Yazar "Uçar, Tuba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Plazma destekli kimyasal buhar biriktirme yöntemi ile poli(hekza florobütil akrilat-co-glisidil metakrilat) nano kaplamaların sentezi ve karakterizasyonu(Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2016-01-06) Uçar, Tuba; Karaman, MustafaPlazma destekli kimyasal buhar biriktirme yöntemi (PECVD) polimerik ince filmlerin değişik yüzeylerde büyütülmesi, yüksek kaliteli filmlerin son derece düşük enerji ile üretilebilmesine olanak sağlaması bakımından son yıllarda polimer kaplama tekniği olarak önem kazanmıştır. Bu çalışmada, PECVD yöntemi ile silikon tabaka ve pamuklu kumaş yüzeylerine poli (2,2,3,4,4,4-Hekzaflorobutil akri-lat-co-Glisidil metakrilat) nanokaplamaları yapılmıştır. Çalışmada polimerizasyon tepkimeleri için gerekli enerji 13.56 Mhz radyo frekanslı (RF) indüktif eşleşmeli bir plazma reaktör kullanılarak elde edilmiştir. Kaplama sırasında vakum altında tutulan PECVD reaktörüne (2,2,3,4,4,4-Hekzaflorobutil akrilat) (HFBA) monomer buharı ve Glisidil metakrilat (GMA) monomer buharı gönderilerek monomer molekülleri RF güç kaynağı kullanılarak oluşturulan plazma ile silikon tabaka ve pamuk kumaş üzerine ince film şeklinde biriktirilmiştir. PGMA epoksi işlevselliği nedeniyle çeşitli uygulamalar için arzu edilen bir malzemedir. Düşük yüzey enerjili HFBA ile kopolimeri yapılarak mekanik dayanımı yüksek süper su itici (süperhidrofobik) yüzeyler oluşturulmuştur. Kaplanan yüzeylerin kimyasal ve morfolojik özelliklerini belirlemek için karakterizasyon çalışmaları yapılmıştır. Kaplamaların kimyasal analizi için FTIR ve XPS teknikleri kullanılıp analizler sonucunda düşük plazma güçlerinde yapılan kaplamalarda monomerlerin fonksiyonel gruplarını kaybetmediği görülmüştür. Yapılan FTIR analizleri sonucunda kopolimerin epoksi işlevselliğinin, reaktöre giren GMA monomerinin artmasıyla birlikte arttığı gözlemlenmiştir. Ku-maş üzerine yapılan kaplamaların fiziksel yapısı SEM analizi ile incelenmiştir. Yapılan analizler sonu-cunda kumaşların nefes alıp-verme özelliğini koruduğu, dokusunun ve yapısının bozulmadığı görülmüş-tür. Kumaş yüzeylerinin su temas açıları ultrasonifikasyon testi öncesi ve sonrası ölçülmüş ve yüzeylerin süperhidrofobik özelliklerini zorlu ultrasonifikasyon testi sonrasında bile koruduğu gözlemlenmiştir. Su temas açısı sonuçlarına göre P(HFBA-co-GMA) ile kaplanan filmlerin temas açılarının 150°'den daha fazla süperhidrofobik yüzeyler olduğu görülmüştür. Polimer filmlerinin mekanik özelliklerini tespit etmek amacıyla nano indentasyon analizi yapılmıştır. Yapılan test sonucunda epoksi yüzdesi arttıkça me-kanik dayanımın arttığı gözlemlenmiştir. Kaplama kalınlıkları profilometre kullanılarak ölçülmüş, 5.7 sccm GMA akış hızı, 60° taban sıcaklığı, 5 W plazma gücü ve 200 mtorr reaktör basıncı koşullarında kaplanan P(HFBA-co-GMA) filmlerin 84 nm/dk kaplama hızı ile kaplandığı tespit edilmiştir.Öğe The Relationship Between Social Support and Spousal Support Perceived by Women in the Postpartum Period and Readiness for Discharge(Selçuk Üniversitesi, 2022) Uçar, Tuba; Bal, Zeynep; Gökbulut, Nilay; Kantar, Ezgi Can; Güney, EsraAim: The study was conducted to determine the relationship between puerperal hospital readiness for discharge and social and spousal support. Materials and Methods: The descriptive and correlational study was conducted with 388 women over the age of 18 who were hospitalized in the puerperium ward of a public hospital between October 2018 and March 2019. Personal Information Form, Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS), Spouse Support Scale Perceived by Women in Early Postpartum Period (SSSPWEPP) and Readiness for Hospital Discharge Scale–New Mother Form (RHD-NMF) were used to collect the data. Results: The mean score of postpartum women from RHD-NMF was 171.41±28.55 with 89.9% of them to be ready for discharge. It was found that there was a weak positive correlation between total scores from RHD-NMF and MSPSS and its sub-dimensions (family, friends) (r=.164, r=.177, r=.156, respectively; p<0.01); it was determined that there was a weak positive correlation between total scores from RHD-NMF and SSSPWEPP and its sub-dimensions (emotional, physical, social) (r=.249, r=.199, r=.194, r=.232, respectively;p<0.01). Conclusion and Suggestions: In the study, it was determined that most of the puerperant women were ready for discharge. Readiness for discharge and social support, family support and friend support. In addition, it was determined that as the physical, emotional and social support of the spouse increased, the readiness for discharge from the hospital increased. In addition, it was found that the most important variables affecting readiness for discharge from the hospital were the support of friends and physical support of the spouse.Öğe Türkiye’de Farklı Etnik Yapılarda Çocukluk Çağı Travma Düzeylerinin Karşılaştırılması: Türk, Kürt, Zaza Örneği(Selçuk Üniversitesi, 2023 Eylül) Barut, Sümeyye; Uçar, Tuba; Çelik, Osman Tayyar; Sabancı Baransel, EsraAmaç: Çocukluk çağlarında olumsuz deneyimler ve travmalar yüksek oranlarda görülmektedir. Sağlık yaklaşımları açısından bu oranların etnik yapı düzeyinde belirlenmesi önemlidir. Bu çalışmada Türkiye’de farklı etnik yapılardaki olumsuz çocukluk çağı deneyimleri ve çocukluk çağı travma düzeylerini karşılaştırmak amaçlandı. Yöntem: Kesitsel nitelikte olan bu çalışma Facebook’ta yer alan kadın ve erkek grupları aracılığıyla web tabanlı bir çevrimiçi anket kullanılarak toplandı. Araştırmaya 18-49 yaş aralığında, etnik yapısı Türk, Kürt veya Zaza olan, Türkçe okuyabilen bireyler alındı. Anket formunu eksik veya dikkatsiz doldurduğu belirlenen katılımcılar çalışmadan dışlanarak 815 katılımcı ile çalışma tamamlandı. Araştırmanın verileri sosyodemografik özellikleri ve çocukluk çağında yaşanan bazı olumsuz deneyimleri içeren Tanımlayıcı Özellikleri Belirleme Formu ve Çocukluk Çağı Travmaları (ÇÇTÖ) kullanılarak toplandı. Bulgular: Kürt etnik yapıya sahip bireylerin fiziksel, duygusal ve cinsel istismar alt boyutu puan ortalaması Türk ve Zaza etnik yapıya sahip bireylere göre daha yüksek olduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi (p<0.05). Katılımcıların fiziksel ve duygusal ihmal alt boyutu puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı belirlendi (p>0.05). Zaza’ların %23.7’sinin aile içi fiziksel şiddete tanık olduğu, Kürt’lerin %16.3’ünün ayrımcılığa maruz kaldığı, Zaza’ların %26.0’sının aile dışı fiziksel şiddete tanık olduğu, Kürt’lerin %21.7’sinin hırsızlık tanığı/mağduru olduğu, Zaza’ların %16.0’sının yakınından birinin öldürüldüğüne tanık olduğu, Kürt’lerin %27.5’inin isyanlara tanık olduğu, Kürt’lerin %9.5’inin savaş ortamında bulunduğu ve gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu belirlendi (p<0.05). Sonuç: Sonuç olarak çalışmada farklı etnik yapıya sahip bireylerin orantısız veya daha yüksek oranda olumsuz deneyimlere maruz kaldıkları belirlendi.