut, Murat; Bahar, HasanHititler, dini ritüellerinde çok sayıda obje kullanmışlardır. Tanrıların günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla yiyecek – içecek sunuları gerçekleştirmişlerdir. Bu sunuların içerisinde ekmek, bira ve şarap önemli olmuştur. Sunular haricinde Hitit ritüellerinde insanlar, hayvanlar, ağaç – bitkiler, aletler, giysi ve süs ürünleri, kap çeşitleri, kraliyet sembolleri, ateş, sunaklar gibi birçok obje kullanılmıştır. Bu objelerin bazıları hem ritüelin gerçekleştirilmesinde yardımcı olmuşlar hem de çeşitli semboller olarak görev yapmışlardır. Çalışmanın içeriğinde hem Hitit yazılı belgeleri hem de arkeolojik malzemeler incelenmiştir. Bu çalışmada sunu veya diğer amaçlarla kullanılan objelerin nasıl kullanıldıkları, bazı objelerin neleri sembolize ettikleri konusu araştırılmıştır.Öğe Hititlerde yerleşim yeri-kutsal dağ ilişkisi üzerine bir mesafe önerisi(Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2018) Bahar, Hasan; Turgut, Murat; Küçük, BoraEskiçağ Tarihindeki birçok toplum gibi Hititler de dağların kutsal mekan olduklarını düşünmüşlerdir. Bu düşüncelerinin altında dağları tanrı olarak ve tanrıların yaşadıkları mekan olarak görmeleri vardır. Hititler bu düşünceleri sayesinde bazı ritüellerini dağlarda gerçekleştirmişlerdir. Hititler dini hayatlarında kullanmak için yerleşim yerlerinin yakınlarındaki bazı dağların kutsal olduklarını düşünmüşlerdir. Bu dağları kentleri ile özdeşleştirmişlerdir. Boğazkale – Yazılıkaya, Ortaköy – Ağılönü, Alacahöyük - Kalehisar Tepesi, Kuşaklı – Karatonus/Kulmaç Dağı, Oymaağaç – Adatepe, Çadır höyük – Çaltepe, Hatıp höyük – Hatıp kayalıkları, Maltepe Höyük – Arısama Dağı bunların en göze çarpanları olmuştur. Hitit yazılı belgelerinde, kentlerin dışında kalan açık hava kutsal mekanlarının nasıl belirlendiği konusunda açıklayıcı bilgiler bulunmamaktadır. Bizim düşüncemize göre ise kentlerin yakınlarında bulunan kutsal dağlar, birkaç saatlik yürüme mesafesinde (5 km.) yer almaktadır. Biz bu çalışmamızda, Hitit yönetici veya din adamlarının, kentlerinin kutsal dağlarını belirlerken, belirli bir mesafeye kadar olan yerleri seçtiklerini önereceğiz.Öğe İbrahim Hakkı Konyalı’nın Çalışmalarında Geçen Mitolojik Efsaneler(Selçuk Üniversitesi, 2016) Turgut, MuratEskiçağlarda birden fazla tanrının varlığına inanıldığı gibi onların yaşamış oldukları doğaüstü olayların ve mitolojik efsanelerin varlığına da inanılmıştır. Bu mitolojik efsaneler, bazen bir bazen de birden fazla antik çağ yazarının eserlerinde yer almıştır. İbrahim Hakkı Konyalı da yapmış olduğu çalışmalarında bu mitolojik efsanelere yer vermiştir. İbrahim Hakkı Konyalı’nın çalışmalarında yer verdiği mitolojik efsaneler Osiris, Cybele-Attis mitosları, Girit Labirenti efsanesi, Perseus efsanesi, Diouskurların doğumu, Roma’nın kuruluş efsanesi, Heracles efsaneleri, Midas efsaneleri ve Gordion düğümü olmuştur. Osiris Mısır toplumunda, Cybele-Attis mitosu ise Anadolu toplumunda, ölümsüzlük ve doğanın canlanması mitosları olarak bilinmektedir. Girit Labirent efsanesi, Minotour’un hapsedildiği labirentten, labirentin mimarı olan Daedalus ve oğlu Ikarus’un kaçışışını anlatır. Perseus efsanesi, terk edilen bir çocuğun olağanüstü hayat hikayesidir. Dioskur’lar Zeus’un bir ölümlü ile ilişkisinden doğan çocuklardır. Roma’nın kuruluş efsanesi, terk edilen ikiz kardeşlerin zor şartlarda hayatta kalması ve kardeşlerden birinin kurduğu kente tek başına hakim olmasıdır. Midas efsanelerinde, Midas’ın açgözlülükle dokunduğu her şeyin altına dönüşmesini dilemesi ve daha sonra bu durumdan kurtulmak istemesidir. Diğer Midas efsanesinde ise Midas’ın büyük kulakları ile ilgilidir. Heracles efsaneleri yarı tanrı olan Heracles’in başardığı olağanüstü işlerdir. Gordion düğümü efsanesi ise Phryg kralı Midas’ın kahinlerinin ortaya attığı bir kehanettir. İbrahim Hakkı Konyalı bu efsanelerden bahsederken efsaneleri ana hatlarıyla ele almıştır. Mısır kültüründeki Osiris mitosu ile Anadolu’da görülen Cybele-Attis mitosları arasında benzerliğin bulunduğunu belirtmiştir. Ayrıca Osiris, Cybele-Attis mitoslarının benzerinin Mezopotamya’da da yer aldığını söylemiştir. Konya Ermenek’te bulunan Meraspolis mağarasını, efsanevi Girit Labirenti ile ilişkilendirmiştir. Konya şehrinin ismi ile Perseus arasında bir bağlantı kurmuştur. Beyşehir’de ve Sidemara lahdinde Dioskurların tasvirlerinin yer aldığını belirtmiştir. Konya’da bulunan bir sikkedeki tasvirlerin Roma’nın kuruluş efsanesi ile ilişkili olduğuna değinmiştir. Akşehir’de Midas Çeşmesi ismi verilen yer hakkında bilgi vermiştir. Benzer şekilde çalışma yerlerinde bulunan bazı arkeolojik eserlerdeki sahneleri mitolojik olayların tasviri olarak yorumlamıştır. Bu makalede, İbrahim Hakkı Konyalı’nın özellikle Konya ve Konya çevresindeki araştırmalarında geçen mitolojik efsaneleri nasıl incelediği konusu ele alınmıştır.Öğe A Perspective of Distance on the Relation Between Settlement - Sacred Mountain in Hittites(SELCUK UNIV, FAC LETTERS, 2018) Bahar, Hasan; Turgut, Murat; Kucuk, BoraHittites thought that mountains were sacred places just as other societies in the ancient history. This was due to the idea that a mountain was viewed as a God and as an ermitage. Therefore, Hittites made some of their rituals on the mountains. Hittites thought some mountains, near their cities, were sacred mountains to be used in their religious lives. They consubstantiated these mountains with cities. The most notable ones are Bogazkale - Yazilikaya, Ortakoy - Agilonu, Alacahoyuk - Kalehisar Tepesi, Kusakli - Karatonus/Kulmac Dagi, Oymaagac - Adatepe, Cadir hoyuk - Caltepe, Hatip hoyuk - Hatip kayaligi, Maltepe Hoyuk - Arisama Dagi. There is no explanatory information in the Hittites cuneiform texts related with how open -air sacred spaces were chosen. We think that sacred mountains near the Hittite settlements were located within a few hours walking distance. In this paper, we will suggest that when Hitttie administrators or clergymen determined the sacred mountains of cities, they prefered to limit the distance within 5 km.Öğe Tarhuntašša’daki su kültü mekânları(2015) Turgut, MuratSu, insan hayatında yaşamsal bir ihtiyaç olmasının yanında, dini alanda da önemli bir obje olmuştur. Hititler de kendilerinden önceki ve çağdaşları birçok toplum gibi suyu kutsal olarak görmüşlerdir. Bu bağlamda su kaynaklarını ve ırmakları tanrı statüsünde görmüşler ve buralarda kutsal mekânlar oluşturmuşlardır. Tarhuntaa, günümüzde Konya ve yakın çevresini kapsamaktadır. Hititleriçin bu bölge önemli birtarım alanı olmuştur. Tanrılarına şükranlarını göstermek ve tarım için gerekli olan suyu, tanrılarından istemek için bu bölgede çeşitli kutsal alanlar oluşturmuşlardır. Bölgedeki bu yerler, Yalburt havuzu, Eflatunpınar havuzu, Köylütolu su kaynağı?barajı, Hulana ve Hulaia ırmakları, Kaletepe havuzu, Hatıp ve İvriz su kaynaklarıdır.