Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • DSpace İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Sevinç, Mutlu" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 20 / 23
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The Clinical-Chemical Parameters, Serum Lipoproteins and Fatty Infiltration of the Liver in Ketotic Cows
    (SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY-TUBITAK, 1998) Sevinç, Mutlu; Başoğlu, Abdullah; Öztok, İsmail; Sandıkçı, Mustafa; Birdane, Fatih
    The objective of this study was to provide a unique insight into the relationship between ketosis and fat cow syndrome using clinical-chemical parameters, serum lipoproteins and histopathological changes of the liver. The cholesterol and protein concentrations were significantly lower in the ketotic cows (p<0.05) than in the controls. The glucose and HDL-cholesterol levels were significantly lower in the ketotic cows (p<0.01) than controls. The total bilirubin, CPK levels (p<0.05), and direct bilirubin, albumin levels (p<0.01) were significantly higher in the than controls. The percentage of fatty in filtration of the liver parenchyma varied from 27 to 42 percent in seven ketotic caws and was 13 per cent in one ketotic cow, in light of this a relationship was established between postpartum clinical ketosis and fat cow syndrome.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Concentration of Insulin and Glucose in Dairy Cows With Abomasal Displacement
    (Indian Veterinary Journal, 2000) Ok, Mahmut; Şen, İsmail; Birdane, Fatih Mehmet; Sevinç, Mutlu; Aslan, Veysi; Alkan, Feyzanur
    [Abstract not Available]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Efficacy of Sodium Borate in the Prevention of Fatty Liver in Dairy Cows
    (Amer Coll Veterinary Internal Medicine, 2002) Başoğlu, Abdullah; Sevinç, Mutlu; Birdane, Fatih Mehmet; Boydak, Murat
    The effects of sodium borate (100 mg/kg body weight, PO, 15 days) from a month before expected calving until a month after calving were evaluated in dairy cows susceptible to fatty liver. Cows received either sodium borate (n = 13) or no treatment (n = 10). All cows had mild fatty livers and increased plasma triglycerides and very low density lipoprotein (VLDL) concentrations at the beginning of the experiment. The control group of cows developed significant fatty liver after calving, and 2 of them had severe fatty liver associated with clinical and biochemical abnormalities. There were no clinicopathological signs related to sodium borate administration. Serum triglycerides and VLDL concentrations before calving decreased significantly at calving and after calving in controls, and they were within the normal range only after calving. There were significant alterations during the experiment in some hematological and chemical variables between groups, within period, but they were within the normal range. Unlike treated cows, serum triglycerides and VLDL concentrations correlated with liver fat content after calving in untreated cows. Our results document that sodium berate decreases the degree of fatty liver in dairy cows during early lactation.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Fatty Liver in Periparturient Diseases of Dairy Cows
    (Indian Veterinary Journal, 2002) Sevinç, Mutlu; Başoğlu, Abdullah; Ok, Mahmut
    [Abstract not Available]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    İshalli buzağılarda cryptosporidiosisin yaygınlığı
    (2011) Ekici, Özlem Derinbay; Sevinç, Ferda; Coşkun, Alparslan; Işık, Nermin; Sevinç, Mutlu
    Amaç: Bu çalışmada 2005-2009 tarihleri arasında, S.Ü. Veteriner Fakültesi Parazitoloji A.B.D. laboratuarına gelen akut ishalli buzağılarda Cryptosporidium sp. prevalansının araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Çalışmada yaşları 1-35 gün arasında değişen 368 adet akut ishalli buzağı dışkısı materyal olarak kullanıldı. Dışkı örnekleri, Modifiye Ziehl-Neelsen tekniği ile boyandıktan sonra mikroskopta Cryptosporidium sp. ookistleri yönünden incelendi. Bulgular: Dışkı örneklerinin laboratuar incelemesinde, 368 ishalli dışkı örneğinin 145 (%39.4)’inde Cryptosporidium sp. ookisti saptandı. Cryptosporidium sp. ookistleri en yüksek 1-10 günlük buzağılarda %46 oranında belirlenirken en az 11-20 günlük buzağılarda %31 oranında görüldü. Öneri: Neonatal buzağılarda görülen ishallerin tedavisinde C. parvum’unda dikkate alınması gerektiği sonucuna varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Köpeklerde Alloksan ile Oluşturulan Eksperi?mental Di?abetes Üzeri?nde Araştırmalar
    (Selçuk Üniversitesi, 1992 Mart) Tiftik, Ali Muhtar; Turgut, Kürşat; Gürbilek, Mehmet; Sevinç, Mutlu
    In this investigation, nine healthy dogs weighing from 9 to 20 kg were used. The dogs were made diabetic by a single intravenous injection of 0.60-0.70 mmol/kg bw of alloxan. Intravenous glucose tolerance tests (IVGTT) were done at the beginning of the study and in the second weeks of alloxan injections. At the beginning of the study, the mean values of fasted plasma glucose and insulin were found to be 4.56 ± 0.32 mmol/1 and 9.73 ± 2.69 mU/ml respectively. After the alloxan injections, clear hyperglycemia and decreasing insulin levels were determined and plasma insulin levels waried between 0-5.33 mU/ml during the study. In the urinalyses, glucosuria, ketonuria, proteinuria and decreased urinary pH levels were observed in the alloxan diabetic dogs. After diabetes occured, experimental diets (low high fibre diets) periode was started. Increasig plasma glucose levels were determined During the low fibre diet periode whereas decreasing glucose levels determined in the high diet periode. It is concluded that, it is necessary to apply the IVGTT for the certain diagnosis of diabetes and it is appropriate the recommend of rye bread for the regulation of hyperglycemia.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Köpeklerin gıda alerjilerinin tedavisinde steroidal ve nonsterodial antienflamatuvar ilaçların klinik etkinliklerinin karşılaştırılması
    (1997) Maden, Mehmet; Sevinç, Mutlu; Or, Erman
    Bu araştırmanın amacı, gıda alerjisinin tedavisinde steroidal ve nonsteroidal antienflamatuvar ilaçların klinik etkinliğinin karşılaştırılmasıdır. Bu amaçla 11'i steroid, 13'ü nonsteroid antienflamatuvar ilaç uygulanan gruplarda olmak üzere toplam 24 gıda alerjili köpek kullanıldı. Köpeklerin tedavi öncesi klinik muayeneleri yapıldı, tüm köpeklerin yaş, ırk ve cinsiyetleri ile deri lezyonlarının (kaşıntı, alopesi, eritem, hiperpigmentasyon, papüller, püstüller, kabuklanma, saborhea, akut nemli dermatitis, follikülitis ve pyoderma) şiddeti ve lokalizasyonu kaydedildi. Tüm köpeklerden tedavi öncesi ve sonrası kan örnekleri alınarak serum biyokimya profilleri değerlendirildi. Tüm köpeklere otohemoterapi yapıldı. Steroid grubunda bulunan köpeklere 5mg/kg dozunda Eritromisin (Erivet-Abfar), 0.5-1 mg dozunda Deksametazon (Devan-Topkim) ve 1 cc/20 kg dozunda Tripeiennamine (Vetibenzamin-Cıba-Geigy); Nonsteroid grubunda bulunan köpeklere ise aynı doz Eritromisin ile birlikte Flunixin meglumine 0.3 mg/kg dozunda (FinadynR)-Eczacıbaşı) i.M. olarak uygulandı. Tedaviye lezyonlar tamamen ortadan kalkıncaya kadar devam edildi. Steroid grubunda tedaviye cevabın başlaması en erken 5. günde olurken, nonsteroid grubunda 3. günde lezyonların rezolüsyonu başladı ve kaşıntı azaldı. Buna göre steroid grubunda tedavi süresi 6 köpekte 7 gün, 5 köpekte 5 gün olarak kaydedildi. Nonsteroid grubundaki köpeklerin tamamında 5 günde iyileşme sağlandı. Sonuç olarak, fluniksin megiumine'in gıda alerjilerinin medikal tedavisinde kullanılabileceği ve tedavi etkinliği ve süresi bakımından da deksametazondan daha yararlı olduğu kanısına varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kuzularda Deneysel Olarak Oluşturulan Serebrokortikal Nekrozda Kli?ni?k, Laboratuvar ve Patoloji?k Bulgular
    (Selçuk Üniversitesi, 1995 Ocak) Ok, Mahmut; Aslan, Veysi; Maden, Mehmet; Sevinç, Mutlu; Çiftçi, M. Kemal; Yener, Zabit
    This study was undertaken to determine pathological changes of cerebrocortical necrosis (CCN) experi mentally induced by given amprolium in lambs. Six healthy lambs, aging between 7 and 9 months and weighting be tween 11 and 15 kg were used as a material. Six lambs were divided into two groups to be three animals in each group (group 1,10. Amprolium (600 mg/kg/day) was given per oral to the both groups of lambs by stomach tube dur ing experiment. The symptoms of CCN in lambs were observed between 29 and 63 days of the experiment. While the lambs in the group II were treated with thiamine (500 mg/day) after clinical symptoms of CCN were appeared, the lambs in the group I were not applied any treatment. Plasma tiamin concentration decreased dramatically from 4.42 pm to 0.62 pgm (p< 0.01) and aftering treatment, inclined to 3.2 µg/ml in the lambs of group II. Serum CPK, ALT, AST ve glucose concentration increased dramatically (p<0.01). The lambs in the group I were necropsied when the all symptoms of CCN were observed. The lambs in the group Il were necropsied when the clinical symptoms of CCN were disappered after treatment. At the necropsy, meningial hiperemia, swollen and oedematus brain tissues were observed in all the lambs of group 1. The slight cedema in the brain was detected in the lambs group II Histologically. ichemic neuronal changes, perivasculer and perineuronal oedema, focal necrosis in cerebellar cortex and colliculus were determined in all the lambs of group I. The results of this research work showed that using long term and high dose of amprolium in lamb caused cerebrocortical necrosis and deficies thiamin of lambs with thiamin treatment would be of benent in the care of CCN.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Lipid and Lipoprotein Levels in Dairy Cows With Fatty Liver
    (Scientific Technical Research Council Turkey, 2003) Sevinç, Mutlu; Başoğlu, Abdullah; Güzelbektaş, Hasan; Boydak, Murat
    The purpose of this investigation was to establish whether there were any differences in the lipid and lipoprotein levels of dairy cows with fatty liver. Fifty-four dairy cows with fatty liver and 12 healthy dairy cows were used in the study. The liver fat content was determined in all cows histologically. Cows with fatty liver (n = 54) were grouped according to liver fat content as cows with mild (n = 17), moderate (n = 17) or severe(n = 20) fatty liver. Fat infiltration in the liver was not observed in the healthy group of cows. Some serum chemical parameters including albumin, triglyceride, total cholesterol, high-density lipoprotein, and low-density lipoprotein levels were measured in all the cows. Very low-density lipoprotein levels were calculated by the following formula: triglyceride/5. There was a significant decrease (p = 0.000; p = 0.005; p = 0.011, respectively) in albumin, total cholesterol and low-density lipoprotein levels in cows with moderate and severe fatty liver, while triglyceride and very low-density lipoprotein levels were significantly lower (p = 0.000) in all the fatty liver groups. High-density lipoprotein levels were significantly lower (p = 0.028) in cows with moderate fatty liver. There was a significant negative correlation between the degree of fat infiltration and other parameters except for high-density lipoproteins. In conclusion, notable changes in lipid and lipoprotein levels were determined in cows with moderate and severe fatty liver.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Liver Function in Dairy Cows With Abomasal Displacement
    (ECOLE NATIONALE VETERINAIRE TOULOUSE, 2002) Sevinç, Mutlu; Ok, Mahmut; Başoğlu, Abdullah
    The aim of this study was to establish the changes that [nay occur in liver function in dairy cows with abomasal displacement. The liver biopsies from cows with abomasal displacement had 31.5+/-6.1 % fat infiltration. Some chemical parameters (bile acid, glucose, total protein, urea, albumin, globulin, total bilirubin, direct bilirubin, indirect bilirubin, AST, ALT, GGT, CK, triglyceride, total cholesterol, HDL-cholesterol, LDL-cholesterol, VLDL-cholesterol) were measured. Serum AST (p<0.01) and GGT (p<0.001) levels were significantly increased, and HDL-cholesterol (p<0.001) significantly decreased in cows with abomasal displacement compared to healthy cows. There were significant alterations in urea, total protein, albumin, total cholesterol, total bilirubin and indirect bilirubin concentrations, but they were within normal range limits in the same animals. In conclusion, GGT and AST concentrations, and liver biopsy seem to be helpful in the assessment of liver function in cows with abomasal displacement.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Peri and Postparturient Concentrations of Lipid Lipoprotein Insulin and Glucose in Normal Dairy Cows
    (SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY, 1998) Başoğlu, Abdullah; Sevinç, Mutlu; Ok, Mahmut; Gökçen, Mursel
    In order to provide uniqe insight into the metabolic disturbences seen after calving cholesterol, triglycerid, high density lipoprotein, low density lipoprotein, very low density lipoprotein, glucose and insulin levels in serum were studied before calving (group I), in aerly (group II) and late (group III) lactation in 24 normal cows. Serum lipoproteins were separeted into various density classes by repeated ultracentrifugation. The results indicate that there was a rise in glucose, tryglycerid and very low density lipoprotein levels before calving, and in cholesterol and high density lipoprotein levels late lactation, and the dairy cows were inclined fatty liver because of lower very low density lipoprotein and glucose levels in early and late lactation, and were inclined hyperketonemia in early lactation because of lower insulin level than in late lactation.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Plasma Transfusion in Calves with Failure of Passive Colostral Transfer
    (SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY, 1998) Turgut, Kürşat; Başoğlu, Abdullah; Sevinç, Mutlu; Şen, İsmail; Yıldız, Metin; Kaleli, Süleyman
    Plasma administration was studied in newborn calves with failure of passive colostral transfer (FPCT). Eighteen sick Holstein calves with FPCT (Experimental group) and 6 healthy Holstein calves known to have consumed colostrum (Control group) were used as a materials, Failure of passive colostral transfer was confirmed by a negative gluteraldehyde coagulation test (GACT). Calves with FPCT were weighed on presentation and were randomly divided in to three groups (each group consisted of 6 carves) in those treatment was designed as follows: Experimental group I (EG I) carves were treated with antimicrobials, fluids, various supportive measures, and plasma transfusion was given at the dose of 30 ml/kg body weight, Experimental group ii (EG II) calves were treated with antimicrobials, fluids, various supportive measures, and plasma transfusion was given at the dose of 40 ml/kg body weight. Experimental group III (EG iii) calves were treated with antimicrobials, fluids and various supportive measures. The mean concentrations of serum total protein were significantly greater in calves of control group as compared to calves of EGI, EGII and EGIII (p<0.05). The mean concentrations of serum total protein significantly increased in calves of EGI and EGII after the treatment (p<0.05). The mean concentrations of ail serum protein fractions except beta-globulin fraction were significantly greater in calves of control group as compared to calves of EGI, EGII and EGIII (p<0.05), Calves administered plasma at the dose of 40 ml/kg body weight, I.V. (EGII) showed increased serum alpha-globulin and gamma-globulin concentrations. Serum albumin and beta-globulin fractions were not influenced by plasma administration (p>0.05). The result of the study showed that plasma transfusion at the dose of 40 ml/kg body weight could restore protective levels of Ig and could provide considerable recovery in calves with severe FPCT.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Pneumo-Enteri?ti?sli? Buzağılarda Kan Protei?nleri? ve Glutaraldehi?t Testi?ni?n Teşhi?s ve Prognozdaki? Önemi?
    (Selçuk Üniversitesi, 1993 Ocak) Aslan, Veysi; Ok, Mahmut; Maden, Mehmet; Sevinç, Mutlu; Kurtoğlu, Firuze
    Fifteen healthy calves, sixteen calves with enteritis infections and seventeen calves, with pneumonia infections were used in thes study Clinical and laboratory examinations (Serum total protein, albumin, globulin and plasma fibrinogen levels, leucocyte counts and PCV), microorganism identification and antibiotis sensitivity and Glutaraldehyde test were performed. The differencies between albumin and fibrinogen rate of healthy calves and calves with enteric infections were found more significantly (p < 0.01) . The differents between albumin, leucocyt counts and fibrinogen rate of healthy and calves with pneumonia infections were found more significantly (p<0.01). Results of study showed that clinical findings, microorganism isolate and GA test, albumin, fibrinogen and leucocyt counts could be more significant (p<0.05) in the diagnosis of enteric and pneumonia infections
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sağlıklı, ishalli ve prematüre buzağılarda eritromisin ve betanekolün abomazal boşalma oranına etkisi
    (Selçuk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2017) Güzelbekteş, Hasan; Engin, Şebnem Canikli; Sevinç, Mutlu
    Amaç: Bu araştırmada sağlıklı, ishalli ve prematüre buzağılarda, prokinetik ajanlardan olan eritromisin ve betanekolün abomazal boşalma oranı üzerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmada 5 adet sağlıklı, 12 adet ishalli ve 12 adet prematüre buzağı kullanıldı. Bu üç gruptaki buzağılar da kendi aralarında da gruplandırılarak, bir gruba IM 10 mg/kg dozunda eritromisin verildi, bir gruba IM 0,07 mg/kg dozunda betanekol verildi, bir diğer gruba ise herhangi bir ilaç uygulaması yapılmadı ve ardından tüm gruplara süt ikamesi içirildi. Gastrointestinal motiliteyi asetaminofen ve glikoz absorbsiyon testleri ile değerlendirmek amacıyla, içirilen her süt ikamesi içerisine 50 mg/kg asetaminofen ve 25 gram/L glikoz ilavesi yapıldı. Süt ikamesi içirilmeden önce (0. değer) ve içirildikten sonra ki 30, 60, 90, 120, 180, 240 ve 300. dakikalarda kan örnekleri toplandı. Ayrıca deneme süresince buzağıların solunum sayıları ve kalp atım sayıları da kayıt edildi. Bulgular: Tüm gruplarda, ilaç uygulamasını takiben solunum sayıları, nabız sayıları ve genel durumlarında bir değişiklik gözlenmedi. Buzağıların bazılarında dışkının hafif sulu kıvama geldiği, prematüre buzağılarda genellikle 180 dk sonra dışkılama şekillendiği gözlendi. Prematüre gruptaki buzağılarda eritromisin uygulaması sonrasında asetaminofen ve glikoz Cmax, Tmax ile AUC değerleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, daha yüksek Cmax (P<0,05), daha kısa Tmax (P>0,05) ve daha büyük AUC değerlerine (P>0,05) ulaştığı belirlendi. Öneri: Klinik ve laboratuvar bulgular temelinde prematüre buzağılara 10 mg/kg dozunda eritromisin IM uygulamasının daha hızlı abomazal boşalma sağlayabileceği ifade edilebilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Sağlıklı, ishalli ve prematüre buzağılarda eritromisin ve betanekolün abomazal boşalma oranına etkisi
    (2017) Engin, Şebnem Canikli; Sevinç, Mutlu; Güzelbekteş², Hasan
    Amaç: Bu araştırmada sağlıklı, ishalli ve prematüre buzağılarda, prokinetik ajanlardan olan eritromisin ve betanekolün abomazal boşalma oranı üzerine etkisini belirlemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Araştırmada 5 adet sağlıklı, 12 adet ishalli ve 12 adet prematüre buzağı kullanıldı. Bu üç gruptaki buzağılar da kendi aralarında da gruplandırılarak, bir gruba IM 10 mg/kg dozunda eritromisin verildi, bir gruba IM 0,07 mg/kg dozunda betanekol verildi, bir diğer gruba ise herhangi bir ilaç uygulaması yapılmadı ve ardından tüm gruplara süt ikamesi içirildi. Gastrointestinal motiliteyi asetaminofen ve glikoz absorbsiyon testleri ile değerlendirmek amacıyla, içirilen her süt ikamesi içerisine 50 mg/kg asetaminofen ve 25 gram/L glikoz ilavesi yapıldı. Süt ikamesi içirilmeden önce (0. değer) ve içirildikten sonra ki 30, 60, 90, 120, 180, 240 ve 300. dakikalarda kan örnekleri toplandı. Ayrıca deneme süresince buzağıların solunum sayıları ve kalp atım sayıları da kayıt edildi.Bulgular: Tüm gruplarda, ilaç uygulamasını takiben solunum sayıları, nabız sayıları ve genel durumlarında bir değişiklik gözlenmedi. Buzağıların bazılarında dışkının hafif sulu kıvama geldiği, prematüre buzağılarda genellikle 180 dk sonra dışkılama şekillendiği gözlendi. Prematüre gruptaki buzağılarda eritromisin uygulaması sonrasında asetaminofen ve glikoz Cmax, Tmax ile AUC değerleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, daha yüksek Cmax (P0,05), daha kısa Tmax (P0,05) ve daha büyük AUC değerlerine (P0,05) ulaştığı belirlendi.Öneri: Klinik ve laboratuvar bulgular temelinde prematüre buzağılara 10 mg/kg dozunda eritromisin IM uygulamasının daha hızlı abomazal boşalma sağlayabileceği ifade edilebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sütçü ineklerde doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilgisi
    (Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 1994) Sevinç, Mutlu; Aslan, Veysi
    Bu çalışma ülkemizde sık olarak görülen metabolik hastalıklardan doğum felci'nin (hipokalsemi) karaciğer yağlanması ile olan ilgisini ortaya koymak, ayrıca plazma iyonize kalsiyum (ICa++), normalize kalsiyum (Norm Ca++) konsantrasyonu ve bazı metabolik profillerin belirlenerek, bunların teşhis ve tedavideki önemini ortaya koymak amacıyla yapıldı. Bu amaç için 20 baş doğum felci tanısı konan ve 10 baş da yeni doğum yapmış sağlıklı sığır olmak üzere toplam 30 baş Holstein ve Brown Swiss (İsviçre Esmeri) inek kullanıldı. Bütün hayvanların klinik ve labaratuvar muayeneleri yapıldı ve karaciğerlerinden biopsi örnekleri alındı. Hayvanların sistemik klinik muayeneleri (rektal ısı, nabız ve solunum sayılan, deri ısısı, rumen hareketleri, ürinasyon ve defekasyon durumları), tedavi öncesi ve tedavi sonrası laboratuvar muayeneleri (kan pH, PC02, P02, Hct, tHb, plazma HCO 3, baz fazlalığı, ICa++, Norm Ca++, Na+, K+, serum TCa++, P+, Mg++, trigliserit, fosfolipid, kolesterol, total protein ve albumin konsantrasyonları ile AST, ALT, ALK- P ve CPK aktiviteleri) yapıldı. Karaciğer biyopsi örneklerinden yağlanma yüzdeleri belirlendi. Doğum felci, sığırların büyük çoğunluğunda doğumdan sonra, sadece iki hayvanda doğumdan bir kaç gün önce meydana geldi. Kalsiyum konsantrasyonunun ölçülmesiyle, hayvanlardan 2'sinde hastalığın birinci dönemde, 13'nde ikinci dönemde ve 5'nde de üçüncü dönemde olduğu tespit edildi. Tedavi öncesi rektal ısı ve solunum sayısı ortalamaları, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) bulundu. Tedavi sonrası nabız sayısı ortalaması, tedavi öncesi nabız sayısı ortalamasından önemli ölçüde yüksekti (p<0.01). Tedavi sonrası kan pH ve plazma HCO 3 konsantrasyonu ortalaması, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) idi. Tedavi sonrası kan PC02 basıncı (p<0.05) ve P02 basıncı (p<0.01) kontrol grubu hayvanlara göre yüksek bulundu. Tedavi öncesi ve tedavi sonrası plazma baz fazlalığı (BE) kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) tespit edildi ve tedavi sonrası plazma BE konsantrasyonu, tedavi öncesi plazma BE konsantrasyonuna göre de önemli ölçüde düşüktü (p<0.01). Tedavi sonrası plazma Na+ konsantrasyonu kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01), plazma K+ konsantrasyonu ise kontrol grubuna göre önemli ölçüde yüksekti (p<0.01). Plazma Na+ konsantrasyonu ile karaciğer yağlanma yüzdeleri arasında önemli ölçüde (p<0.05) negatif korelasyon tespit edildi. Tedavi öncesi plazma ICa++ ve Norm Ca++, serum TCa++, P+ ve Mg++ konsantrasyonları kontrol grubuna göre önemli ölçüde düşük (pO.Ol) iken, tedavi sonrası plazma ICa++, Norm Ca++ ve serum TCa++ konsantrasyonları kontrol grubuna göre önemli ölçüde yüksek (p<0.01) tespit edildi. Tedavi öncesi ve sonrası serum ALT, fosfolipit ve protein konsantrasyonu ortalamaları, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşük (p<0.01) bulundu. Tedaviden önce ve sonra ölçülen serum CPK konsanrasyonu ortalaması, kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde yüksekti (p<0.01). Tedaviden önce ve sonra ölçülen serum albumin ve kolesterol konsantrasyonu kontrol grubu hayvanlara göre önemli ölçüde düşüktü (p<0.05). Karaciğerdeki yağlanma yüzdesi ile serum albumin (p<0.05) ve kolesterol (p<0.01) konsantrasyonları arasında negatif korelasyon tespit edildi. Deneme ve kontrol grubu hayvanların biyopsi örneklerinin incelenmesi sonucu deneme grubunun %70'nde çeşidi derecelerde karaciğer yağlanması tespit edildi. Sonuç olarak doğum felci vakalarının teşhisinde, ICa++, Norm Ca++ seviyesinin ve metabolik profilin belirlenmesinin önemli olduğu ve hayvanların büyük çoğunluğunda da çeşitli derecelerde karaciğer yağlanmasının tespit edilmesi, doğum felcinin karaciğer yağlanması ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle doğum felcinin tedavisinde karaciğer yağlanmasının da göz önünde tutularak kalsiyumla birlikte karaciğer koruyucu ve lipotropik etkili ilaçların verilmesinin faydalı olacağı kanısına varıldı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sütçü İneklerde Doğum Felcinin Karaciğer Yağlanması ile İlgisi
    (SCIENTIFIC TECHNICAL RESEARCH COUNCIL TURKEY-TUBITAK, 1998) Sevinç, Mutlu; Aslan, Veysi
    This study was conducted to find out the association between parturient parasis and fatty liver. Ionized and normalized calcium concentrations in the plasma and blood pH, HCO3 , PO2 , BE various metabolic profiles (P, Mg, Na, K, ALT, fosfolipid, protein, CPK, albumine, cholesterol) in the serum samples were evaluated in order to reach a diagnostic and therapeutic results. All the cows were subjected to clinical and laboratory determinations and percutaneous liver biopsy was provided. The blood pH, HCO3 , BE, ICa++, TCa++, P, Mg, ALT and fosfolipid concentrations were significantly (p<0.001) lower, in a contrast the value of CPK was significantly (p<0.001) elevated. The evaluation of biopsy specimens of the both experimental and control groups of cows revealed that, 70 percent of cows in the experimental group had varying degrees of fatty liver while, cows in the control group had no evidence of fatty liver.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sütçü İneklerde Doğum Felcinin Karaciğer Yağlanması ile İlgisi
    (1998) Sevinç, Mutlu; Aslan, Veysi
    Bu çalışma ülkemizde sık olarak görülen metabolik hastalıklardan, doğum felci’nin (hipokalsemi) karaciğer yağlanması ile olan ilgisini ortaya koymak, ayrıca plazma iyonize kalsiyum (ICa++), normalize kalsiyum (Norm Ca++), kan pH, HCO3 , PO2 , PCO2 ve BE konsantrasyonu ve bazı metabolik (P, Mg, Na, K, ALT fosfolipid, protein CPK, albumin, kolesterol) profillerin belirlenerek, bunların teşhis ve tedavideki önemini ortaya koymak amacıyla yapıldı. Tüm hayvanların klinik ve laboratuvar muayeneleri yapıldı ve karaciğerlerinden perkutaneoz biopsi örnekleri alındı. Tedavi öncesi kan pH, HCO3 , BE, ICa++, TCa++, P, Mg, ALT, fosfolipid konsantrasyonları kontrollere oranla öneli derecede (p<0.001) düşük, CPK ise aynı derecede yüksek bulundu. Biopsi örneklerinin analizi sonucu hayvanların % 70'inde çeşitli derecelerde karaciğer yağlanması saptandı.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sütçü Sığırlarda Doğum Öncesi Doğum ve Doğum Sonrası Lipid ve Lipoprotein Konsantrasyonları
    (Selçuk Üniversitesi, 1998) Sevinç, Mutlu; Başoğlu, Abdullah; Birdane, Fatih; Öztok, İsmail; Yenice, Mustafa
    In this study, cholesterol, lriglyceride; HDL, LDL and VLDL concenlrations in sera were analysed from Ihe sevenlh monlh ol pregnancy lo lhe second monlh ollaclalion in !3 Holslein dairy cows. Triglyceride and VLDL concenlraıions were signilicantly elevaıed (p
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sütçü Sığırlarda Klinik Mastitisin Karaciğer Yağlanması İle İlişkisi
    (2002) Sevinç, Mutlu; Başoğlu, Abdullah; Semacan, Ahmet; Şen, İsmail; Boydak, Murat
    Bu çalışma, klinik mastitis ile karaciğer yağlanması arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla yapıldı. Bunun için 16 klinik mastitisli ve 10 sağlıklı sığır kullanıldı. Karaciğer biyopsi örneklerinde yağlanma yüzdeleri belirlendi. Serum örneklerinde glikoz, üre, kreatinin, total protein, albumin, globulin, total bilirubin, d. bilirubin, i. bilirubin, kolesterol, trigliserid, HDL, LDL, T. Ca{}, i. fosfor ve safra asit konsantrasyonları ile bazı enzim (AST, ALT, GOT, CPK) aktiviteleri ölçüldü. Mastitisli 16 sığırın 12'sinde yağlanma yüzdeleri % 6 ile 17 arasında değişti. Karaciğer yağlanması, bu sığırların 4'ünde orta derecede, 8'inde ise hafif derecede idi. Klinik mastitisli sığırlarda glikoz, trigliserit ve VLDL konsantrasyonları kontrol grubuna göre önemli derecede düşük, safra asit konsantrasyonu ise önemli derecede yüksek belirlendi. Sonuç olarak, klinik mastitisli sığırların önemli bir kısmında karaciğer yağlanmasının belirlenmesi, hastalıkla karaciğer yağlanması arasında bir ilişkinin olabileceğini ve yağlanmanın derecesine bağlı olarak karaciğer fonksiyonlarında da bozuklukların şekillenebileceğim göstermektedir.
  • «
  • 1 (current)
  • 2
  • »

| Selçuk Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Selçuk Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Konya, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim