Konya bölgesinde gestasyonel diabetes mellitus hastalarında panreatik β-hücre AYP-bağımlı potasyum kanal (katp) proteini kir6.2'yi şifreleyen KCNJ11 geninin taranması
Dosyalar
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Gestasyonel Diabetes Mellitus (GDM) değişik şiddette hiperglisemi ile sonuçlanan gebelik sırasında başlamış veya ilk defa gebelik sırasında fark edilmiş olan herhangi bir düzeydeki glukoz tolerans bozukluğudur ve Tip 2 Diabetes Mellitus (T2DM) gelişimi için yatkınlık oluşturmaktadır. GDM genellikle doğumla birlikte kaybolur ve kan şekeri normal sınırlara düşer. Doğumdan sonra diyabetin kalıcı olma ihtimali ise %5 civarındadır. Beş yıl içinde T2DM gelişme riski %50'dir ve sonraki gebeliklerde % 45' lik bir frekansta tekrarlayabilmektedir. GDM'li bireylerin daha sonra T2DM'ye yakalanma riskinin yüksek olması ve yine T2DM aile öyküsü olan bireylerde de GDM gelişme riskinin yüksek olması her iki hastalığın aynı genetik zemine sahip olabileceğini düşündürmektedir. Bu nedenle özellikle son yıllarda T2DM'nin genetik mimarisi üzerine yoğunlaşmış aday gen çalışmaları, bağlantı çalışmaları ve genom boyu ilişki çalışmaları (GWA) ile ortaya konan genler ve risk varyantlarının GDM gelişimi üzerinde etkileri araştırılmaktadır. Bu çalışmada da, T2DM'ye geçiş sürecinin önemli belirleyicisi olan GDM'nin ortaya çıkmasında genetik yatkınlık oluşturabileceği düşünülen Kir6.2 kanal proteinini kodlayan KCNJ11 geninin bizim toplumumuzdaki GDM'li bireylerde taranması ve literatürde yayınlanan polimorfizmlerin ve varsa toplumumuza özgü yeni polimorfizmlerin frekansları tespit edilerek hastalıkla ilişkileri bakımından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmamıza Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahiliye Anabilim Dalı Endokrinoloji Bilim Dalına başvuran; ADA kriterlerine göre GDM tanısı konmuş 50 hasta ve kontrol grubu için 41 sağlıklı gebe dahil edildi. KCNJ11 geninin kodlanan bölgesinin tamamı Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) ile çoğaltılarak çift yönlü dizi analizi ile değerlendirildi. Biyokimyasal tetkiklerde; glukoz ve insülin düzeyleri ölçüldü. Tüm analizlerde P<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Çalışmamızda literatürde rapor edilen 15 SNP' ten sadece 5 tanesi tespit edildi. Literatürden farklı olarak toplumumuza özgü yeni bir varyasyon tespit edilmedi. L267L ve L270V polimorfizmlerinin görülme sıklıklarının çok düşük olması nedeniyle istatistik analizleri yapılamadı. Aditif, dominant ve resesif modeller kurularak yapılan ilişki analizlerinde E23K (rs5219), A190A (rs5218), I337V (rs5215) polimorfizmlerinin GDM ile anlamlı bir ilişkisi saptanmadı (P>0.05). Sonuç olarak; bugüne kadar birçok populasyonda, T2DM'nin genetik zemininde yer aldığı gösterilen KCNJ11 genindeki polimorfizmler ile bizim toplumumuzda GDM hastalığı arasında bir ilişki tespit edilmedi. Bu çalışma ile ülkemizde ilk kez GDM'nin genetik zeminine yönelik popülasyon temelli bir yaklaşımla KCNJ11 geninin etkisi araştırıldı ve daha sonra yapılacak çalışmalar için bir temel oluşturuldu.
Gestational Diabetes Mellitus (GDM) is impaired glucose tolerance at any level, which began during pregnancy or was noticed for the first time during pregnancy resulting in varying degrees of hyperglycemia and predispose to the development of Type 2 Diabetes Mellitus (T2DM). GDM usually disappears at birth and the blood sugar decreases within normal limits. Permanent diabetes after birth is likely to be around 5%. The risk of developing T2DM is 50% within five years and it can be repeated around subsequent pregnancies with 45% frequency. Because of the high risk of developing T2DM later in individuals with GDM and also the high risk of developing GDM in individuals with family history of T2DM, suggests that both diseases may have the same genetic background. Therefore, especially in last years the effects of genes and risk variants determined by candidate gene studies, linkage studies and genome-wide association studies (GWA) concentrated in T2DM genetic architecture, on GDM developing have been investigated. İn this study, we aimed to scan the KCNJ11 gene which encodes Kir6.2 channel protein, thought to make susceptible to GDM development among individuals with GDM in our population and to evaluate the associations with the disease by determining the polymorphisms reported in the literature and the new ones specific to our population if any. Fifty patients diagnosed as GDM according to ADA criteria and 41 healthy pregnant women.for control group from Selcuk University Faculty of Medicine, Department of Internal Medicine, Endocrinology Department were included in our study. The whole coding region of the KCNJ11 gene were amplified by polymerase chain reaction (PCR) and was evaluated by two-way sequencing analysis. In biochemical tests; glucose and insulin levels were measured. In all analyzes, P<0.05 was considered statistically significant. In our study, 5 of the 15 SNPs reported in the literature (GenBank) were determined. We did not find any new polymorphism specific to our population. Statistical analysis could not be performed for L267L and L270V polymorphism because of their low frequency. No significant association was determined between E23K (rs5219), A190 (rs5218) , I337V (rs5215) polymorphisms with GDM under additive, dominant and ressesive models (P > 0.05). In conclusion; no association was determined between GDM and the polymorphisms in KCNJ11 which have shown in the genetic basis of T2DM in many populations until today. With this study for the first time the effect of KCNJ11 gene on genetic basis of GDM was investigated by a population based study and presented a basic work for subsequent studies.